12 Nisan 2011 Salı

ÇİM ALANLARI BAKIMI

ÇİM ALANLARI BAKIMI


ÇİM ALANLARDA GÜBRELEME
Yeşil alanların bakımında en önemli madde azottur.

En uygun gübreleme zamanları; erken sonbahar (eylül), erken kış (kasım başı), erken bahar (mart-nisan) ve geç bahar (mayıs)’dır.
Gübreleme toprak ısısının en düşük olduğu, sabah veya akşam üstü yapılmalıdır.
Gübre uygulaması ıslak çime yapılmamalıdır.
Gübre uygulamasından sonra çimin yanmasını önlemek amacıyla, gübrenin toprağa geçmesi için bol sulamak gereklidir.
Gübreleme, havalandırma işleminden hemen sonra yapılırsa, besin maddelerinin kök tarafından daha etkili şekilde alınması sağlanır.
Gübrelerin uygulama miktarı 1m²/6 -10 gr oranını geçmemelidir. Bu miktar çimin zayıflığına ve toprak Ph’ına göre değişebilir (ideal Ph 6-7 arası).

ÇİM ALANLARDA SULAMA


Sulama, çim alanların bakımında hayati önem taşıyan konulardan biridir.
Yeşil alanların sulanmasında kullanılacak suyun iyi kalitede olması ve fazla tuz içermemesi gerekir.
Sulama bütün alana homojen olarak uygulanmalıdır.
Sulama mutlaka yağmurlama yoluyla yapılmalıdır.
Kumlu topraklar, sık ve az miktarda sulama ister.
Killi ve ağı topraklar, seyrek ve daha çok miktarda su ister.
Uzun köklü çim her zaman daha az su ister.
Sulamada en önemli nokta, suyun toprak tarafından en az 10-12 cm derinliğe kadar emilebilmesidir.
Yeni oluşturulacak çim sahalarda, toprağın 15-20 gün (çim yapılanana kadar) nemli tutulması gerekir.
Çim alanlar buharlaşmanın en az olduğu zamanlarda, özellikle gece veya sabah (güneşin olmadığı saatlerde) sulanmalıdır.
SULAMA TABLOSU
Çim alanların su ihtiyacı basit bir yöntemle tayin edilebilir;
1) Beş veya daha fazla silindirik kapları çim alanın muhtelif yerlerine yerleştirin
2) Sulama sistemini 15 dakika süreyle çalıştırın
3) Yerleştirilen kaplardaki su yüksekliklerini bir cetvel yardımıyla ölçün ve ortalama su yükseklik değerini tespit edin
4) Bulduğunuz değere göre aşağıdaki tablodan çiminizi her üç günde bir kaç dakika sulamanız gerektiğini bulun.

