6 Mart 2011 Pazar

Bitkilerle cilt bakım maskeleri Yüz maskeleri

BİTKİLERLE CİLT BAKIM MASKELERİ(YÜZ MASKELERİ)






Bezelyeden patlıcana kadar birçok sebzenin, cilt bakımında birer cansimidi olduğunu biliyor musunuz? Sebzeler vücudumuza olduğu kadar cildimiz üzerinde de olumlu etkilere sahip. Hazırlanması çok kolay olan bu maskeleri uygulayarak pürüzsüz ve sağlıklı bir cilde kavuşabilirsiniz.


1.SALATALIK MASKESİ : İki tutam çuha çiçeği kurutularak,dövülüp toz haline getirilir. Kabukları soyulmuş yarım salatalık, bir fincan pirinç unu, çuha çiçeği tozu ile birlikte on dakika ateşte pişirilir. Elde edilen karışım bulamaç haline getirilir. Hazırlanan bulamaça yarım fincan elma suyu, bir çorba kaşığı saf zeytinyağı ilave edilerek krem haline getirilir.
Etkisi : Yüz ve boyuna uygulanan bu maske cildin canlı ve sağlıklı gözükmesini sağlar. Yüzde yarım saat beklettikten sonra ılık su ile yıkanır ve gül suyu sürülür.




2.BAL MASKESİ : Civan perçemi çiçeği, saf suda on dakika kaynatıldıktan sonra sıkılarak süzülür. Bir fincan su soğutulur. Elde edilen posa ezildikten sonra,yarım fincan limon suyu,bir çorba kaşığı zeytinyağı,bir tatlı kaşığı bal ve çırpılmış yumurta sarısı ile karıştırılır. Hazırlanan karışıma soğuk civan perçemi suyu ilave edilir. Maske kıvamına gelinceye kadar yulaf unu eklenir.
Etkisi : Yüzdeki çöküntü ve kırışıklıkların giderilmesini önler. Bu maske bir hafta uygulanmalıdır. Yüzde bir saat kalması gereklidir.


3.YUMURTA MASKESİ : İki avuç buğday, iki bardak suda ezilir. İki yumurta sarısı ve bir çorba kaşığı badem yağı konulur. Yüze sürülür ve kurumaya başlayınca yıkanır ve gülsuyu sürülür.
Etkisi : Kızıl lekelerin ve sivilcilerin giderilmesini sağlar. Sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa uygulanır. Bu maske şampuan olarak kullanılabilir, saçların parlamasını sağlar.


4.BEZELYE MASKESİ : İki su bardağı taze bezelye, ezildikten sonra üzüm pekmezi ile karıştırılır. Yumurta akı ve yarım fincan ayçiçek yağı ilave edilir. Bir miktar un konularak maske kıvamına gelinceye kadar karıştırılır.
Etkisi : Ten dokusu üzerinde parlaklık sağlar, gece yatmadan uygulanmalıdır. Sabah cilt temizlenir.


5.ÇİLEK MASKESİ : Bir avuç taze çilek ezilip, yulaf unu ile karıştırılır. Bir adet yumurta sarısı ile iki çorba kaşığı yoğurt çırpılır, krem kıvamına getirilir.
Etkisi : Kuru ciltler için besleyici olan bu maske 20 dakika ciltte kaldıktan sonra ılık su ile yıkanır. Çilek maskesi özellikle gözaltlarındaki kırışıklıkların azalmasında önemli rol oynar.


6.PATLICAN MASKESİ : Dilimlenmiş yarım patlıcan iki bardak suda kaynatılır. Hazırlanan karışıma bir diş sarımsak eklenerek lapa haline getirilir. Buna kaymak katılarak krem haline getirilir. Bu karışım iki ay boyunca hergün tekrarlanmalıdır.
Etkisi : Tendeki mikropları arındırmada ve yüze canlı bir görünüm kazandırmada etkindir.


7.KAYISI MASKESİ : Üç tutam defne yaprağı, bir tutam tarçın kayısı suyunda pişirilir. Bir adet yumurta ve yarım fincan süt karıştırılarak krem haline getirilir.
Etkisi : Yüzdeki sivilceleri gidermek ve tene tazelik kazandırır. Saça uygulandığında dökülmeyi durdurur ve saçın geç ağarmasını sağlar.


• YULAF MASKESİ İLE SİYAH NOKTALARDAN KURTULUN
Yulaf ezmesi, cildin derinlemesine temizlenmesi ve siyah noktaların yok edilmesini sağlayan bir maskedir. Bu maske ayrıca cildin içinde dolaşan pislikleri temizleyip, cildin fazla yağlanmasını da engeller. Bu nedenle kuru ciltli kişiler tarafından pek fazla kullanılmamalıdır. Yulaf ezmesi maskesinin yapımı son derece basittir. Pişirdiğiniz yulafları süzdükten sonra, bunları geniş bir kabın içinde bir kaç dakika ezin. Hazırladığınız bu yulaf ezmesini yüzünüze sürdükten sonra 15 dakika kadar bekleyin. Daha sonra yüzünüzü ılık suyla temizleyin. Bu maskeyi vücudunuza da uygulayarak, şaşırtıcı sonuca ulaşabilirisiniz.


