15 Mart 2011 Salı

Akasya (Acacia) ve Bazı Türleri


Akasya (Acacia) ve Bazı Türleri


Mımosaceae   famılyasına ait  akasyalar çokça ağaç,az olarak da ağaççık ya da boylu veya bodur çalı durumunda bulunurlar. Yapraklarını kışın dökenleri bulunduğu gibi ,kış-yaz yeşil olanları da vardır. Dikenleri bulunur ya da bulunmaz,yaprakları çokça bileşik tüysü yaprak durumunda olup birçok yaprakçıktan kuruludur. Bazen tüysü yaprak yerine ince ve uzun flokladlar görülür. Yaprak sapları uzunca olup çoğunlukla genişlemiş durumdadır. Yaprak dizilişi almaçlıdır. Kulakçık çoğunlukla dikene değişmiştir. Çiçekler güzel kokulu olup sarı renkte ve küçüktür. Örtü yaprakları çanak ve taç olarak ayrılmıştır ve dörder parçalıdır. Ercikleri çok sayıdadır. İpçikleri uzundur. Çiçekler başçık ya da başak kuruluşunda toplu durumda bulunur. Meyve bakla durumundadır.
Dünyanın tropik ve subtropik bölgelerinde bulunurlar. Tersiyer devrinde Orta Avrupa’da da yerli olarak bulunmakta iken bugün daha dar bölgelere yayılmış bulunmaktadır. Özellikle Avustralya’da, Afrika’da Sudan’da ve güney bölgelerinde, Orta Amerika’da, Asya’nın tropik bölgelerinde yetişen türleri vardır.  
Akasya ağacının ilk yaşadığı yer Karolin ve Virjinya sınırları dahilinde ‘galleghanv’ dağlarıdır. Bu ağacı Avrupa’ya ilk tanıtan kişi ‘Jan Ruben’dir.   Akasya ağacı Türkiye’ye 1850 tarihinde gelmiş ve ilk geldiği yer de Ege bölgesi olmuştur. O yıllarda akasyaya karşı alaka gösterilmemiş olmasından çoğalamamıştır. Bursa Ziraat Mektebi ile İstanbul Halkalı Ziraat Mekteplerinin açıldığı yıldan sonraki senelerde mektep idaresinin Avrupa’dan getirttiği diğer ağaç tohumları ile birlikte akasya tohumları da getirilmiş ve o tarihten sonra Bursa ve İstanbul bölgesinde çoğalmasına ve daha sonraları da İzmir, Adana, Edirne, Erzincan,Çorum,Konya, Kastamonu illerimizde açılan ziraat okulları ile bu ağacın çoğalmasına yardım edilmiş. Zaman geçtikçe tohumu ve fidanı vilayetten kazalara hatta köylere varıncaya kadar az miktarda dağıtılmış yayılmış ve çoğaltılmıştır.


Büyük Önder Atatürk, Anadolu’nun büyük inkılabı ile birlik yarattığı milli yenilikler arasında, bir de ziraat inkılabına örnek ve görenek olmasını işaret buyurduğu, merkezi Ankara şehrinde bundan 65 yıl öncesine kadar kara, kuru, çıplak bir halde bulunup şimdiki Atatürk Orman Çiftliğinin ne içilecek bir yudum suyu ne de gölgesinde barınacak bir tek ağacı dahi olmamakla beraber, basit ziraat yapılan sahaları bile yoktu.

Toprağının iyi olmamasından bu kısır yerlerde ilk olacak ve yetişecek akasyadır denmiş ve ilk defa akasya ağacı fidanlarının dikilişine başlanarak dört senede dört milyon ağaç dikilmiştir.
Bugün Ankara’da Orman Çiftliğinde akasya ağacı ile yapılan geniş yeşillik gözle görülmeyecek derecede geniş ve gören gözlere şenlik vermektedir. Akasyalar cinsinin 700 kadar türü vardır. Akdeniz çevresi ülkelerde ve yurdumuzda da yetiştirilmektedir. Kuru ve fakir topraklarda yetişebilmektedir. Bazı türlerinin meyvelerinden, kabuk ve öz odunlarından tanen ve zamk elde edilmektedir. Büyümeleri çabuktur. Kıyı ağaçlamalarında ve özellikle kumulların durdurulmasında faydalanılmaktadır. Genel olarak donlara karşı duyguludur. Rüzgara karşı muhafazalı yerleri seçerler.