ÇİM ALANLARDA YILLIK BAKIM


OCAK
Bu ay içerisinde çim alan bakımı için yapılacak pek bir işlem yoktur. Yalnızca çim üzerine dökülen kurumuş yapraklar temizlenmelidir. Ancak donmuş çimlerin ve alanda oluşan göllenmelerin üzerinde yürünmemesi, dikkat edilmesi gereken önemli bir noktadır.
ŞUBAT
Çim bakım işlemlerinin yavaş yavaş başladığı bir zaman dilimidir. Bu ay içerisinde çim alan üzerinde ilaçlama yapılabilir. Ekim yapılacak alanlarda zemin hazırlığına başlanabilir. Şubat ayı sonunda ekim yapmaya başlanabilir.
MART
Çim alan çalışmalarının başladığı aydır. Çimlerin gelişmeleri hızlanır ve büyümeye başlar. Çimin gelişmesini engellememek nedeniyle çimin üzeri tırmıklanarak kurumuş yapraklar ve yabancı maddeler uzaklaştırılmalıdır. Çim alanda yabancı otlarla mücadele çalışmaları bu ay içerisinde yapılabilir. Ancak biçim sırasında çimin zarar görmemesi için zeminin kuru olmasına özen gösterilmelidir.
NİSAN
Bu ay içerisinde aktif çim alan bakım işlemleri hız kazanır. Çimde su ihtiyacı belirir ve çim alanların 2-3 günde bir sulanması gerekir. Yaz gübrelemesi için en uygun dönemdir. Azot esaslı Amonyum Nitrat içerikli gübreler önerilmektedir. Ancak yaz gübrelemesinde göz önünde bulundurulacak en önemli husus; çimin altı aylık bir aktif yaşamsal döneme girecek olmasıdır. Bu nedenle çimin bu dönemde besin ihtiyacına cevap verecek kontrollü salgılama yapabilen Ümik asit katkılı gübreler önerilmektedir. Bu ay içerisinde çim biçimine belirli aralıklarla ( on-on beş günde bir ) devam edilmelidir. Ayrıca bu ayın ortalarından sonraki dönem çim ekim işleri için en uygun dönemdir.
MAYIS
Yabancı ot mücadelesi bu ay içinde de yapılabilir. Ayrıca Mayıs ortalarına kadar ekim işlemlerine devam edilebilir. Çim biçme aralığı daha kısaltılmalı ( yedi-on günde bir ) ve çim kesim boyu daha da artırılmalıdır.
HAZİRAN
Hava sıcaklığının iyice artması dolayısıyla bu ay içerisinde sulama günlük olarak yapılmalıdır. Ancak sulama işinde en önemli husus; gün içerisinde güneş ışığının etkisinin az olduğu saatlerde yani sabah 05:00 – 08:00 arası veya akşamüzeri 18:00 – 21:00 saatleri arasında yapılmasına dikkat edilmelidir.
TEMMUZ
Bu ay içerisinde biçim ve sulamaya devam edilmelidir. Ayrıca daha önce gübreleme yapılamamışsa ve alanda yeteri kadar su varsa bu ay içerisinde de gübreleme yapılabilir.
AĞUSTOS
Temmuz ayında yapılan çalışmaların aynısı yine bu ayda da yapılmaktadır. Eğer tatil vs. nedenler dolayısıyla çim alan ihmal edilmiş ve çim de sararmalar oluşmuşsa çim kısa olarak biçilmeli ve sulamaya devam edilmelidir.
EYLÜL
Bu ay esas çim ekimi için en uygun aydır. Ayrıca kış gübrelemesine bu ayda başlanabilir. Çim örtüsünün olduğu yerlerde solucanlar; toprakta belirmeye başlar. Bu nedenle uygun nitelikteki ilaçların toprağa uygulanması gerekmektedir.
EKİM
Bu ay içerisinde yapraklarda kuruma ve dökülme görülür. Bu yapraklar çimin üzerinden temizlenmediği takdirde mantarlaşma oluşumu görülür. Ayrıca çimin dip kısmında toprak yüzeyinde keçeleşmeler görülür ve sonuç olarak çim alanda onarımı imkansız kelleşmeler meydana gelir.
KASIM
Çim alan bakım işlemleri duraksama dönemine girer. Ayrıca çimin üzerine; alanda oluşabilecek donlardan ve soğuklardan korumak ve bitkinin besin ihtiyacını düzenlemek amacıyla sterilize edilmiş yanmış elenmiş ahır gübresi serilmelidir.
ARALIK
Bu ay içerisinde yapılacak pek bir iş yoktur. Bu ayda alet ve ekipmanlar bakıma alınmalıdır. Ayrıca donmuş veya ıslak çim üzerinde gezilmemesine özen gösterilmelidir.