Evde yapabileceğiniz yüz maskeler


• Yumurta, bal, yoğurt evimizde hemen her zaman bulunan yiyecekler. Ama bu kez bunları yemek pişirirken değil, güzellik maskeleri uygularken kullanacağız. Hazır mısınız? O zaman tariflerimize başlıyoruz! Besleyici maske İçinde bulunan badem yağı ve yumurta sarısı sayesinde cildi sanki yeni doğmuş bir bebeğinki gibi yumuşacık yapan bu besleyici maskeyi ayda bir kez uygulayabilirsiniz.
Malzemeler
3 tatlı kaşığı toz haline getirilmiş badem
1 tatlı kaşığı tatlı badem yağı
1 tatlı kaşığı krema
1 adet yumurta sarısı
Hazırlanışı : Yoğun bir kıvama gelinceye kadar tüm Malzemeleri bir kasede karıştırın.
Uygulaması : Gözlerin etrafına gelmeyecek şekilde maskeyi yüzünüze sürün. 15 20 dakika dinlenmeye bırakın. Ilık suyla durulayın.
Sonuç : Kırışıkları gerilmiş, daha pürüzsüz bir cilt.


• Onarıcı maske
Özellikle yaz aylarında uzun süreli güneş banyolarının ardından uygulamak için ideal. Balın ve gliserinin yumuşatıcı etkileri sayesinde cildin nem oranını artıran bir maske.
Malzemeler
1 adet limon
3 çorba kaşığı bal
Gliserin
Hazırlanışı : Limon suyuyla balı hızlı hareketlerle iyice karıştırın. 15 gram gliserini ilave edin. Özlü bir karışım elde edinceye kadar karıştırın.
Uygulaması : Hazırladığınız maskeyi masaj yapmadan yüzünüze ve boynunuza yayın. 15 dakika kadar yüzünüzde dinlendirdikten sonra ılık suyla temizleyin.
Sonuç : Cildi derinlemesine nemlendiriyor.


• Dinlendirici maske
Bu maske aynı zamanda yüzünüzün daha kolay bronzlaşmasını sağlar. Karışımdaki Malzemeler cildi besler ve aynı zamanda pürüzsüz bir görünüm almasına yardımcı olur.
Malzemeler
1 adet yumurta sarısı
1 kase yoğurt
1 tatlı kaşığı zeytinyağı
5 damla havuç yağı
Hazırlanışı : 1 adet yumurta sarısını 2 tatlı kaşığı yoğurtla çırpın. Zeytinyağını ve havuç yağını ekleyin.
Uygulaması : Karışımı yüzünüze ve boynunuza sürün. 20 dakika kadar dinlendirip, ılık suyla temizleyin.
Sonuç : Cildi, özellikle güneşin zararlı etkilerine karşı koruyan ama bronzlaşmayı da artıran bu maskenin nemlendirici ve besleyici etkisi kendini hemen gösteriyor.


• Evde yapabileceğiniz vücut maskeleri
Yukarıda evde yapabileceğiniz yüz maskeleri'nin tariflerini vermiştik. Şimdi sıra vücut için yapılabilecek maskelerde... Eğer ipek gibi bir ten istiyorsanız, bu iki maskeyi mutlaka uygulayın! Peeling Kremi Bu peeling kremini ayda bir kez uygulayın. Ölü hücreleri temizler ve vücudun yumuşak, pürüzsüz olmasını sağlar.
Malzemeler
1 çorba kaşığı deniz tuzu
3 çorba kaşığı zeytinyağı
Hazırlanışı : Küçük parçalara ayrılmış deniz tuzunu, zeytinyağı ile iyice karıştırın.
Uygulaması : Ilık bir duş alın. Hazırladığınız karışımı, dairesel hareketlerle masaj yaparak vücudunuza sürün. Bu karışımı özellikle topuklar, dirsek, diz gibi bölgelere yoğunlaşarak uygulayın. Ilık suyla durulayın.
Sonuç : Gözenekleri tıkayan ölü deri temizleniyor ve cilt yapılacak bakıma hazır hale geliyor.


• Bal Maskesiyle Epilasyon
Cildin hassas olduğu noktalara uygulanabilecek balla yapılan epilasyon.
Malzemeler
1 kase bal
Limon suyu
Bez parçaları (eski çarşafları kesebilirsiniz)
Hazırlanışı : Kısık ateşte balı ısıtın. Yoğun bir kıvama geldiğinde birkaç damla limon suyu ekleyin. Soğumaya bırakın.
Uygulaması : Hazırladığınız karışımı tüylerin bulunduğu bölgeye yayıp, birkaç saniye bekletin. Ağdanın üzerine bir bez parçası yapıştırıp, üzerini düzeltin. Tüylerin tersi yönünde tek hamlede çekin. Ağda bittikten sonra soğuk suyla temizleyin.
Sonuç : Pürüzsüz, ipek gibi bir ten!


YÜZ GÜZELLİĞİNİZİ DEVAM ETTİRME USULLERİ


Bitkisel maskeler


1) Kuru Ciltler İçin Maskeler :
• Yulaf İçi Maskesi : 2 çorba kaşığı yulaf içi, suda veya sütde 15 dakika kaynatılır. Soğuduktan sonra mahlülle bir kaşık bal ilave edilir. Hafif sıcak vaziyette yüze sürülüp, 15 dakika bekletilir. Yüz ılık su ile yıkanır.
• Kabak Maskesi : Pişirilmiş kabaktan 2 çorba kaşığı iyice karıştırıldıktan sonra, içerisine 1 çorba kaşığı zeytin yağı veya badem yağı karıştırılır. Elde edilen karışım yüze sürülür, 20 dakika sonra ılık su ile yıkanır.
• Havuç Maskesi : 2 havuç rendelenir, yumurta akı ile çırpılır, 1 tatlı kaşığı zeytin yağı veya süt ve az miktarda nişasta karıştırılır. Sonra yüz boyun ile birlikte yağlanır. 30 dakika sonra ılık su ile yıkanır.
• Marul Maskesi : Marul yaprakları ince ince kıyılır, üzerine zeytin yağı ve birkaç damla limon suyu sıkılır (lapa haline gelmesi için). Yüze sürülür. 20 dakika sonra yavaş yavaş evvela sıcak su ile, sonra soğuk su ile yıkanır. Marul yerine, rendelenmiş turp veya patates püresi de kullanılabilir.
• Muz Maskesi : Bir adet muz iyice dövüldükten sonra, içerisine 1 tatlı kaşığı süt veya kaymak katılarak karıştırılır. Sonra yüze sürülür. 20 dakika sonra ılık su ile yıkanır.
• Elma Maskesi : Bir elma iyice rendelendikten sonra, içerisine bir çorba kaşığı zeytin yağı, süt veya kaymak karıştırılır. Yüz ve boyuna sürülür. 20 dakika kadar bekledikten sonra ılık su ile yıkanır.
• Şeftali Maskesi : OIgun bir şeftali iyice ezildikten sonra, haşlama papatya suyu ile lapa haline gelinceye kadar karıştırılır. Sonra yüze sürülür. 20 dakika bekletildikten sonra yüz, sıcak su ile yıkanır.
• Hıyar (salatalık) Maskesi : Rendelenmiş hıyara birkaç damla limon suyu damlatılır. Yüz ve boyuna sürülür. 20 dakika sonra bir mendil veya bir bezle iyice temizlenir, yüz yıkanmalıdır.


2) Yağlı Ciltler İçin Maskeler :
• Badem Maskesi : Papatya, Ihlamur çiçeği, lavanta, mürver ağacı çiçeği ve çam filiz uçlarından eşit miktarda alınıp karıştırılır. Bu karışımdan 2 çorba kaşığı alınıp 150 g. kaynar su içinde haşlanır. Bu haşlamaya (50 grama 1 çorba kaşığı badem içi gelecek şekilde) badem içi ilâve edilip, haşlamaya devam edilir. Sonra haşlanmış terkibe (1 tatlı kaşığı un ve yarım tatlı kaşığı bal ilave edilir. Sıcak vaziyette yüze sürülür. (Sıcaklık dayanılacak gibi olmalıdır.) 30 dakika bekledikten sonra, evvela sıcak sonra soğuk su ile yıkanmalıdır.
• Elma Maskesi : 12 elma rendeledikten sonra, iyice çırpılmış yumurta akı ile karıştırılır. Elde edilen karışım yüze ve boyna sürülüp 20 dakika bekledikten sonra ılık su ile yıkanır.


KOZMETİKDE KULLANILAN DİĞER BİTKİLER


• Hatmi Tentürü : 2 çorba kaşığı hatmi yaprağı veya ince kıyılmış kökü 300 g. soğuk suda 1 saat bekletilip, süzülür. Elde edilen tentür mantarlarla ve kuru cilde karşı kompres şeklinde kullanılır.
• Karahindiba Haşlaması : Bitkiden 2 çorba kaşığı 300 g. suda 10 dakika kaynatılır. Soğuduktan sonra süzülür. Elde edilen mayi ile sabah akşam yüz yıkanır. Yüzdeki küçük siyah lekeleri ve çilleri giderir.
• Nane haşlaması : 100 g. nane yarım kova kaynar suda yarım saat bırakıldıktan sonra yorgunluktan dolayı şişmiş ayaklara banyo şeklinde uygulanır.
• Gül Yaprakları İle Tütsülenmek (İnhalasyon) : Hafif ateş üzerinde, su kaynatılan bir kab üzerine kevgir veya elek kapatılır. Eleğin kaidesine gül yaprakları serilir. Yüz gül yapraklarına 1520 cm. kadar yaklaştırılır, baş bir havlu ile örtülür. Güldeki eterik yağ cildi sağlamlaştırır ve yüze canlılık ve tazelik verir.
• Yüzde Beliren Mantarlar : Tuzlu su ve kızıl ağaç veya huş ağacı yapraklarının haşlaması ile giderilir. Sati mantarlarda ise : Atkuyruğu veya büyük kuzukulağı haşlamasıyla kompres yapılır.
• Dudaklarda Meydana Gelen Uçuklarda : Meşe kabuğu veya menekşe haşlanarak kompres yapılır.
• Yüzde Çıkan Siyah Lekecikler : 2 çorba kaşığı mısır unu veya yulaf unu 1 yumurta akı ile köpükleninceye kadar çırpılır. Yüzdeki siyah lekelere sürülür. Kuruduktan sonra kuru, pamuklu bir bezle silinir. Sonra soğuk su ile yıkanır.Yüze zeytin yağı ile hafif masaj yapılması tavsiye olunur. Yüz masajdan evvel, sabun kullanmadan sıcak su ile yıkanır ve soğuk su ile durulanır. Sonra da zeytin yağı ile yüze hafif masaj yapılır ve 20 dakika bekletildikten sonra tekrar sabun kullanılmadan sıcak su ile yıkanır, soğuk su ile de durulanır. Zeytinyağı dirsek ve tırnaklar içinde yararlıdır. Zeytin yağına taze fesleğen (100 g. fesleğen 1/2 It. zeytin yağı) karıştırılır. Bir hafta bekletilerek yapılırsa çok yararlıdır.
• Yüzde beliren lekeler (siyah ve sarı lekeler) : Taze (hıyar) salatalık püresi yüze devamlı sürülerek giderilir. Cilt yumuşak ve pürüzsüz olur.


Buhar Maskesi


1 tatlı kaşığı rezene
1 tatlı kaşığı nane
Yukarıdaki malzemeleri yarım litre suda kaynatın. Karışımı ocaktan alıp buharına yüzünü tutun.


Cildinizin Toparlanması İçin


1 tatlı kaşığı soya yağı
1 tatlı kaşığı limon suyu
1 yumurta akı
Tüm malzemeleri karıştırıp vücudunuza sürün. 30 dakika bekledikten sonra duş alın.