Acacia cinsinin bazı türleri,
  
Acacia abeileyana F. Muell. :
Yurdunda 3 metre kadar boylanabilen, kış ve yaz yeşil ağaççık ya da çalı durumunda bulunur. Dallar mavimsi boz renkte ve tüysüz olup çoğunlukla sarkık durumdadır. Yapraklar 4-5 cm. uzunlukta, katlı tüysü yaprak durumundadır. Yaprakçıklar 4-8 mm. Uzunlukta, açık mavimsi renkte, çiçekler yuvarlakça başçık görünüşünde olan 20-30 çiçekten oluşmuş 5-10 cm. boyda salkım kuruluşunda toplanmış olup altın sarısı rengindedir. Kireci sevmez. Avustralya’da yerli olarak bulunur.

Acacia dealtbata

Yurdunda 30 metre kadar boylanabilen, kış ve yaz yeşil ağaç ve ağaççık durumunda bulunur. Gövde ve ana dallarda kabuk düzgün ve açık boz rengindedir. Sürgünler ince, sık ve gümüş renginde, tüylü olup köşelidir. Filokladiler bulunmaz, yapraklar 7-12 cm. uzunlukta, katı tüysü yaprak durumunda, yaprakçıklar 4-8 mm. Uzunlukta, taze iken yumuşak, gümüş renginde tüylü ve mavimsi yeşil renktedir. Çiçekler yuvarlakça başçık görünüşünde, güzel kokulu, sarı renkte ve çok çiçekli bileşik salkım kuruluşunda toplanmıştır. Kıştan bahar aylarına kadar çiçekli olarak görülür. Ilıman bölgelerde yetiştirilebilir. Buralarda 20 metre kadar boylanabilir. En çok tanınan ve yetiştirilen bir akasya türüdür.
    Çok erken, Ocak-Mart da çiçek açar. Soluk sarı renkli küre biçimindeki çiçeklerden birçoğu bir araya gelerek bol çiçekli kurulları oluştururlar. Bu akasyanın bir alt türü olduğu sanılmaktadır.
    Vatanı Avustralya, Tasmanya’dır. Fakat uzun zamandan beri Güney Avrupa’nın park ve bahçeleri ile Orta Avrupa’da süs bitkisi olarak kültüre alınmış, hatta Güney Avrupa’da yer yer yabanlaşmış, naturalize olmuştur. Türkiye’nin sahil şehirlerinde, özellikle İstanbul’da adalardaki bahçelerde çok görülür. Kış sonları, bahar başında çiçekleri İstanbul’daki çiçek pazarında yanlış olarak ‘mimoza’ diye satılır. Dekoratif bir park bitkisi olan bu akasya türü Türkiye’nin hemen bütün kıyı şehirlerinde yetişebilir.

Acacia fornesiana(L.) Willd. :
Vatanı Dominik Cumhuriyeti olan bu tür ufak bir ağaç veya 3-4 m. Boyunda bir çalı halindedir. Yapraklar iki katlı tüysüdür. Kulakçıkları dikene değişmiştir.
Vatanı dışında ılıman iklime sahip olan yerlerde süs bitkisi olarak Kuzey Afrika’da, Güneybatı Avrupa’da, özellikle Cezayir’de büyük ölçüde yetiştirilmekte, açık sarı renkli kokulu çiçekleri destile edilerek farmaside kullanılmaktadır. İstanbul adalarında bu türe, az sayıda da olsa rastlanır. Mahalli halk ‘Amber’ adını vermektedir
    Aynı gruptan yani kulakçıkları dikene dönüşmüş durumda olan akasyalardan A. Catechu Willd. Türünün çiçekleri salkım kuruluşunda toplanmış olup yuvarlak başçık görünüşündedir ve sarı renktedir.
Acacia senegal Willd. Türünde ise gene salkım kuruluşunda toplanmış bulunan başçık görünüşündeki çiçekler beyaz renktedir.
 
Acacia cyanophylla Lindl. :
  Kalın dallı, yuvarlak tepeli bir ağaçtır. Gövde ve kalın dalların tanence çok zengin, koyu renkli düzgün bir kabuğu vardır. Tüysü yapraklar körelmiştir. Yaprak sapları 20-30 cm. ye ulaşabilen mavi-yeşil dar şerit halini almıştır. Çiçekler küçük, başçıklar oluşturacak şekilde bir araya toplanmıştır. Toprak ve nem isteği fazla olmadığı halde hızlı bir büyüme yaptığından vatanı dışında ağaçlandırılmalarda, özellikle sahil kumullarının durdurulmasında büyük ölçüde kullanılmaktadır. Olağanüstü kuvvetli kök ve kütük sürgünü yapma özelliğine sahiptir. Vatanı Batı Avustralya’dır. Güney Avrupa’da naturalize olmuştur.
Akdeniz çevresinde çok yetiştirilmekte, Kıbrıs adasında kumulların durdurulmasında faydalı noktadır. Bugün Güney Anadolu’da , Antalya, Manavgat dolaylarında da aynı şekilde kullanılmaktadır. Tohumları Ada’ dan getirildiği için, Antalya’da mahalli olarak “Kıbrıs Akasyası” adı verilmektedir. 

Acacia longifolia Willd. : 
9 metre kadar boylanabilen ağaç, ağaççık ya da çalı durumunda bulunur. Sürgünleri tüysüz olup köşelidir. Yaprakları 15 cm. kadar uzunlukta, dar mızrak biçiminde, yassıca yaprak sapı görünüşünde, sert, derimsi olup sarımtırak yeşil renktedir. Yaprak boyunca uzanan 3 ya da 4 damar bulunur. Çiçekler açık sarı renkte ve yaprakların koltuğunda, silindir görünüşünde olan başak kuruluşunda, bakla durumunda olan meyve 10 cm. kadar uzunluktadır. Avustralya’da , Tasmanya’da yerli olarak bulunur.
   
Acacia melanoxylon R. Br. :
Yurdunda 25 bazen de 30 metreden çok boylanan geniş ve yuvarlak tepeli ağaç durumunda bulunur. Sürgünler tüylü olup köşelidir. Yapraklar 13 cm. ye kadar uzunlukta, nispeten etlice, eğri kılıç görünüşünde, yaprağın ucu ve tabanı dardır. Uzunlamasına 3-5 belirgin damar bulunur. Genç bitkiler de katlı tüysü yapraklar görülür. Çiçekler güzel kokulu ve yuvarlakça başçık durumunda olup sarı renktedir. Yaprakların koltuğunda salkım kuruluşunda bulunur, kuruluşta az çiçek vardır. Bakla meyve 5-10 cm. uzunlukta, yassı ve eğricedir. Avustralya’nın güney doğu bölgelerinde yerli olarak bulunur. Yurdu dışında da yetiştirilir. Mobilyacılıkta faydalanılır. Bazı yol ağaçlamalarında da kullanılır. 

Acacia verticillata Willd. :
Yurdunda 9 metre kadar boylanan ağaç, ağaççık ya da sık görünüşlü çalı durumunda bulunur. Yeni sürgünler tüylü olup köşelidir. Yapraklar altışar yapraklı çevrel durumda olup sivri uçlu, düz, dar yaprak sapı görünüşünde, yumuşak oldukları için batıcı değildirler. Çiçekler sarı renkte, yaprakların koltuğunda, salkım kuruluşunda bulunurlar. Çiçekli zamanı Nisan-Mayıs aylarıdır. Bu türde çiçekler yuvarlak olmayıp silindir görünüşündedir. Avustralya’da , Tasmanya’da yerli olarak bulunmaktadır. Güzel görünüşü bakımından süs bitkisi olarak değerlidir. Akdeniz ülkelerinde ve bu arada yurdumuzda ılıman bölgelerde açıkta yetiştirilmektedir.


Akasyaların yararları ve kullanım alanları : 
 Hızlı büyüdükleri için ağaçlandırmalarda, özellikle vatanları dışındaki ılıman iklimlere sahip yerlerde, örneğin, Akdeniz çevresinde kumulların durdurulmasına hizmet etmektedirler.

Akasyanın Avustralya, Doğu Hindistan, Afrika ve Amerika’da yayılmış olan birçok taksonları vardır. Bunlardan bazılarından elde edilen zamkın kullanılışının çok eski bir geçmişi vardır. Bu, Mısırlılar tarafında daha İsa’nın doğumundan önce 17. Yy. da kullanılmakta idi. En temiz ve makbul olan zamk; A. Senegal Willd., A. Glaucopylla Stend., A. Abyssinica Hochst., A. Decurrens Willd. Türlerinden elde edilir.

