13 Ocak 2011 Perşembe

KARAYEMİŞ (Laurocerasus officinalis)


KARAYEMİŞ (Laurocerasus officinalis)
Karayemişin Sistematiği, Yayılma Alanı ve Kültür Tarihi
a)      Sistematiği

ALEM                  :  Plantae  (Bitkiler Alemi)
BÖLÜM                :  Magnoliophyta
ALT BÖLÜM      :  Angiospermae  (Kapalı Tohumlular) 
SINIF                                :  Rosopsida
TAKIM                 :  Rosales
FAMİLYA            :  Rosaceae  (Gülgiller)
ALT FAMİLYA  :  Prunoideae
CİNS                     :  Lauro-Cerasus
TÜR                      :  Laurocerasus officinalis  (Karayemiş) 

b)      Yayılma Alanı
Bitkinin doğal yayılma alanı Anadolu’da Karadeniz’in doğu bölgeleri, Toroslar, Kuzey ve Doğu Marmara ve Kafkaslar’dır. Avrupa’nın güneydoğusunda, Balkanlarda ve Kuzey İran’da da yabani formlarına rastlanılmaktadır ( Anonim, 2004 ).
      Yurdumuzda karayemişin yabani formlarına şu bölgelerde rastlamak mümkündür:
·        Karadeniz Bölgesi’nde; Rize dolaylarında, Trabzon çevresinde, Maçka Meryemana Vadisi’nde, Giresun, Sinop (Ayancık), Zonguldak (Devrek), Kastamonu, Bartın ve Bolu çevresindeki yapraklı orman ve orman kıyılarında rastlanır.
·        Marmara Bölgesi’nde; İzmit (Keltepe), Adapazarı dolaylarında, İstanbul çevresinde Belgrat Ormanları’nda ve Alemdağ’da, Bursa Uludağ’da ve Karadeniz kıyısı yakınlarındaki ormanlarda rastlanır.
·        Güney Anadolu’da; Osmaniye’de Gâvur Dağları’nda ve lokal olarakta Amanos Dağları’nda yer alır.
Karayemiş ağaçları bu sayılan bölgelerdeki yapraklı ağaç, özellikle kayın ormanlarında alt örtü olarak daha çok boylu çalı veya ağaççık formunda ya da bataklık ve makilerle karışmış bir tür olarak bulunur ( İslam, 1990 ).
c)      Kültür Tarihi
Meydana gelişi hakkında şu üç teori ileri sürülmektedir :
1-      Eski çağlarda atalarımız tarafından ıslah edilmiş olabilir.
2-      Tesadüf çöğürü olarak bulunmuş olabilir.
3-      Yabani formlar içerisinde bir mutant formuna rastlanılmış olabilir. Daha sonra bu form vejetatif olarak çoğaltılarak günümüze kadar gelmiştir (İslam, 1990).