Toprak Bilgisi ve Bitki Besleme

Toprağı bitki yetiştirme ortamı olarak düşündüğümüzde şu şekilde tarif etmek mümkündür:
Toprak, kayaların ve organik maddenin yüzyıllar boyunca çeşitli etkenlerle parçalanıp ayrılmasıyla meydana gelmiş, içinde geniş bir canlılar alemini barındıran ve bitkilere durak vazifesi görmesinin yanında, su ve besin maddesi sağlayan bir maddedir.
Toprak, kum,kil, mil, humus ve mineral maddelerden oluşur. Bu parçaların hepsi kayaların parçalanması ile oluşur. Gündüz ısınan kayalar genleşir, akşam sıcaklık düştüğünde ise tekrar büzüşür. Bu olay kayaların üzerinde çatlaklar oluşturur. Çatlakların içerisine giren su  , soğuk mevsimlerde donar ve çatlağı genişletir. Milyonlarca yıldır tekrarlanan bu olay, sonunda kayaları taşlara, taşları da toprağa dönüştürür. Rüzgarda toprak oluşumuna yardım eder. Rüzgarın yerden kaldırdığı toz parçacıkları kayalara çarpar ve çarpmalar kayaları aşındırır. Bu şekildeki parçalanmalara “mekanik aşınma” denir
•Yağmur ve akarsular bazı kayaları ıslatarak çözerler. Kayaların yapısındaki kireç, suyla çözününce kayalar zamanla dayanıklılığını kaybeder ve kırılıp, ufalanır. Bu tür parçalanmaya “kimyasal aşınma” denir.
•Toprak altında yaşayan canlıların (tavşanlar, solucanlar, böcekler vb.) açtıkları tünellere su girer ve kayalara ulaşır. Bu ise kayaların çabuk aşınmasını sağlar. Bitki kökleri de kaya çatlaklarına girerek, büyüyüp, gelişirken kayaların parçalanmasına neden olurlar. Canlıların neden olduğu bu tür aşınmaya “biyolojik aşınma” denir.
Topraklar başlıca dört ana bileşenden oluşurlar :
•Farklı boyutlardaki mineraller
•Ölmüş bitki ve hayvan artıklarından oluşan organik maddeler
•Açık gözenekleri dolduran su
•Açık gözenekleri dolduran hava
Önemli Fiziksel özellikler
Toprağın bünyesi:
Toprağı oluşturan en önemli parçacıklar mil (silt), kum ve kildir. Birbirinden farklı büyüklüklerde olan kum, mil (silt) ve kilin topraktaki miktarı toprağın bünyesini belirler.
•Toprağın inorganik katı kısmı çok değişik irilikteki tanelerden oluşur. Teknik anlamda üzerinde analizlerin yapıldığı toprak kütlesi 2 mm den küçük zerrelerden oluşur.
•Toprağı oluşturan bu 2 mm den küçük eşdeğer çapa sahip zerreler ise KumSilt (Mil) ve Kiladı verilen üç büyüklük grubuna ayrılır.
•Bir toprak kütlesi içerisindeki kum(2-0.5 mm), silt (0.5-0.002 mm) ve kil (0.002 mm den küçük) gruplarının toprak sistemindeki etkileri ve görevleri oldukça farklıdır.
Kum
- Toprağın iskeletidir. Fiziksel toprak özelliklerinde etkilidir. Fakat toprağın kimyasal özellikleri ve verimliliğine doğrudan katkısı yoktur.
Silt (Mil)
- kum ve kil arasında geçiş niteliğindeki özelliklere sahiptir. Daha çok fiziksel özelliklere etki eder.
Kil
- Toprağın fiziksel ve özellikle kimyasal özellikleri üzerine oldukça etkili olan, aktif gruptur. Toprağın su tutma ve iletmesinden, topraktaki organik madde ayrışmasına  kadar fiziksel, kimyasal ve biyolojik birçok özellik toprağın kil fraksiyonu tarafından yönlendirilir.
Kumlu topraklar kaba yapılı topraklar olup % 85 den fazla kum ihtiva ederler. Bu topraklar suyu kolayca geçirirler, havalanmaları iyidir, çabuk ısınırlar. Ancak kumlu toprakların su ve bitki besin maddelerini tutma güçleri zayıftır. Bu bakımdan kumlu topraklar su,  bitki besin maddeleri ve organik madde bakımından genellikle fakir topraklardır.
Tınlı topraklar kum, silt ve kil gibi toprağı oluşturan toprak zerreciklerinin birbirine yakın oranlarda bulunduğu topraklardır. Su, bu topraklar içinde  kumlu topraklardaki kadar olmasa da kolaylıkla sızar. Fakat bitkilerin kullanılması için önemli miktarda suyu da tutarlar. Tınlı topraklarda tohumların çimlenmesi ve bitki köklerinin toprak içinde yayılması daha sağlıklı olmaktadır. Bu tür topraklar kumlu topraklardan daha çok su tutar, killi topraklardan da daha iyi havalanır. Tarıma en uygun topraktır.
Killi topraklar genel olarak besin maddelerince zengin topraklardır. Su tutma kapasiteleri yüksek fakat su geçirgenlikleri azdır. Bu nedenle killi topraklar sıkı, ıslandıkları vakit havalanmaları çok güç, ısınmaları da o derece geç olan topraklardır. Kilin yüksek miktarda bulunuşu killi topraklarının bitki besin maddelerince zenginliğini ve gübrelemelerin etkisinin kalıcılığını sağlar. Buna karşılık kök gelişimi için fiziksel özellikler pek elverişli sayılmaz veya bazı şartlarda yetersiz dahi kalabilir.
Toprağın yüzeyden ana materyale kadar olan düşey kesiti profil olarak tanımlanır.
Her toprak profili, toprak oluşturan süreçlerin etkisiyle oluşmuş, yaklaşık yeryüzüne paralel yatay tabakalar olan horizonlar veya henüz çevresel koşullardan tam etkilenmemişkatmanlardan oluşur.
Toprak oluşumu yüzeyde başlayarak derinlere doğru devam ettiğinden yüzey toprakları, yanlış kullanımlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar hariç, bitki yetiştiriciliği için daha uygun özellikler taşır (strüktür, renk, organik madde, mikrobiyal aktivite, su ve hava durumu vs).


