5 Nisan 2011 Salı

C VİTAMİNİ KRALİÇESİ

C VİTAMİNİ KRALİÇESİ


Minik olduğuna bakmayın; çok marifetlidir kuşburnu. Tam bir C vitamini deposudur. Meyveleri damağınızı şenlendirir, çayı içinizi ısıtır, dikenli türleri bahçenizi yabancı misafirlerden korur...


Boya sanayisinden gıdaya, peyzajdan erozyona kadar pek çok alanda kullanılan, çok amaçlı bir bitki kuşburnu. Ülkemizde en çok Karadeniz’de yetişiyor. Gümüşhane’de adına festivaller düzenleniyor. Büyük kentlerdeyse daha çok çay, reçel ve meyve suyu şeklinde konuk oluyor evlere. Hangi vitamini ararsanız var onda. Limon, domates ve elmadan çok daha fazla C vitamini içeriyor. 100 gramında bir sandık portakala eşdeğer miktarda C vitamini bulunuyor. Bunun yanı sıra, A, B1, B2, K, P vitaminleriyle protein, mineraller, potasyum, sodyum, kalsiyum, magnezyum ve fosfor da var. Dedik ya bakmayın siz onun küçük olduğuna diye, aslında bir dev barındırıyor içinde. Enfeksiyonlara ve soğuk algınlığına karşı, bedenin savunma sistemlerini güçlendiriyor. Bu yüzden de kış aylarında bolca tüketiliyor. Yorgunluğu üzerinizden atmanızı sağlıyor. Yara iyileştirici ve kanı temizleyici özelliği de var. Tüm bunların yanı sıra kuvvetli bir kök yapısına sahip olduğu ve toprağı iyi tuttuğu için erozyonla mücadele için ekiliyor. Kırmızı renkli, yumuşak etli kökleri boya sanayisinde de kullanılıyor. Beyaz ve uçuk pembe renkli çiçekleri, kırmızı meyveleri nedeniyle peyzaj düzenlemelerinde de tercih ediliyor. 

ONA NASIL BAKMALI?
Çok uyumludur. Hemen hemen tüm iklim şartlarında yetişir.
Soğuğa karşı dayanıklıdır. Mayıs, haziran, temmuz aylarında çiçek açtığı için dondan zarar görmez.
Toprak konusunda seçici değildir. Farklı toprak çeşitlerinde yetişebilir.
Ama kumlu, besin maddelerince zengin, gevşek toprakları daha çok sever.
Kökleri derinlere kadar indiği için kuraklığa dayanıklıdır.
En iyi gelişimi nehir kenarlarında gösterir.
Güneşi çok sever. 
Güneye bakan yerlerde meyvenin rengi, iriliği ve içeriğindeki
 C vitamini de artar.
Yükseklere çıktıkça çiçeklenme süresi uzar.
Bir meyvenin içinde 20-40 adet tohum vardır. Ancak bazı türlerde ana bitkiden çok farklı özelliklere sahip tipler ortaya çıktığı için tohumla üretim yerine çelikle üretimi tercih etmelisiniz.










DİKERKEN BUNLARA DİKKAT EDİN
Çelikle üretim için sonbahar sonunda ya da kış başında, 6-9 milimetre çapındaki yaşlı dalları kesin. 12-20 santimetre uzunluğunda kestiğiniz çelikleri demet halinde nemli kum ya da pist yosunu içinde tutun. Bu çelikleri önce nem geçirmeyen kağıda, sonra nemli gazete kağıdına, daha sonra yine nem geçirmeyen kağıda sararak buzdolabında muhafaza edin.
İlkbaharda köklendirmeye alın. Aynı yıl, süren dallar sertleşmeye başladığında, yumuşak odunsu çekirdekleri de uygun ortamlarda köklendirin.
Fidan dikimi genellikle sonbaharda ağaçların yapraklarını dökmesiyle başlasa da, kışı sert geçiren bölgelerde ilkbaharda dikilmesi daha uygundur.
Fidanı dikerken, çukuru sohbaharda, yağışlardan önce açın ve toprağı havalandırın. 
Çukuru 60x60 santimetre genişlik ve derinlikte açın.
Fidanı dikerken aşı yerinin ve kök boğazının toprak seviyesinden yukarıda kalmasına dikkat edin. Dikimden sonra çukurun etrafında çanak oluştururak fidanın gerekli suyu almasını sağlayın. Yanmış çiftlik gübresi kullanın.
Dikimden sonra toprağı sıkıştırın. Can suyunu verin.
Kuşburnu kuraklığa dayanıklıdır ama düzenli aralıklarla sulamayı ihmal etmeyin. İlk birkaç yılında yağışsız geçen dönemlerde toprağı kontrol ederek 20-25 günde bir, dört-beş kez sulayın.
Uygun gübreleme, yeni sürgünlerin oluşmasını, bitki boyunu ve meyve iriliğini etkiler, unutmayın.
Fazla budanmak istemez. Yeni sürgünler için yapacağınız hafif budama verimi arttırır.


Kuşburnu, pembe-beyaz çiçekleri ve kırmızı meyveleri ile çok dekoratif görünüyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top