çay çeşitleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çay çeşitleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ocak 2011 Pazartesi

Çay Hakkında






ÇAYIN TARİHÇESİ


        Çinliler çayı 5.000 yılöncesine kadar dayanmaktadır. Efsanenin başlangıcı belirsizdir.Binlerce yıldır Çinliler çayı hem sağlık, hemde eğlence amacıyla kullanmaktadır. En bilinen çay efsanesi, Çin imparatoru Shan Nung ile alakalı olandır. İmparator Sahn Nung kaynamış su içmekteyken, bardağın içine ağaçtan birkaç yaprak düşer. İmparator bunu tatmaya karar verir ve bunun hem lezzetli hem canlandırıcı olduğunun farkına varır. Hindistanda ise farklı bir efsane geçerlidir. Hindistanda 19.yy öncesine kadar çay ile ilgili herhangi bir kayıt olmamasına rağmen Hindistan şu anda dünyanın en büyük çay üreticilerinden biridir. Tea kelimesi 'TE' Çin'in Amay lehçesine göre çay anlamındadır. Çay Avrupaya 17.yy başlarında Hollandalı ve Portekiz'li tüccarlar tarafından getirilmiştir. Ancak Avrupa çayı uzun yıllar pek fazla benimsememiştir.İngilizler çay alışkanlığını ancak 18.yy da edinmeye başlamıştır.19.yy da çay tüketimi artmaya başlamıştır. Avrupa zamanla çayı aromalandırmayı ve bitki türlerini de kullanmayı öğrenmiştir.

         Türklerin çayla tanışması ise 1800 yılların sonlarına doğru olur. 1888 yılında Çinden getirilen çay fidanları ve tohumları Bursa'ya getirilmiştir. Ancak çay fidanlarının gelişme göstermediği görülmüş ve bu denemeden vaz geçilmiştir. Aynı girişim yine Bursa'da 1892 yılında tekrar edilmiş ancak ekolojik koşulların uygun olmaması nedeni ile denemelerden sonuç alınmadığı görülmüştür.1917 yılında ise Doğu Anadolu bölgesini kalkındırma çabaları ile Batum'dan fidanlar alınmış çay,mandalina,narenciye yetiştirilmiştir.

         Bu tarihten sonra yapılan çalışmalar netice vermiş çay üretimine başlanmıştır. Bu dönemde oldukça kalıteli çay üretilebileceğinin örneklerine de ulaşılmıştır. 1937 yılından sonra da ürün alınmaya başlanmıştır. 1947 yılında ilk çay fabrikası kurulmuştur.1963 yılına kadar yurt içine yetecek kadar yetiştirilen
çay 1963 yılından itibaren üretimi arttırılarak yurt dışına da gönderilmeye başlanmıştır.1984 yılına kadar devlet tekelinde yürütülen çay işletmeciliği 1984 yılında çıkan çay kanunu ile serbest bırakılmış. Özel setörde çay piyasasına girmiş ve çalışmalarına başlamıştır. Türkiye artık dünyada ki önemli çay üreticilerinden biridir.



Kokusunu beğenen imparator, tadını da denemek ister ve çay o gün bugündür insanoğlunun vazgeçilmez dostu haline gelir. Çay konusunda ilk geniş çaplı araştırma M.S. 733-804 yılları arasında yaşayan Lu Yu`ya aittir. "Çay Kitabı" adlı eserinde, çay hakkında; üretiminden tüketimine, sistemli ve kapsamlı bilgi vermektedir.
Böylece çay üretimi ve tüketimi daha da yaygınlaşma imkânı bulmuştur.

Avrupa`nın bu gizemli tat ile buluşması 17. yüzyılda gerçekleşir. İngilizler, sağlık ve zindeliğin sunulduğu bu sıcak içeceği o kadar çok benimserler ki, bunu bir yaşam tarzı haline getirirler adeta. 18. yüzyılda da bugün dünyanın en büyük çay yetiştirilen bölgesi sayılan Assam ve Seylan Adası`nda çay bahçeleri oluştururlar. Üretilen bu çayları Avrupa`ya hızlı olarak taşımak için de, süratli yelkenliler yaparlar.
Türkiye`nin çayla tanışması 1787 tarihinde, Japonya`dan getirilen çay tohumlarının ekilmesiyle başlar.
Bursa civarında gerçekleşen ilk ekim çalışmaları iklim şartlarının olumsuzluğu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanır. Ancak 1917 yılında, zamanın Halkalı Ziraat Mektebi Alisi müdür vekili ve botanikçi olan Ali Rıza Erten yapmış olduğu teknik çalışmalar sonucunda 16.02.1924 tarihinde Rize`de çay yetiştirilmesi için meclisten onay alır ve günümüz çay üretiminin temelleri bu şekilde atılmış olur.
1947` de kurulan ilk fabrika ile üretim hızlandı. Geç bir buluşma olmasına karşın,