1.2.  Karayemişin Morfolojik ve Pomolojik Özellikleri
Yaz – kış yaprağını dökmeyen (herdem yeşil) boylu çalı veya ağaç halinde bulunur. Yabanileri genellikle çalı formunda bulunur. Yetiştiriciliği yapılan çeşitler ise 5 – 8 m kadar boylanabilmektedirler (İslam, 1990 ; Anonim, 2004).
Derine giden kuvvetli bir kök sistemi vardır. Düzgün ve genellikle dik bir gövde yapar. Gövde grimsi siyah, donuk siyah renktedir. Sert odun dokusu ve kuvvetli bir dal sistemi vardır. Dalcıkların uçlarına doğru çiçek salkımı görülür. Bunlar yaprak koltuğundan çıkar. Açık yeşil renkteki sürgünleri tüysüzdür (İslam, 1990).
            Boyları 5 – 25 cm uzunlukta olan yapraklar, elips yada uzunca yumurta biçiminde, kısa saplı, sivri uçlu, tam kenarlı veya düzensiz seyrek dişlidir. Uzun şerit halindeki yapraklar deri gibi serttir. Üst yüzü parlak koyu yeşil renkte, alt yüzü açık solgun yeşil renkte ve tüysüzdür. Yaprak orta damarı alt yüzde bariz bir çıkıntı yapar. Yaprağın alt bölümünde 2 – 4 tane beze bulunur (İslam, 1990 ; Anonim, 2004). 
            Beyaz renkli çiçekler 5 – 15 cm boyundaki bir eksen üzerinde, dik duran bir salkımda toplanmışlardır. Her bir çiçek üzerinde 5 çanak yaprak, 5 taç yaprak, 1 dişi organ ve 15 – 20 erkek organ bulunur (İslam, 2004 ; Anonim, 2004).
            Meyveleri çekirdekli, sulu ve 6 – 25 mm boyundadır. Önceleri yeşil renkte olan meyveler olgunlaşınca tiplere göre mor siyah renkli, bazen açık veya koyu kırmızı, bazı çeşitlerde de sarı – kırmızı alacalı olmakla beraber genellikle siyaha yakın koyu bir renk alır. Kiraz iriliğinde olan meyveler şekil olarak da genellikle kiraza benzemekte, kalp şeklinde, küt veya sivri uçlu, hafif uzun veya üsten basık ve bazen de üzüm taneleri gibi yuvarlak olabilmektedir (Anonim, 2004).
            Çekirdek düzgün, sivri ve zeytin biçimindedir. Çekirdek iriliği ve şekli yine kiraza benzemektedir (Anonim, 2004).
Meyveleri tatlı, buruk ve acı arasında değişen yeme özelliklerine sahiptir (İslam, 1990).
1.3.  Karayemişin Ekolojik İstekleri

a)      İklim İstekleri
Anavatanı olması bakımından Karadeniz’in kıyı bölgesi karayemiş yetiştiriciliği bakımından uygun iklim özelliklerine sahiptir. Güneşli, yarı gölgeli alanlarda ve nemli deniz iklimlerinde yetişebilir. İyi gelişme göstermesi ve bol ürün vermesi nemli, ılıman iklim bölgelerinde olmaktadır (İslam, 1990 ; Anonim, 2004).
Erken çiçek açtığından (çeşit özelliği ve rakım durumuna bağlı olarak Şubat – Mart aylarında çiçek salkımları görülemeye başlar) ilkbahar geç donlarından zarar görebilmektedir. Bazı yıllar verimin az olmasının nedeni buna bağlanabilir (İslam, 1990).

b)      Toprak İstekleri
Genel olarak derin, iyi havalanan, nemli, humuslu – killi – kumlu topraklarda yetişir. Taşlık, kayalık arazilerde de yetişebilir. pH yönünden asidik topraklarda yetişse de kireçli topraklara da tolerans gösterir (İslam, 1990).

1.4.  Karayemişin Yetiştiriciliği

Genel olarak ılıman iklim bölgelerinin meyvesidir. Bu bakımdan en iyi karayemişler sahil şeritlerinde yetiştirilmektedir (İslam, 1990).
Gövde ve dalların kış soğuklarına, donlara dayanıklılığı oldukça yüksektir. Belirgin bir zarar görülmemektedir. Ancak çiçekler donlara karşı hassastır. Bu nedenle ilkbahar donların sık görüldüğü yerlerde yetiştiricilik oldukça güçtür (İslam, 1990).
Hemen her çeşit toprakta yetişebilir. Havalanması iyi, derin topraklarda bol ürün verir (İslam, 1990).

·        Çoğaltılması
            Karayemişin çoğaltma yöntemleri aşağıda sıralanmıştır.
            -     Tohumla,
-         Kök sürgünleriyle,
-         Çelikle,
-         Daldırmayla,
-         Aşıyla,
-         Doku kültürü ile.
            Kalitesi iyi olan tiplerin çoğaltılmasında kök sürgünleri ve çelikle çoğaltma yaygın olarak kullanılmaktadır (İslam, 1990).
            Çok az miktarda da olsa tohumla üretim yapılmaktadır. Ancak bu yöntemle çoğaltmada açılma olacağından tercih edilmemektedir (İslam, 1990).