Cildinizin Esneklik Kazanması İçin


1 çorba kaşığı pirinç
Yarım litre süt
Çorba kaşığı pirinci yarım litre sütte pişirin. Daha sonra karışımla cildinizi silin.


Karma Cilde Maske


1 tatlı kaşığı soya unu
1 çay kaşığı polen tozu
1 çay kaşığı soya yağı
Çeyrek limon
Tüm malzemeyi karıştırın. 20 dakika bekletin. Uygun nemlendirici sürün.


Karma Cilt İçin Maske


1 çorba kaşığı yulaf unu
1 çorba kaşığı yoğurt
1 çay kaşığı zeytinyağı
Tüm malzemeyi karıştırın. Dekolte bölgenize uygulayın. 20 dakika bekleyip yıkayın.


Yorgun Ciltler İçin Maske


Eşit miktarda limon suyu, havuç suyu ve susam yağını karıştırın cildinize uygulayın.


Normal Ciltler İçin Maske


1 Orta boy patates
1 tatlı kaşığı elma sirkesi
1 tatlı kaşığı badem yağı
Tüm malzemeyi karıştırın. Elde ettiğiniz malzemeyi cildinize sürün 20 dakika bekledikten sonra maden suyu ile durulayın.


Normal Ciltler İçin Maske


1 tatlı kaşığı beyaz kil
10 damla kaysı yağı
10 damla kabak çekirdeği yağı
1 çorba kaşığı gül suyu
Tüm malzemeyi karıştırın. Yüzünüze uygulayın. 30 dakika bekleyip yıkayın.


Normal Ciltler İçin Maske


Yarım domates
1 çorba kaşığı kil
3 damla limon suyu
1 çay kaşığı susam yağı
Tüm malzemeleri karıştır. Haftada 1 cilde maske yap. Hassas cilde uygulamayın.


Kuru Ciltler İçin Maske


1 adet Yumurta Sarısı
1 çay kaşığı tuzsuz tereyağı
1 tatlı kaşığı bal
1 çorba kaşığı süt
Tüm malzemeleri karıştırın. Cilde uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra yıkayın.

Kaynak:http://www.dogadangelenguzellik.com/

Minimalistler için (Nergis-Narcissus)

Minimalistler için (Nergis-Narcissus) 



Narcissus isimli genç, sadece kendi sesi tekrar edildikçe yaşayan Eko isimli bir periye aşık olur. Tanrılar ilişkiyi onaylamaz ve ona periye değil, kendine aşık olma cezası verirler. Bir su birikintisinde kendini görür, aşktan ve açlıktan acı çekerek ölür. Bedeni nergis (Narcissus) çiçeğine dönüşür.
Mitolojide böyle anlatılır. Nergis ilkbahar habercisi, etkileyici bir kokuya sahip olan soğanlı bir bitkidir. Çin’de nergisler yeni yılda çiçek açarsa o senenin bereketli geçeceğine inanılır. Hava durumuna göre şubat sonu, mart başlangıcından nisana kadar açabilir. Ülkemizde İzmir, Van, Marmaris, İstanbul’da doğal olarak yaprağını döken ağaçların altında yetişmektedir. Fulya, Nargöz, Zerrin, Zerrinkadeh gibi isimlerle de tanınmaktadır. Dünyadaki anavatanı Avrupa ve Akdeniz kıyılarıdır. Hollandalılar lalede uyguladıkları gibi bu soğanlıdan da 20 - 30 değişik tür üretmişlerdir.


Genelde yaprakları ve çiçek sapları aynı (10 - 50 santimetre arası) fakat çiçekleri çok farklıdır. Minyatür gibi 1 - 2 santimetrelik çiçekler türüne göre 10 santimetreye kadar açabilir. Nergislerin beyaz, kemik, sarı, turuncu, pembe renkleri çiçeklerdeki trompet gibi ve arkadan onu destekleyen taç yapraklarıyla boyanmıştır. Tek renk ya da karışık renk biçimleriyle karşımıza çıkabilir. Eski binaların bahçelerinde beyaz ve düz sarı renkleri ağırlıkta olanları bolca görebiliriz. İstanbul Emirgan’da yer alan Lale Bahçesi’ndeki nergisler (bakım yapılmışsa) görülmeye değer.


Nergis her türlü asitli, kireçli toprakta ve rutubette yetişebilir. Aşırı kar yağışı, çamur, kuvvetli rüzgarlar hatta fırtınalar nergisi etkileyemez. Asla bitkiyi kırılır diye bir desteğe bağlamayın ve açan çiçekler geçtikten sonraki 4 - 6 haftayı bitirmeden de soğanı çıkartmayın. Aslında dikildiği yerde, sökülmeden yetişirse daha da iyi gelişebilir. Sadece 4 - 5 senede bir fazlalaşan grupları azaltmak yeterli olacaktır. İlla sökmeniz gerekiyorsa kuru, karanlık bir ortamda sonbahara kadar saklanmalıdır. Dikimde soğanın boyunun üç katı derinlik bu bitki için pek geçerli olmaz. Toprağın altına göz kararı yerleştirin, o zaten gideceği yeri bilir ve gidip yerleşir.
Tam güneşten yarı gölgeye kadar dışarıda, bahçede yaşayabildiği gibi son dönem mimari uygulamalarda ev içinde orkide ve sümbül gibi saksılarda da yetiştirilmektedir. Minimalizm akımının en hoş yanı da evlerde bu tip bitkilerin kullanılması bence. Evde yetiştirilen nergisleri çiçeğinden sonra yaprakları da yok oluncaya kadar sulayın ve üst gövde yok olunca, bırakın kuru kalsın. Sonbaharda dışarıya dikin ve orada gelişsin.
Meraklısı için not: Kurutulmuş nergis çiçekleri suda kaynatılıp müshil ve ateş düşürücü etkileri için de kullanılabiliyor.