Türk insanı, çok sevdi çayı ve günün her saatine, her mekanına taşıdı bu sıcacık içeceği!
Dünya üzerindeki tarihiyle kıyaslanınca Türkiye`nin çayla tanışmasının geç bir tarihe denk geldiği görülmektedir. Buna rağmen, Türk insanı, çayı çok sever ve günün her saatine, her mekanına taşır.
Kokusunu beğenen imparator, tadını da denemek ister ve çay o gün bugündür insanoğlunun vazgeçilmez dostu haline gelir. Çay konusunda ilk geniş çaplı araştırma M.S. 733-804 yılları arasında yaşayan Lu Yu`ya aittir. "Çay Kitabı" adlı eserinde, çay hakkında; üretiminden tüketimine, sistemli ve kapsamlı bilgi vermektedir. Böylece çay üretimi ve tüketimi daha da yaygınlaşma imkânı bulmuştur. Avrupa`nın bu gizemli tat ile buluşması 17. yüzyılda gerçekleşir. İngilizler, sağlık ve zindeliğin sunulduğu bu sıcak içeceği o kadar çok benimserler ki, bunu bir yaşam tarzı haline getirirler adeta. 18. yüzyılda da bugün dünyanın en büyük çay yetiştirilen bölgesi sayılan Assam ve Seylan Adası`nda çay bahçeleri oluştururlar. Üretilen bu çayları Avrupa`ya hızlı olarak taşımak için de, süratli yelkenliler yaparlar. Türkiye`nin çayla tanışması 1787 tarihinde, Japonya`dan getirilen çay tohumlarının ekilmesiyle başlar. Bursa civarında gerçekleşen ilk ekim çalışmaları iklim şartlarının olumsuzluğu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanır. Ancak 1917 yılında, zamanın Halkalı Ziraat Mektebi Alisi müdür vekili ve botanikçi olan Ali Rıza Erten yapmış olduğu teknik çalışmalar sonucunda 16.02.1924 tarihinde Rize`de çay yetiştirilmesi için meclisten onay alır ve günümüz çay üretiminin temelleri bu şekilde atılmış olur. 1947` de kurulan ilk fabrika ile üretim hızlandı. Geç bir buluşma olmasına karşın, Türk insanı, çok sevdi çayı ve günün her saatine, her mekanına taşıdı bu sıcacık içeceği! Dünya üzerindeki tarihiyle kıyaslanınca Türkiye`nin çayla tanışmasının geç bir tarihe denk geldiği görülmektedir. Buna rağmen, Türk insanı, çayı çok sever ve günün her saatine, her mekanına taşır.

Kokusunu beğenen imparator, tadını da denemek ister ve çay o gün bugündür insanoğlunun vazgeçilmez dostu haline gelir. Çay konusunda ilk geniş çaplı araştırma M.S. 733-804 yılları arasında yaşayan Lu Yu`ya aittir. "Çay Kitabı" adlı eserinde, çay hakkında; üretiminden tüketimine, sistemli ve kapsamlı bilgi vermektedir. Böylece çay üretimi ve tüketimi daha da yaygınlaşma imkânı bulmuştur. Avrupa`nın bu gizemli tat ile buluşması 17. yüzyılda gerçekleşir. İngilizler, sağlık ve zindeliğin sunulduğu bu sıcak içeceği o kadar çok benimserler ki, bunu bir yaşam tarzı haline getirirler adeta. 18. yüzyılda da bugün dünyanın en büyük çay yetiştirilen bölgesi sayılan Assam ve Seylan Adası`nda çay bahçeleri oluştururlar. Üretilen bu çayları Avrupa`ya hızlı olarak taşımak için de, süratli yelkenliler yaparlar. Türkiye`nin çayla tanışması 1787 tarihinde, Japonya`dan getirilen çay tohumlarının ekilmesiyle başlar. Bursa civarında gerçekleşen ilk ekim çalışmaları iklim şartlarının olumsuzluğu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanır. Ancak 1917 yılında, zamanın Halkalı Ziraat Mektebi Alisi müdür vekili ve botanikçi olan Ali Rıza Erten yapmış olduğu teknik çalışmalar sonucunda 16.02.1924 tarihinde Rize`de çay yetiştirilmesi için meclisten onay alır ve günümüz çay üretiminin temelleri bu şekilde atılmış olur. 1947` de kurulan ilk fabrika ile üretim hızlandı. Geç bir buluşma olmasına karşın, Türk insanı, çok sevdi çayı ve günün her saatine, her mekanına taşıdı bu sıcacık içeceği! Dünya üzerindeki tarihiyle kıyaslanınca Türkiye`nin çayla tanışmasının geç bir tarihe denk geldiği görülmektedir. Buna rağmen, Türk insanı, çayı çok sever ve günün her saatine, her mekanına taşır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top