·        Bahçe Tesisi
            15 – 30 m2 taç yapabilen bu tür için 4x4, 4x6, 5x6 m aralıklarla dikim yapılarak bahçe tesis edilebilir. Dikimde dikdörtgen, kare, üçgen vs. dikim metotları kullanılabilir. Kullanılan fidanlar vejetatif olarak çoğaltılmış olmalıdır (İslam, 1990).
Meyve ağaçlarının muntazam ve kuvvetli bir taç teşkil edebilmeleri ve verim çağında uzun zaman kalmalarını sağlamak için dikim sonrasından itibaren budamayı bilinçli olarak yapmak lazımdır (İslam, 1990).
Bir karayemiş ağacı 35 – 40 yaşına kadar ekonomik anlamda ürün verebilmektedir (İslam, 1990).
2.5. Karayemişin Kullanım Alanları ve Sağlık Açısından Önemi

Karayemişin kullanılan kısımları yaprağı, çekirdeği ve meyvesidir (İslam, 1990). 
Yapraklarda şeker, tanen, calcium oksalat ve önemli oranda prulaurasin isimli cyanogenetik bir glikozit bulunur. Bu glikozitin miktarı yaprağın gençliği nispetinde fazladır. Bunlardan başka emulsin isimli bir ferment bulunur. Bu ferment glikozite tesir ederse onu benzaldehyt cyanhdrin ve glikoza parçalar. Bunlardan başka benzoik asit ve siyanidrik asit gibi maddeler (zehirli maddeler) de bulunur (İslam, 1990 ; Anonim, 2004)
Meyvelerde bu cyanogenetik glikozit ve dolayısıyla HCN bulunmamaktadır (İslam, 1990).
Meyveleri üzerinde yapılan çalışmalarda karayemişte mineral maddelerin ve antioksidan maddelerin bol miktarda, buna karşın bakır ve çinko gibi ağır ve zararlı metallerin ise çok düşük miktarlarda bulunduğu tespit edilmiştir. Buna göre 1 kg karayemişte 2215 mg potasyum, 55 mg sodyum, 179 mg magnezyum, 153 mg kalsiyum, 0.8 mg bakır, 1.9 mg çinko, 8.3 mg demir ve 24.2 mangan bulunduğu tespit edilmiştir (Anonim, 2004).