Acacia  arabica Willd. Türünün henüz olgunlaşmamış olan meyveleri tanence çok zengin olduğundan aynı meşelerden elde edilen mazılar gibi, siyah ve kahverengi boyaların yapımında kullanılır. A. Melanoxylon R. Br.’ın ise çilek gibi güzel kokulu kıymetli odunu vardır.  

Akasya ağaçları kokulu ve mezbul çiçek açmasından arıların istifadesinde mevkii bulunması nedeniyle Balkanlarda bal piyasalarında Akasya balının daha yüksek fiyatla satıldığı öğrenilmiştir. Akasya ağcının çiçeğinden kokulu şurup ve kolonya yapılmaktadır. 
                   
Akasya ağacının mahsülü olan tohum kapsülleri ile birlikte ve henüz kapsüller yeşil renkte olduğu zaman taze olarak veya sonbahardan sonra kuruduğunda ılık su ile ıslatılarak yumuşadığında bakla ve fasulye gibi yem olarak koyun, keçi, ,inek hayvanatına verilir. 
    
Tropik Afrika kökenli olan Acacia senegal’den, yapıştırıcı madde ve mürekkep yapımında, eczacılıkta, şekercilikte ve başka sanayi dallarında kullanılan Arap zamkı elde edilir. Akasya ağaçlarından çoğunun gövde kabuğu, sepicilikte, eczacılıkta ve boya, mürekkep gibi bazı ürünlerin yapımında kullanılan tanen açısından zengindir. 
    
  Az sayıda bazı akasya türlerinin ise odunu değerlidir. Bu türlerin başlıcaları Avustralya kökenli Acacia melanoxylon ile yarran ( Acacia homalophylla ) ve Hawaii kökenli Acacia Koa’dır. Ana yurdu A.B.D’nin güneybatısı olan ve buradan Hindistan ve Avrupa’ya yayılan Acacia farnesiana, parfüm yapında kullanılan güzel kokulu sarı çiçekler verir. Avustralya türlerinin pek çoğu, çiçeklerin hoş görünümü nedeniyle süs bitkisi olarak dünyanın hemen her yanına yayılmıştır. 
     
Türkiye’de birçok Avrupa ülkesinde ve A.B.D’ de akasya adı ile bilinen beyaz salkımlı ağaçlar aslında gerçek bir akasya değildir. Bu yüzden botanikçiler, gerçek akasyalarla aynı cinsten olmayan bu ağaçları yalancı akasya ( Robinia pseudoacacia ) olarak adlandırırlar. 20-25 metreye kadar boylanabilen bu gösterişli ağaçlar, gölge vermesi için yol kenarlarına, park ve bahçelere dikilir. Çiçeklenme zamanında sarkık salkımlar halinde kümelenen küçük beyaz çiçekleri de çevreye tatlı ve baygın bir koku yayar. 
      
Gerçek akasyalar güzel görünümleri dışında odunundan özsuyuna kadar hemen her şeyinden yararlanılan çok değerli ağaçlardır. Güney Afrika , Avustralya ve öbür tropik ülkelerdeki büyük tarım işletmelerinde bu ağaçlar özel olarak yetiştirilir. Avustralya yerlileri, mulga ( Acacia aneura ) adını verdikleri bir akasya türünün dallarından mızrak sapları ve bumerang yaparlar. Akasyaların yaprakları ve meyveleri de hayvan yemi olarak kullanılır.  

KAYNAKÇA:
1.    Gökmen,Halil.,Kapalı Tohumlular,Orman Genel Müdürlüğü Yayınları,Ankara:1990,s 485-88.
2.    Öğütçü,Mahir.,Faydalı Ağaçlardan Akasya Ağacı,Kastamonu İl Basımevi, Kastamonu:1935, s 1-21
3.    Kayacık,Hayrettin., Orman ve Park Ağaçlarının Özel Sistematiği, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul:1982, s 62-6
4.    Ana Britanica, Ana Yayıncılık, İstanbul: 1986, Cilt 1, s 248
5.    Temel Britanica, Ana Yayıncılık, İstanbul: 1992, Cilt 1, s 105.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top