Toprağın yapısı ( Strüktürü):
Bir toprak kitlesinde toprak taneciklerinin gruplaşma şekline “toprağın yapısı” denir. Toprağın yapısı; nem oranını,  mikroorganizmaların faaliyetlerini, ısı iletimini, havalanmayı etkileyerek bitkinin gelişimini yönlendirir.
Doğal koşullar altında bütün yüzeysel topraklar bu şekilde bir kümeleşme eğilimindedir. Fakat, kültür altına alınan topraklarda bu tür bir kümeleşme olumsuz etkilenmektedir.
Halbuki toprak zerrelerinin kümeleşmesi ile oluşan yapı, toprakta hava ve su iletkenliğini, bitki köklerinin gelişimimi, su ve besin elementi alımını, havalanmayı ve dolayısıyla üretkenliğietkiler.
Bitkisel üretimde yüzey topraklarına özel önem vermemizin bir nedeni de, üst topraklardaki strüktür oluşumudur.
Toprak strüktürü esas itibariyle taneli, bloğumsu, levhamsı ve prizmamsı olmak üzere dört ana tipe ayrılır. Toprak strüktürü, topraktaki boşlukların şekillenmesi açısından son derece önemli olup, toprakta su ve havanın dolaşımını ve hareketini tayin etmektedir.
Bitkilerin geriye dönmeyecek şekilde solmaya başladıkları andaki toprak su miktarı ise solma noktası olarak tanımlanır. Bu iki değer arasındaki fark ise faydalı su kapasitesi olarak tanımlanır.


Faydalı nem kapasitesi
- Önemi, ilişkileri
•Sulama uygulamalarındaki en önemli parametredir.
•Topraktaki bitki için depolanabilecek su miktarını ifade eder.
•Yüksek olması, sulama aralığını artırır.
•Organik madde miktarı faydalı su kapasitesini artırırken, kil miktarı, TK ve DSN nı birlikte artırdığından FNK ne olumlu etkisi azdır.
•Yine killi topraklar çok fazla su tutmalarına rağmen, küçük gözenek yapısına sahip olmaları ve bu gözeneklerdeki suyun oldukça yüksek emiş değerlerinde tutulması nedeniyle FNK değerleri düşüktür.
•Orta bünyeli (tınlı) toprakların FNK değerleri yüksektir.
•Faydalı nem kapasitesini artırmak için en geçerli temel yöntem toprakların gözenek geometrisini değiştirmektir. Toprak işleme, organik gübre ve toprak düzenleyiciler kullanma, perlit, pomza ve zeolit gibi gözenekliliği artırıcı malzemelerin kullanımı bu amaca hizmet eder.
•Toprakların su tutma kapasitesini artırmak için yapılacak işlemler farklı topraklar için değişiklik gösterir.
Porozitenin önemi
• Su hareketi, Su tutulması, Hava hareketi ve Bitki köklerinin gelişmesi gözenekler içerisinde gerçekleşir.
•Yine Toprağın işleme aletleri ve bitki köklerine karşı gösterdiği direnç gözeneklilik ile ilgili olarak değişir.
•Gözenek oranının azalması sıkışmanın göstergesidir.
•Gözenek oranının azalması yetersiz havalanma dolayısıyla bitki besin elementi alımını olumsuz etkiler.
•Toprak işleme, çapalama, organik madde ilavesi ve mikrobiyal aktivite gözenekliliği olumlu yönde etkiler
•Yoğun çiftlik trafiği ve mekanik yükler olumsuz etkiler
Toprak reaksiyonu (ph)
•Toprakla ilgili tüm çalışmalarda öncelikle belirlenen  bir özelliktir.
•Toprağın asitlik-bazlık durumunu ifade eder
•Çoğu bitki için 6.0-7.0 arası optimum gelişme aralığıdır.

