Sütleğen otu (euphorbia)
Zeytinlibahçede ilkbaharın yoğun çalışma temposu içinde bir taraftan da pazarda satılan, aşina olduğumuz otların dışında kalan türleri tanımaya çalışıyoruz. Bunlardan en çok ilgimizi çekenlerden biri sütleğen otu (euphorbia) . Kendisiyle ilk tanışmamız Halil bey vasıtasıyla oldu, bahçede dolaşıyorduk, birden durup,” bak kaptan işte bu o!! sütleğen dedi. Aslında adını oldukça sık duymama rağmen kendisiyle hiç karşılaşmamıştık, daha doğrusu yanından çok geçmişimdir de tanıştırılmamıştım.
O günden sonra kendisine daha farklı bir gözle bakmaya başladım, sanki bu yıl bahçemizde daha çoklar gibi. Halil bey bu bitkinin organik maddece zengin topraklarda daha çok görüldüğünü söylüyor, hatta bir tarla alınacağı zaman toprağın verimli olup olmadığını içinde yabani fiğ, ısırgan ve sütleğen olup olmadığına bakarak en kolay anlarlarmış. Bizde buna canı gönülden inanmak istiyoruz tabii. Kitaplardan, internetten başlıyoruz araştırmaya, yakın köylerden tanıdıklarımıza da neler bildiklerini soruyoruz.
Ülkemizde bu bitkinin bir çok farklı isimde, altmışa yakın türünün olduğunu araştırınca öğreniyoruz. Sanırım bizim bahçede tek türü var. Sütleğengiller familyasından süt gibi beyaz, zehirli bir özsuya sahip. Çok dikkatli ve ölçülü kullanmak şartıyla bazı sindirim problemlerine, siğillere ve yaralara sürülürse iyi geldiğine dair yaygın bir inanış var. Köylüler otlayan hayvanlarının bu bitkiyi körpeyken yediklerini, biraz büyüdüklerinde uzak durduklarını söylüyorlar. Yıllar önce Halil beyin köyüne gelen bir Alman turist fidanlara can suyu verirken içine sütleğenin sütünden de koyduklarını belirtmiş.
http://zeytinlibahce.net/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder