28 Haziran 2011 Salı

Tarımda 'sınırsız' üretime geçiliyorsınırsız


Tarımda 'sınırsız' üretime geçiliyor


Tarım Bakanlığı'nın hazırladığı "Hudutsuz, Ürün Köy Projesi" ile tarlalar arasındaki sınırlar kaldırılıyor. Çiftçiler sahip oldukları toprak kadar üretimden pay alacak.


Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları, Türkiye'de çok parçalı yapı arzeden tarımsal arazilerde, sınırları kaldırarak ölçek büyüklüğünü artırmayı ve arazi kazanmayı amaçlayan “Hudutsuz, Ürün Köy Projesi”ne ilişkin bilgi verdi.
Türkiye'de Miras Kanunu'yla tarım arazilerinin nesilden nesile bölünerek küçüldüğünü ve ölçek büyüklüğünü kaybetmenin yanı sıra atomize olarak (küçük parçalara bölünerek) tarım dışına itildiğini anlatan Mirmahmutoğulları, bu durumun sürdürülebilir olmadığını kaydetti. Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesinin tarımın önündeki en büyük sorun olduğunu belirten Mirmahmutoğulları, tarım arazilerinin bölünmeye devam ettiğini, bu bölünmenin önüne geçerek tarımsal arazileri birleştirici projeler uygulanması gerektiğini söyledi.
1995 yılından bu yana 2 milyon hektar arazinin atomize olarak tarım dışına çıktığını bildiren Mirmahmutoğulları, tarım arazilerinin daha fazla küçülmesini önlemek ve Miras Kanunu'nu değiştirmek için çeşitli çalışmalar yürüttüklerini belirtti.
Toplulaştırma çalışmalarına da değinen Mirmahmutoğulları, 1961-2002 yılları arasında 445 bin hektar alanda, 2002-2011 yılları arasında 2,4 milyon hektarlık alanda toplulaştırma çalışması yapıldığını belirtti. Toplulaştırma tamamlanıncaya kadar tarım arazilerinin bölünmeye devam edeceğini ve işletme başına ortalama 59 dekar olan tarım arazisinin daha da küçüleceğini belirten Mirmahmuoğulları, “toplulaştırma çalışması ülke genelinde tamamlansa, Miras Kanunu değişse bile tarımdaki bu sorunu çözemeyeceklerini, ortalama 59 dekarlık tarım işletmeleriyle Türkiye'nin ne kendi gıda ihtiyacını karşılayabileceğini ne de ihracatçı bir ülke olabileceğini” söyledi.

“SINIRLAR, YOLLAR KALKTIĞINDA ARAZİ YÜZDE 10 BÜYÜYECEK”

Mirmahmutoğulları, Türkiye tarımındaki bu kısır döngüyü çözmek ve ölçek büyüklüğünü artırmak için çalıştıklarını, bu çerçevede “Hudutsuz, Ürün Köy Projesi”nin ortaya çıktığını kaydetti.
Türkiye'de tarım arazilerinde tapu kadastro çalışmalarının tamamlandığını, herkesin arazisinin belli olduğunu bunun da “Hudutsuz, Ürün Köy Projesi”nin en büyük dayanağını oluşturduğunu ifade eden Mirmahmutoğulları, şöyle konuştu:
“Hudutsuz, Ürün Köy Projesi'nin ana mantığı şu: Madem üreticilerimizin arazileri tapulu o halde sınırları kaldıralım. Sınırlar kaldırıldığında çok ciddi bir arazi kazanımı olacak. Hudutları, yolları kaldırınca araziler yüzde 10 oranında büyüyor. Herkes kazanıyor.
Uygulama şöyle olacak, mesela birleştirilen arazinin 100 dekar olduğunu düşünelim. Bir üreticinin 10 dekar arazisi varsa sınır ve yollardan bu miktara göre faydalanacak. Eğer arazisi 20 dekarsa faydalanma oranı da artacak. Yollar ve sınırların dahil edilmesiyle üreticilerin arazileri de büyüyecek ve elde edilen üretimden de artırılmış arazi üzerinden pay alınacak. Yani üretici tapudaki arazi oranında değil, yol ve sınırlar dahil edildiğinde artırılmış arazi üzerinden mahsulünü alacak.
Araziler, şirket veya kooperatif mantığı içerisinde işletilecek. Sözleşmeli tarım da yapılabilir. Neticede bu sistemin kaybedeni yok. Çiftçimiz bundan kazançlı çıkacak. Çünkü arazi miktarları artacak. Proje kapsamındaki arazilerde modern tarım yapılacak. Sisteme dahil arazilerin iklim ve topografik verileri ortaya konularak modern tarım gerçekleştirilecek.
Arazi yapısı ortaya konulduktan sonra uygun ürün deseni oluşturulacak. Arazi altyapısı belirlendikten sonra üreticiler ülke ve dünya pazarına uygun üretimde bulunacaklar. Böylece ürünlerin pazarlamasındaki sıkıntı da ortadan kaldırılacak.”
Projenin uygulandığı yerlerin ürünleri işleyen sanayici için cazibe merkezlerine dönüşeceğini ifade eden Mirmahmutoğulları, sanayicinin kaliteli hammaddeye kolay ulaşacağını, girdi maliyetlerinin düşeceğini, ürünler daha ucuza mal edileceğini, bu durumdan tüketicinin de olumlu etkileneceğini anlattı.

73 TRAKTÖR YERİNE 20 TRAKTÖR...

Projeyle tarımsal mekanizasyon anlamında da önemli oranda tasarruf sağlanacağını kaydeden Mirmahmutoğulları, Türkiye'de 1 milyon 300 bin traktör bulunduğunu, bu rakamın sürekli arttığını söyledi. Gelişmiş ülkelerde 20-22 sıralı pulluk, Türkiye'de ise 3-4 sıralı pulluk kullanıldığını anlatan Mirmahmutoğulları, ölçek büyüklüğü fazla olduğunda aynı yakıtla 3-4 kat daha fazla iş yapılabildiğine işaret etti.
Projeye ilişkin Denizli, Adıyaman ve Aydın'da çeşitli çalışmalar yaptıklarını bildiren Mirmahmutoğulları, “Denizli'de ortalama parsel büyüklüğü 1,1 dekar olan bir köyde 73 traktör kullanılıyor. Projeyle arazi hudutları ve yolların kaldırılması durumunda 73 yerine 20 traktör kullanılacak. 3-4 sıralı pulluk kullanılması halinde bile 20 traktör yeterli olacak, 6-7 sıralı pulluk kullanılması durumunda traktör sayısı daha da aşağıya çekilebilecek” dedi.
Projenin hangi aşamada olduğu sorusu üzerine Mirmahmutoğulları, projenin öncelikli olarak tarımla ilgili sivil toplum örgütü ve üreticiler tarafından benimsenmesi gerektiğini söyledi. Mirmahmutoğulları, “Sözleşmeli tarım ve kooperatifleşmenin önünün açılması gerekli. Örneğin, proje yürütücü şirketlere vergi muafiyeti getirilebilir. Bakanlık olarak bu tür birleşmelerin önünü açacak destekleme modelleri uygulayabiliriz. Bu model, soruna sistematik çözüm getiriyor” diye konuştu.

A.A

27 Haziran 2011 Pazartesi

Eşek Sütündeki Mucizevi Etki

Eşek Sütündeki Mucizevi Etki



İnek sütünün faydalarını artık bilmeyenimiz kalmadı şimdi ise ona alternatif olarak eşek sütünün yararları her yerde konuşuluyor. Bakalım eşek sütü, hangi alanda bizlerin yardımına koşuyor?
Eşek Sütü ile Zayıflama
Üretimin yarıdan fazlası çocuk hastalıkları birimlerine satılırken, zayıflatıcı özelliği nedeniyle eşek sütü kadınlar tarafından da yoğun olarak tüketiliyor. Napoli Üniversitesi uzmanlarına göre, eşek sütü vücuttaki yağ oranını azaltarak hem formda tutuyor hem de içindeki yüksek kalitedeki Omega 3 yağları ve kalsiyum ile kalp sağlığımızı destekliyor.
Astım ve Kansere Karşı Koruyor
Eşek sütü astıma iyi geliyor ve kansere karşı koruyor. Eşek sütünün içindeki ufak bakteriler sütün hızlıca enerjiye dönüştürülmesini sağlıyor ve böylece çabuk yakılıyor. 

26 Haziran 2011 Pazar

Öküzgözü üzümü Fransız’ı şaşırttı

Türk şarabını Bordeaux’da rafına koydu, Öküzgözü üzümü Fransız’ı şaşırttı


Kavaklıdere, dünyada şarabın mabedi olarak kabul edilen Fransa’nın Bordeaux kentinde bir butiğe 4 şarabıyla girdi. En önemli şarapçılık bölgesi St. Emilion’da yer alan Teres Millesimees butiğinin ortaklarından Emmanuel Emonot “Sadece Türk şarabını değil arkasındaki öyküyü de satıyoruz. İlgi gayet iyi. Öküzgözü satarken anlamını da söylüyoruz, şaşıranlar oluyor” dedi.

TÜRKİYE’nin en köklü şarap üreticilerinden Kavaklıdere, dünyada şarabın mabedi olarak kabul edilen Fransa’nın Bordeaux kentinde bir butiğe Pendore Öküzgözü, Pendore Boğazkere, Pendore Syrah ve Cotes d’Avanos olmak üzere 4 şarabıyla girdi. Bordeaux’nun en önemli şarapçılık bölgesi St. Emilion’da yer alan Teres Millesimees butiğinin ortaklarından sommelier (uzman şarap garsonu) Emmanuel Emonot, Öküzgözü, Boğazkere, Narince gibi üzümleri ilginç bulduğunu söyledi. Kavaklıdere’nin söz konusu şaraplarını yapan Stephane Derenoncourt’un butiğe ortak olduğunu belirten Emonot, “Stephane’nın dünyanın farklı yerlerinde danışmanlık yaptığı şarapları tek çatı altında toplamak istedik. Öküzgözü, Boğazkere, Narince gibi Türk üzümleri çok ilginç. Şarap meraklıları yeni buluyor ve denemek istiyor” dedi.
Olmayacak şeyi yapıyoruzTürk şaraplarına hem St. Emilion’a gelen turistlerin hem de Fransızlar’ın ilgi gösterdiğini anlatan Emonot, şöyle konuştu: “Burada bütün şatolar kendi şaraplarını üretir ve belli başlı butiklerde satılır. Örneğin Bordeaux’nun başka bir şarap bölgesi Medoc’un şaraplarını bile St. Emilion’da bulmanız pek mümkün değildir. Biz olamayacak bir şey yaptık ve bu butikte Türk, Lübnan, İtalyan, Şili şaraplarına yer verdik. Bizim kavımız dünyaya açık. Burada bir butiğe girip ‘Türk şarabı var mı’ diye sorsanız. ‘Türkiye’de şarap mı üretiliyor’ derler. ST. Emilion’lulara dünya şarapçılığını öğretiyoruz.”
Sadece satmıyor, tanıtıyorTürk şaraplarını görenleri önce şaşırdığını, sonra merak ettiğini anlatan Emonot, sadece satış yapmadıklarını, 12 kişilik gruplara tadım yaptırıp, şarapların arkasındaki öyküyü aktardıklarını söyledi. Emonot, kısa süre önce bir müşterinin gelip koleksiyonu için Türk şarapları da dahil pek çok ülke şarabından aldığını da belirtti.
İnsanlar çok şaşırıyorEmmanuel Emonot, Türk şaraplarını satarken çok duygusallaştığını vurgulayarak şunları söyledi: “Pendore’leri satarken gözümün önüne Ali’nin (Başman) yüzü geliyor. Öküzgözü üzümünü anlatırken Fransızca veya İngilizce öküz gözü karşılığını söylüyorum. İnsanlar çok şaşırıyor. Türk şaraplarını satmakta hiç zorlanmıyoruz.”

Şarabı kültürüyle satıyorKavaklıdere’nin Pendore Öküzgözü, Pendore Boğazkere,  Pendore Syrah ve Cotes d’Avanos şaraplarına eli değen, dünyanın en ünlü şarap danışmanlarından Stephane Derenoncourt, pek çok kişinin şarap sevdiğini ama çok az kişinin şarapları bildiğini vurguladı. Şarapları, arkasındaki birikim ve kültürle birlikte sattıklarını kaydeden Derenoncourt, “St. Emilion’da 45 şarap butiği var. Dünyayı buraya getiren bir biz varız. İnsanlar genellikle bildikleri şarapları alır ama meraktan bir iki tane de yeni şarap alır” dedi.
Sadece St. Emilion bir milyon turist ağırlıyor
DÜNYANIN en ünlü şarap danışmanlarından Stephane Derenoncourt, bölgedeki şarapçılığın ekonomiye katkılarını şöyle anlattı: “Bütün Bordeaux elbette daha büyük rakamlara sahip ama sadece St. Emilion’u ele alırsak… 5 bin hektar bağ alanına sahip. Dünyadaki en büyük bölgelerden biri. Bin kadar şato şarap üretimi yapıyor. Her yıl bir milyon turist geliyor.”
Üretim azalacak fiyatı talep belirleyecek
TÜRKİYE’de dolu üzüm bağlarına zarar verirken Fransa’da aşırı yağmurların sıkıntıya yol açtığını belirten Stephane Derenoncourt, “Bu yıl bağlarına sahip çıkan, iyi bakan bağcılar başarılı olacak. İyi bağcı kötü bağcı belli olacak. Hava koşulları nedeniyle daha az üretim söz konusu. Daha az üretildiği için fiyat artacak diyemem ama top üreticilere çok talep gelirse fiyatlar artabilir. İklim değil, talep fiyatı belirleyecek” diye konuştu.
Roze modasına karşıyım
TÜM dünyada roze şaraplara artan ilgi  için Stephane Derenoncourt, “Ben Roze modasına karşıyım. Roze’nin kalitesi de defosu da yok. Fiyatı da uygun. Dünyada bu nedenle çok tüketiliyor. Blush da ne? Hayır ben bu modayı takip etmiyorum” dedi. Şarabın tüm alkollü içkilerden ayrılması gerektiğini belirten Derenoncourt, düşük alkol oranıyla şarap tüketiminin diğer alkollü içkilere karşı teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.
Saint Emilion’da butiğe girmek gurur veriyor
KAVAKLIDERE Şarapları Murahhas Azası Ali Başman, St. Emilion bölgesinde Burgonya şarabı satan bir butiğin, aynı zamanda Türk şarabı da satmasının gurur verici olduğunu söyledi. Türk şarabının artık belli bir noktaya ulaşmaya başladığını kaydeden Başman, bu durumun gerek uluslararası yarışmalarda, gerekse tadımlarda kendini gösterdiğini ve yavaş yavaş Türk şarabının konuşulmaya       başlandığını belirtti.

http://www.hurriyet.com.tr/
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top