Murat Pilevnel teşekkürler

Milliyet Vitrin


Kışın ilk rengi, sarı Mimozalar (Acacia Dealbata)

Kışın ilk rengi, sarı Mimozalar (Acacia Dealbata) 



Yeni bir siteye taşındınız. Hiç ağaç yok. Acilen yeşermesi lazım. Kavak, çam, meyve ağacı derken kafanız karışıyor. Ortam ılımansa, sarı rengi seviyorsanız, hiç çekinmeden mimoza dikin. Gri-yeşil renkte tül gibi yaprakları olan bu ilginç bitki, değişik, güzel kokulu çiçeklerini şubat ve mart aylarında açıyor.
Konuyla pek yakından ilgilenmeyenler, mimozalar ya da pembe Japon ayvaları açınca çok şaşırıyorlar. Aslında tüm bu ağaçlar doğru zamanda çiçekleniyorlar ama çok önemli bir ayrıntı: ilkbahar manolyaları bu vakit uyanıp açıyorsa o zaman kötü. Güzel havaya hemen aldanırlar, derhal açıp sonra donarlar.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, mimozanın çiçeklenme zamanına rastladığı için bu çiçeği kendine sembol seçmiştir. Bizde, İstanbul’da Adalar’da, tüm sahil kesimlerinde ve ılıman dere kenarlarında mimoza örnekleri boldur. Anneannem Giresunlu’dur; kalenin ve bahçelerin mimozalarla süslü olduğunu söyler. Kim bilir belki de çoğu ölüp gitmiştir bile.
Mimozanın (Acacia Dealbata) anavatanı Güneydoğu Avustralya ve Tasmanya’dır. Kalkıp oralardan buralara kadar gelmiş. Bol güneşli, özellikle kuytu ama rüzgârlı ortamlarda, hatta her ortamda, asitli-süzek tüm topraklarda rahatlıkla gelişebilir. Tepesi hızlı büyüdüğü için ilk dikim yerini lütfen doğru seçin, şaşırtıcı bir biçimde gelişir. Devleşirse ve çevresine zarar vermeye başlarsa, mart ayından sonra çiçekler geçince istediğiniz kadar budayabilirsiniz.
Ben çiçekleri kopmuş, elde satılan mimozaları görünce çok üzülürdüm. Ama işin doğrusu, ağacı budamak. Çiçekler ne kadar çok kesilirse, bir sonraki sene o kadar fazla açıyor. Aynı leylak gibi, manolyanın yaprağını döken türü gibi…

Diplerden çıkan filizlerle ya da satın alacağınız herhangi bir fidanla siz de bir mimoza sahibi olabilirsiniz. Ama “ben zoru severim, tohumdan yetiştirmek istiyorum” diyorsanız hava hoş. Biraz zor, ama pembeleşmiş tohum keselerini bir kap suda kaynatın. 24 saat bekleyin, yumuşasınlar. Bu işlemden sonra dikeceğiniz her bir mimoza tohumu çıkacaktır. Keçi boynuzu ağacı da böyledir. İşlem yapılmazsa gelişmezler. Doğada asıl işi, kuşlar midelerinde yapıyorlar. Biz suyun kaynamasını bekleyelim.

“Mimoza, asitli toprakları sever” demiştim. Ya toprağınız kireçliyse ne olacak? Acilen kükürt serpmeniz gerekir. Toprağı asitlendirici karışım gübreler ve hazır topraklar da var, onlarla uğraşın. Öbür türlü, vaktinize yazık…
Güneyde açan Kıbrıs akasyası da mimozayla aynı aileden. Ama o ince, uzun yapraklı ve ilkbahar-yaz aylarında açıyor. Nasıl bizim mimoza güneye indikçe zorlanıyorsa, Kıbrıs akasyası da buralara çıktıkça kışın zorlanıyor. Hatta donuyor.
Kokusu son derece etkileyici olan mimozalar, parfüm sanayisinde kullanılıyor. Bu arada, alerjik bünyeliyseniz çiçekleri koklamaya kalkmayın. Her yeriniz kabarabilir

Mimozalardan bir bahçe yapmak istiyorsanız, her çeşit ibreli çam türlerini, ilkbaharda açan erguvanları, toprağı asitlendirip yumuşatacak ıhlamurlarla beraber dikmelisiniz. Akçaağaçlarım her tipi, manolyanın yaprağını döken türlerini de deneyin. Devleşen, altı kelleşen ağaçlarda dip kısma bodur ve yayılan bitkilerden Porsuk, Akantus,Pittosporum ya da çim gibi yüzey örtücü bir bitki olan Hedera Sarmaşığı dikebilirsiniz. Alt kök sistemi yüzeyden gittiği ve kılcal olduğu için çimleyip gübrelemekle, havalandırmayla uğraşmayın, zarar verirsiniz.

Marie Claire Masion

Murat Pilevneli. teşekkürler.