Toprağın
Reaksiyonu
pH’sı
Reaksiyonu
pH sı
Aşırı asit
<4.5
Nötr
6.6-7.3
Çok kuvvetli asit
4.5-5.0
Hafif alkalin
7.4-7.8
Kuvvetli asit
5.1-5.5
Orta derecede alkalin
7.9-8.4
Orta derecede asit
5.6-6.0
Kuvvetli bazik
8.5-9.0
Hafif asit
6.1-6.5
Çok kuvvetli bazik
9.1<

Toprak reaksiyonun önemi
•pH bitki besin elementlerinin elverişliliğini ve alımını etkiler. pH 6-7 arasında iken hemen tüm besin elementlerinin elverişliliği en yüksektir.
•pH asit ve alkali koşullara kaydıkça, bazı besin elementlerinin çözünürlüğü azalırken, bazılarının toksik düzeyde artması söz konusu olur
•Topraktaki mikrobiyal aktiviteyi belirler. Asit koşullarda mantarlar, nötr ve alkalin koşullarda bakteriler etkindir.
Toprağın besin maddeleri:
Toprakta pek çok besin maddesi bulunur. Bitkiler topraktan aldığı bu besin maddeleri ile beslenirler. Bitkilerin en çok ihtiyaç duyduğu besin maddeleri azot, fosfor ve potasyumdur. Eksiklikleri bitkinin gelişimini yavaşlatır veya durdurur.
Toprak Analizi Nedir?
Toprak analizi;toprağın yapısı ve içinde bulundurduğu bitki besin miktarlarının belirlenerek,toprakta yetişecek ürün miktarının ve kalitesinin artırılması,gübre ihtiyacının belirlenmesi,uzun vadede toprakların çoraklaşmasının engellenmesi açısından toprağa laboratuar şartlarında uygulanan fiziksel ve kimyasal analiz yöntemleridir.
Toprak Analizi Nedir?
Toprak analizi;toprağın yapısı ve içinde bulundurduğu bitki besin miktarlarının belirlenerek,toprakta yetişecek ürün miktarının ve kalitesinin artırılması,gübre ihtiyacının belirlenmesi,uzun vadede toprakların çoraklaşmasının engellenmesi açısından toprağa laboratuar şartlarında uygulanan fiziksel ve kimyasal analiz yöntemleridir.
Toprak Örneğinin Alınması
•Toprak örneğinin alınmasında en önemli nokta alınan örneğin toprağı temsil etmesidir
•Toprak örneğinin usulüne uygun olarak alınması alan kişinin sorumluluğundadır
•Tarla tarımı için 40 dekar,bahçe bitkileri için 20 dekar alan için en az  bir karışık örnek alınmalıdır
•İhaleli işlerde şartnamede belirtilen şekilde örnek alınmalıdır
Toprak Örneği Ne Zaman Alınmalıdır?
•Zorunluluk halinde toprak örneği her zaman alınabilir ancak,en uygun olan seracılıkta ve tek yıllık bitki yetiştiriciliğinde ekim zamanı göz önünde bulundurularak ekimden veya dikimden,yetişmiş meyve ağaçları ve bağlar için ise gübre kullanma tarihinden 1-2 ay önce alınmalıdır
•Donmuş topraklardan ve çamurlu alanlardan örnek alınmamalıdır
•İhaleli işlerde nakliye esnasında veya ihtiyaç duyulması halinde stok sahasından örnek alınmalıdır
Toprak Örneği Alınmaması Gereken Yerler
•Kompost,ahır gübresi,kireç,kum,fabrika ve inşaat artıklarının yığıldığı yerler
•Mevzi olarak su birikmiş,dere ve sel baskınına uğramış yerler
•Harman yeri,kök,yabani ot,sap v.s nin yakılmış olduğu yerler
•Hayvan yatmış yerler ile karınca,köstebek v.s yuvaları ve civarları
•Yol,çit,orman,kanal,su arkı,dere kenarları ile tarla hudutları
•Tarlanın esas karakterinden farklı,bozuk drenajlı,kumlu,taşlı ve çakıllı küçük alanlar
•Sıraya gübreli ekim yapılan ürünlerde sıra üstleri
•Stok sahalarında yığın yüzeyi veya eteği

Kaynak:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top