v     Kullanım Alanları
  • Sindirimi kolay olup meyveleri yenir.
  • Meyvesi pazarlarda satılır ve ayrıca reçeli, pekmezi, tuzlaması, turşusu yapılır, kurutularak değerlendirilir.
  • Tokluk hissi verdiğinden diyet yiyeceği olarak kullanılır.
  • Pasta, kek ve özellikle hoşaf ve kompostolara koku ve tat kazandırmak için ilave edilir.
  • Bazı ilaçlara tat ve koku verici olarak kullanılır.
  • Yapraklar çiçekçilikte çelenk yapımında, balık tablalarının süslenmesinde,  hamsi buğulamasında aroma olarak ve iştah açmak için kullanılır.
  • Yaprakları hayvanlara kış aylarında taze yeşil yem olarak verilir.
  • Yaprakları domates, biber ve patlıcan gibi sebzelerin fidelerinin toprağa dikilmesi esnasında kök etrafına sarılmak suretiyle danaburnu ve diğer zararlıların zarar yapmasını yani fidenin köklerini kesmesini engellemek amacıyla kullanılır.
  • Park ve bahçelerde süs bitkisi olarak kullanılır.
  • Şehir içerisinde ve yol kenarlarında hava kirliliğini azaltıcı olarak kullanılmaktadır.
  • Derine giden kök yapısı nedeniyle çay ve fındık bahçelerinin veya evlerin karayel yönüne dikilerek rüzgâr kıran olarak, ayrıca görülmesi istenmeyen hela, depo vb. yerlerin gizlenmesinde kullanılır.
  • 3 – 4 yaşlı dalları Doğu Karadeniz Bölgesi’nde sepet yapımında kullanılmaktadır.
  • Çekirdeği ile beraber yendiğinde böbreklerden taş düşürücü olarak (halk tarafından) kullanılmaktadır.
Sık budanmaya uygun olduğu için çit bitkisi olarak kullanılır (İslam, 1990 ; Anonim, 2004).
v     Sağlık Açısından Önemi
  • Hemoroite iyi gelir.
  • İdrar söktürür.
  • Sigaraya karşı isteksizlik doğurur.
  • Mide ülseri ve bağırsak tembelliğini giderir.
  • Özsuyu egzamaya yarar.
  • Meyveler çekirdekleriyle toz edildikten sonra balla karıştırılır, bronşite iyi gelir.
  • Yaprakları, çiçek açma döneminde zehirlidir. Gelişmesini tamamlayan taze yaprakları elle toplanıp destile edilerek eczacılıkta kullanılan Laura Cerasin maddesi elde edilir. Bazı ilaçlara tat ve koku verici olarak kullanılır.  
  • Taş dürücüdür.
  • Spazm çözüdür (sindirim sistemi).
  • Karayemişin taze ve genç yapraklarından elde edilen karayemiş suyu halk hekimliğinde yatıştırıcı, öksürük kesici, bulantı ve karın ağrılarını dindirici olarak kullanılır.
  • Uyku vericidir.
  • Kalp çarpıntısını gidermek ve kan şekerini düşürmek için kullanılır.
  • Dişleri korur.
  • Kandaki asit – baz dengesini sağlar.
  • Kemik yapısını geliştirir.
  • Kasların düzenli çalışmasını sağlar.
  • İnsülün hormonunu geliştirir.
  • Üreme hormonlarını geliştirir
  • Demir eksikliğini giderici özelliği vardır.
  • Nefes darlığına iyi gelir.
  • Karayemişten elde edilen antioksidan, zararlı olan oksidanlara karşı vücudu korur.
Karayemişteki antioksidanlar Alzheimer, diyabet, doku ve cilt hastalıklarına karşı ve vücuttaki hücre yenilenmesi ile kansere karşı etkilidir.
  • Karayemiş antioksidan özelliğiyle yaşın ilerlemesiyle vücutta meydana gelen oksidaf zararı azaltarak yaşlanmayı geciktirir.
Ayrıca karayemişteki antioksidan maddeler besinlerin bozulmaması için kullanılmaktadır (Anonim, 2004 ; Koç, 2003).

KAYNAKLAR
Anonim, 2004, http:// www.biriz.biz.com web sitesi
Anonim, 2004, http:// www.rizede.com web sitesi
Bostan, S.Z. ve İslam, A., 2002. Trabzon’da Yetiştirilen Mahalli Karayemiş                     Tiplerinin Pomolojik ve Fenolojik Özellikleri, OMÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, 18 (1):27-31.
İslam, A., 2004, Karayemiş, Nuhoğlu Vakfı Dergisi,  78, İstanbul.
İslam, A., 1990, Vakfıkebir ve Çevresinde Karayemiş Seleksiyonu, 19 Mayıs Üniversitesi  Ziraat Fakültesi  Bahçe Bitkileri Bölümü  Lisans Semineri, Samsun.
Karadeniz , T. ve Kalkışım, Ö., 1996. Akçaabat’ta Yetiştirilen Karayemiş Tiplerinde Seleksiyon Çalışması, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dergisi, 6 (1):147-153.
Koç, H., 2003, Lokman Hekimden Günümüze Bitkilerle Sağlıklı Yaşama, Kültür Bakanlığı Yayınları /2883, Kültür Eserleri Dizisi /373
Tosun, F. , Sağgöz, S., 2003. Bitki Islahı, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Ders Yayınları, No:172, Erzurum.
Yüksek, T., Yüksek, F., 2004, Ulusal Kivi ve Üzümsü Meyveler Sempozyumu, Pazar İlçesinde Kivi Yetiştiriciliğine Uygun Bazı Arazilerin Tespiti Üzerine Bir Çalışma  Bildiriler  Kitabı: 146-153

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top