HAVA TEMİZLEYEN İÇ MEKAN SÜS BİTKİLERİ

 HAVA TEMİZLEYEN EV BİTKİLERİ
Tabiattan alabildiğine uzak yaşamak zorunda kaldığımız günümüzde salon bitkileri hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Evimize, işyerlerimize bir parça canlılık getirmek ve dekorasyonu tamamlamak maksadıyla bu bitkilerden bir kaç saksı olsun yetiştirmeye çalışırız.
Bitki seçimi yaparken onların çevrelerini süslemekten çok daha ilginç özelliklere sahip oldukları çoğumuzun aklına gelmez. Bitkilerin havayı temizlediklerini herkes bilir ama bazı salon bitkilerinin ev ve ofislerde havadaki zehirlerle mücadelede silah olarak kullanıldığı kimin aklına gelir ki?..
Bu konu büyük önem arzediyor. Zira kapalı yerlerdeki hava kirliliği  bazen dışarıda karşılaştığımızdan çok daha yoğun olabiliyor.
Çevre problemlerini biyolojik yollarla çözmeye yönelik araştırmalar sırasında özellikle ev bitkilerinin bir kısmının iç mekanlarda sağlığımızı tehdit eden, ancak kaçınılmaz olarak maruz kaldığımız bazı zehirli maddeleri emerek büyük fayda sağladığı meydana çıktı.
Nasa tarafından yapılan araştırma sırasında plexiglas ile kaplanan hücrelere değişik türlerde  çiçekler yerleştirildi ve iç mekanlarda en çok maruz kaldığımız zararlı maddeler bu hücrelere enjekte edildi.
İki yıl süren araştırmalar sonunda yapılan kontrollerde havadaki formaldehit,benzen, trikloroetilen moleküllerini ve karbonmonoksit gazını en çok emen bitkiler  tesbit edildi.
Çoğumuzun tanıdığı bu bitkiler şunlar: 
                                     

 KURDELE ÇİÇEĞİ  (Chlorophytum)

Geleneksel salon bitkilerinden bir daha.. Son derece dekoratif, sevimli bir bitki olan kurdele çok kolay yetişir. Sıcak veya soğuk mekanlarda, gölgede veya güneşte büyür. Kuru havaya aldırış etmez. Bulunduğu yere kolayca adapte olur. En güzel asma saksılarda yetiştirilir.
ÖZELLİKLERİ:
ISI: Oda ısısı idealdir. Ama kış aylarında +5 dereceye kadar dayanır.
IŞIK: Direkt gün ışığı almayan aydınlık bir yer idealdir.
SULAMA: Aktif olduğu yaz aylarında düzenli olarak sulanır ve beslenir. Kışın su azaltılmalıdır. Özellikle soğuk yerde duruyorsa fazla sulandığı takdirde yaprakları kahverengileşir.
NEM: Yazın ara sıra yaprakları yıkanabilir.
Çoğaltmak için yavruları ana bitkiden ayrılmadan küçük bir saksıya dikilir. Köklenince sap kesilir. Ana bitkiden ayrılan fışkınları ile de kolayca yetişir.
_____________________________________________________________________________ 
  PHİLODENDRON

Son yıllarda epey popüler olan philodendronlar iki gruba  ayrılır. Sarmaşık tipi olanlar salonlarda yetiştirmeye daha uygundur. Bakımı kolaydır. İhmal edilse bile öyle çabucak bozulmaz. Dalları taze iken kırmızı,genellikle kalp şeklindeki yaprakları farklı renklerde olabilir. Düz yeşil,kızıl gölgeli,yeşil-beyaz ebruli ve beyaz damarlıları mevcuttur. Devetabanı ile akraba olan philodendron onun gibi dallarından hava kökleri uzatır. Bunları kesmemeli,saksının içine doğru itmelidir. Boyu 2-5 metre uzayabilen bitki yosunlu çubuğa sardırılır veya parmaklık tipi bir destekle şekil verilir.
Diğer grup küçük salonlarda yetiştirilemiyecek kadar iridir.60 cm. en ve boydaki dilimli yaprakları , 2,5 metreye varan boyu ile  geniş mekanlara ve bina girişlerine daha uygundur.
ÖZELLİKLERİ:
ISI: Oda ısısı idealdir ancak biraz serinlikten rahatsız olmaz.
IŞIK: Hafif  gölgede olmalıdır. Direkt günışığı zarar verir.
SULAMA: Kışın toprağı hafif nemli tutulur. Diğer mevsimlerde bol ve düzenli sulanır.
NEM: Düzenli olarak yapraklarına su püskürtülür. Her 2-3 yılda bir saksı değiştirilir.
_____________________________________________________________________________ 

  DRACENA  (Dracaena)


Dracena,palmiye ağacını hatırlatan formuyla sevilen bir salon bitkisidir. Birçok çeşidi vardır. Bakımı kolay ve uzun ömürlüdür.
ÖZELLİKLERİ:
ISI: Sıcağı sever ama kışın13-14 dereceye dayanır. Bazı cinsleri daha düşük ısılara dayanıklıdır.
IŞIK: En iyi hafif gölgede yetişir. Direkt güneş ışığından sakının.
SULAMA: Yazın toprağı daima nemli olmalıdır. Kışın suyu biraz azaltılır.
NEM: Nemi çok sever. Düzenli olarak yapraklarına su püskürtün.
Bahar ve yaz aylarında 15 günde bir sulama suyuna uygun bir sıvı gübre katmak suretiyle besleyin. Her iki yılda bir ilkbaharda saksısını değiştirin.Yapraklarını tozlu bırakmayın.Yaprak cilası kullanabilirsiniz.

 _____________________________________________________________________________


 DUVAR SARMAŞIĞI  (Hedera)

Zarif ve dekoratif yapraklı hedera ormanlarda gölge bahçelerde yetişen tanıdık bir çehredir. Yer örtücü veya sarmaşık olarak büyüyen hedera ev bitkisi olarak da çok popüler olmuştur. Asma saksılarda veya yosunlu çubuklara sardırılarak yetiştirilebilir. Bakımı kolaydır. Fazla sıcağı sevmez. Isıtılan mekanlarda yaprak uçları kuruyup, kahverengileşir. Kaloriferlere fazla yakın bir yerde bulundurmamalıdır. Isıtılmayan mekanlarda rahatlıkla yetiştirilebilir. Yaprak şekilleri farklı, düz renkli veya ebruli cinsleri bulunur. Fazla uzaması istenmiyorsa küçük yapraklı ve geç büyüyen cinsler tercih edilir veya yılda 2-3 kere dal uçları koparılır.
ÖZELLİKLERİ:
ISI:  Serinlikten hoşlanır. Aşırı ısıtılan yerlerde yaprak uçları kurur. Yaz aylarında dışarıda gölge bir yerde bulundurulabilir.

IŞIK: Kışın mümkün olduğu kadar aydınlık sağlanmalı, Yaz aylarında ise direkt gün ışığından korunmalıdır. Fazla gölgede yapraklar küçülür ve azalır, ayrıca ebruli cinsler renklerini kaybeder.
SULAMA: Hedera yaz aylarında düzenli ve bol sulanır. Kışın su azaltılır ama toprağı hiç bir zaman tamamen kurutulmamalıdır.
NEM:  Yapraklar yaz-kış düzenli olarak nemlendirilir. Ara sıra  yıkanması iyi olur.
Her iki yılda bir biraz daha büyük bir saksıya alınır. Dal uçlarından alınan çeliklerle kolayca çoğaltılır.
_____________________________________________________________________________ 

  PAŞA KILICI  (Sansevieria)

En kolay yetişen salon bitkisi nedir diye sorulsa cevabı Paşa Kılıcı olurdu herhalde. Güneş,gölge,susuzluk ya da hava cereyanı bitkiyi etkilemez. Paşa kılıcını öldüren, özellikle kışın aşırı sulamadır.
İsmine uygun uzun yapraklıların yanı sıra, rozet biçimi yapraklı küçük cinsleri vardır.
Kılıç toprak bir saksıya dikilir ve özenli bakılırsa her yıl ince, uzun bir sap üzerinde küçük, beyaz ve güzel kokulu çiçekler açar.
ÖZELLİKLERİ:
ISI: Oda ısısı idealdir. Ancak 7 c. ye kadar soğuğa  dayanabilir.
IŞIK: Biraz günışığı iyidir ama gölgede de yetişebilir.
SULAMA: Bahar ve yaz aylarında toprağı kurudukça sulanır. Kışın ise en çok ayda bir sulanır.
Çoğaltmak için,yavruları dikkatle ayrılır. Bir gün açıkta bırakılır.Daha sonra dikilir ve sulanır.Veya sağlıklı bir yaprağın ortasından 6-7 cm.lik bir parça kesilir. Bu parça yarısına kadar toprağa gömülür.
Saksısı nadiren değiştirilir.Uzun yıllar aynı saksıda kalabilir.
 _____________________________________________________________________________ 



 BAMBU PALMİYE  (Chamaedorea)

Bir palmiye cinsi olan bu bitki daha çok bambuya  benzer. Dalları direkt topraktan çıkar.  Yetişkin bir bitkinin boyu cinsine göre 1-3 metre arasında değişir. Bakım önerileriPALMİYELER bahsinde yazıldığı gibidir.





EV SARMAŞIĞI  (Scindapsus)

İthal çiçekler ortalığı sarmadan önce hemen her evde bulunan bir sarmaşık. Kolay yetişir.Alacalı yaprakları yürek biçimindedir. Saplarından hava kökleri çıkartır.Asma saksılarda veya yosunlu çubuklara sarılarak yetiştirilebilir. Duvarlara, çubuklarla yapılmış desteklere de sardırılabilir. Ancak  zaman içinde yaprakları döküldükçe bitki kelleşebileceği için  büyümesini kontrol altında tutmak daha iyi olur. Aşırı sulama,hava cereyanı ve ani ısı değişiklikleri yaprak dökmesine sebep olur.
ÖZELLİKLERİ:
ISI: Oda sıcaklığı idealdir. Hiçbir zaman 10 derecenin altında bulundurmamalıdır. Bazı cinsleri sıcağı daha çok sever.
IŞIK: Direkt gün ışığından uzak, aydınlık bir yer idealdir. Alacalı türleri fazla gölgede renklerini kaybeder.
SULAMA: Yaz aylarında düzenli sulanır ve beslenir. İki sulama arasında toprağın hafifçe kuruması beklenir. Kışın su  ve besin azaltılır. Toprağının sürekli ıslak olması bitkiyi çürütür.
NEM: Yaprakları düzenli olarak nemlendirilir. Arada bir yıkamak da iyidir.
Sakısısı gerekirse ilkbaharda değiştirilir. Yanlarından çıkan fışkınlardan veya  dal uçlarından alınan 15 cm.lik çeliklerle kolayca çoğaltılabilir.
_____________________________________________________________________________
                                      AGLAONEMA


Anavatanı Çin olan bu herdem yeşil bitki, dünyada en popüler salon bitkilerinden biri olmuştur.Gençken yaprakları doğruca topraktan çıkar. Yaşlandıkça kısa da olsa  bir sap meydana getirir. Yaprakları düz renk veya ebruli olabilir.  Birkaç kurala uyulmak kaydı ile yetiştirilmesi kolaydır. Kullanılan saksı alçak ve geniş olmalıdır.Aglaonema olduça yavaş büyür. Bu yüzden bitki sık beslenmeli, fakat saksısı çok seyrek değiştirilmelidir.
ÖZELLİKLERİ:
ISI: Ilık ve nemli havayı sever. Hava akımı zarar verir. Kışın ısı 15 c. nin altına düşmemelidir.
IŞIK:  Direkt gün ışığından uzak, hafif gölge bir yer idealdir. Ebruli cinsleri daha aydınlık bir yer ister. Düz renk yapraklılar gölgede yetişebilir.
SULAMA: Kışın  az su ister.Diğer zamanlarda bolca sulanır ve beslenir.
NEM: Nemli hava şarttır. Yaprakları düzenli olarak nemlendirilir, ancak asla yıpratacak şekilde su püskürtülmemelidir. Çakıllı tepsi kullanılabilir.
Her 3 yılda bir baharda saksı değiştirilir.
İlkbaharda veya yazın hafif köklü bir kaç yaprak çıkarılıp dikilerek çoğaltılır.
_____________________________________________________________________________

KASIMPATI (Chrysanthemum)

Kasımpatı genelde dış mekan bitkisi olarak bilinir. Ancak saksıda yetişen cüce türleri geçici de olsa ev bitkisi olarak rahatlıkla kullanılabilir. Bitki sonbaharda tomurcuklu olarak alınır. Serince ve aydınlık bir cam önüne yerleştirilir. Çiçekleri geçtikten sonra bitki atılır veya baharda bahçeye ekilebilir. Bitki boyu suni olarak cüceleştirildiği için ertesi yıl tabii haline dönecektir. Bu yüzden ev için her yıl yeni bitki almalıdır.
ÖZELLİKLERİ:
ISI: Serinlikten hoşlanır. 15 derece idealdir.
IŞIK: Aydınlık bir yerde bulundurulur. Öğle güneşinden korumalıdır.
SULAMA: Toprağı daima nemli olmalıdır. Haftada bir kaç kez su verilir.
NEM: Ara sıra yapraklarına su püskürtülür.
Çiçekleri geçtikten sonra serin bir yere alınır. Yaprakları solunca bitki budanır. Baharda bahçeye dikilebilir.
_____________________________________________________________________________

SPATHİPHYLLUM

Egzotik görünüşlü Spathiphyllum çiçekli salon bitkileri sevenler için uygun bir seçimdir. Nemli ve sıcak ortamı sever.Ev şartlarında kolay yetişir.İlk ve sonbaharda olmak üzere iki kez çiçek açar. Parlak yaprakları direkt topraktan çıkar. Bitkiyi soğuk hava akımlarından korumalıdır.
ÖZELLİKLERİ:
ISI: Sıcağı sever. Kış aylarında ısı en az 15 c. olmalıdır.
IŞIK: Yazın yarı gölge, kış aylarında ise daha aydınlık bir yer uygundur.
SULAMA: Toprağı daima nemli olmalıdır (Islak değil) Kışın daha az sulanır.
NEM: Yapraklarına her gün su püskürtülmelidir.
Her yıl ilkbaharda saksı değiştirilir. Değişim sırasında ayrılan köklü yapraklardan çoğaltılabilir.

Bu bitkileri evimizde ve işyerlerimizde yetiştirerek sağlığımıza önemli bir katkıda bulunabiliriz. Özellikle sigara içilen evlerde ve bürolarda bu konu daha ciddi düşünülmeli.
Ayrıca hava filtresi kullanılmayan  işyerlerinde, klimaların süzemediği zehirler  "Hasta Bina Sendromu" olarak adlandırılan belirti ve rahatsızlıklara sebep oluyor. Bu problemleri azaltmak için filtre vazifesi gören  bitkilerden yararlanmak çok mantıklı bir çare olabilir.
Hasta bina sendromunun belirtileri:
Baş ağrısı ve sinüs ağrıları
Baş dönmesi , bulantı
Ağız ve gözlerin kuruluğu
Genel bir yorgunluk ve halsizlik
Konsantrasyon bozukluğu
Gribal enfeksiyonlar
Alerji
Bulunduğunuz ortamı derhal terk etme isteği
Göz ve burun nezlesi, astım rahatsızlıkları
HER GÜN SOLUMAK ZORUNDA KALDIĞIMIZ ZEHİRLER
Benzen, formaldehit ve trikloroetilen gibi buharlaşarak kullandığımız eşyalardan havaya yayılan maddeler bir çok rahatsızlığın sebebi veya tetikleyicisi olabiliyor.
Bu maddelerin en yaygın olanları :
 
Trikloroetilen (Trichloroethylene (TCE):
Endüstride yaygın olarak kullanlan bir madde.Özellikle kuru temizlemede çok kullanılıyor.Baskı mürekkebi,boya, vernik, saç spreyleri ve tutkallarda da mevcut.
Yan etkileri: Bazı kanser türlerine sebep olduğu biliniyor. Özellikle akciğerlerde tahribat yapıyor.
Benzen:
Günlük hayatta kullandığımız bir çok maddede bulunuyor. Benzin, mürekkepler, yağlar, boyalar, plastik ve kauçuk malzemelerde, ayrıca deterjanlarda bolca mevcut.
Yan etkileri:
Kromozom bozuklukları, kansızlık ve kemik iliği rahatsızlıklarına sebep oluyor. Cilde sürekli temas halinde çeşitli cilt rahatsızlıkları, nefes yolu ile alındığında ise baş ağrısı, halsizlik, bulantı ve çarpıntı , gözde katarkta varan rahatsızlıklar yapabiliyor.
Formaldehit:
İç mekanlarda en çok karşılaştığımız kimyasal maddelerden biri. Sıkıştırılmış ağaçtan yapılmış mobilyalarda (özellikle büro mobilyaları), kağıt havlu, peçete, paket kağıtları, yer döşeme ve halılarının alt yüzeylerindeki yapışkan bölümlerde , bazı kumaşlarda kullanılıyor. Isınma ve yemek pişirmede kullanılan doğal gazda ve sigara dumanında da mevcut. (bu yüzden sigara içmeyenler de etkileniyor) Şampuanların çoğunun terkibinde de var. 
Yan etkileri:
Göz,burun ve boğazda mukozayı zedeleyerek rahatsız ediyor. Ciltte alerji ve baş ağrısı yapıyor. Astım hastalığına sebep olması en ciddi yan tesirlerinden biri olarak düşünülüyordu, ancak son zamanlarda kanser yapıcı etkileri de keşfedildi.            
kaynak: hümeyra özdamar  
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top