zeytin yağı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
zeytin yağı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Mart 2011 Çarşamba

Tansiyona karşı 10 ilaç

Tansiyon probleminiz varsa eğer bu haber tam size göre...



Tansiyona karşı 10 ilaç
Alıç • Asabi çarpıntıları giderir. Sinir bozukluğunu geçirir. yüksek tansiyonu düşürür. Aritmide kullanılır. Uykusuzluğu giderir. • Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertliği ve göğüs nezlesinde faydalı.

Çilek • Körpe ve bol sulu çilekler sistemi temizliyor. Cilt sorunları olanlar için de iyi bir meyvedir. Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için de birebir. • Ayrıca diş etlerini güçlendiriyor, dişlerdeki tartarı önlüyor, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını gideriyor. Çilekte yüksek oranda C vitamini bulunduğu gibi, yüksek tansiyon ve kolesterolü düşüren maddeler içeriyor. • Çilek C vitamini ihtiyacını karşılar. Ayrıca bol miktarda potasyum içerir ve lifli besinler arasında önemli bir yer tutar. Diyabetli hastalar, çileğe şeker ilave etmemek şartıyla bu meyveyi bol bol yiyebilirler.
Ispanak • Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın getirdiği göz hastalıklarına, kansere, hatta psişik rahatsızlıklara karşı da etkili bir sebze. Göz hastalıklarına ve derideki lekelenmelere karşı etkili. • Ispanak içerdiği iki kimyasal madde sayesinde görme bozukluklarına karşı etkili. Haftada 6 kez ıspanak yiyenlerin yüzde 86 oranında yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan derideki lekelenmeler gibi bir sorunlarının olmayacağını gösteriyor. • Ayrıca yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da etkili. Bir porsiyon ıspanak, günlük demir ihtiyacımızın onda birini karşılıyor.

Kavun • Kavun meyve olarak çok yenildiği gibi tohumları (çekirdekleri) de tıbbi olarak kullanılmaktadır. Olgun kavunların çekirdekleri kurutulur. • Çekirdekler halk tababetinde öksürüğe karşı (çekirdekleri suda, suyu yarıya ininceye kadar kaynatılıp içilmesiyle) kullanılır. • Ayrıca kavun, sinirleri yatıştırır, böbreklerdeki kanı temizler, taşların düşürülmesine yardımcı olur. Bağırsaklarda ülser ya da iltihaba olanlarla, şeker hastaları ve yüksek tansiyonu olanlar yememeli.

Kereviz • Kerevizde B vitamini, demir ve kireç vardır. Kereviz unutkanlığı ve sinir yorgunluğunu giderir, idrar söker, böbrek taş ve kumlarının düşürülmesine yardım eder, kan ve süt yapar, karaciğeri temizler. Şeker, yüksek tansiyon ve romatizma da da faydalı.

Kestane • Kabuklarının suda kaynatılması ile elde edilen çay, ateş düşürür ve sinirleri yatıştırır. Meyvesi kasları kuvvetlendirir. • Kan dolaşımını düzenler. Varis ve basur memelerinin meydana gelmesini önler. Karaciğer yorgunluğu ve şişliğini geçirir. • Kansızlığı giderir. Damar sertliği ve yüksek tansiyondan şikayet edenlerle, şeker hastaları yememeli.

Meyankökü • Grip, nezle, anjin ve nefes darlığına faydalıdır. Öksürük ve balgam söktürür. yüksek tansiyonu düşürür.

Soğan ve sarımsak • Yüksek tansiyon ve kalp hastalığı tehlikesini azaltırlar. Soğan, mide kanserine yakalanma riskini; sarımsak da bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltıyor. • Sarımsağın mayasında bulunan maddeler hücrelerin zarar görmesini önleyerek, vücudu erken yaşlanmaya karşı koruyor. Antibiyotik ve nefes darlığını gideren bileşimler içeren sarımsak bağışıklık sistemini de kuvvetlendiriyor. Kalbe ve alerjik hastalıklara karşı etkili. • Soğan içerdiği kimyasal maddelerle kalbimizi güçlendiriyor ve alerjik reaksiyonları engelliyor. Newcastle'da yapılan araştırmalar, düzenli bir şekilde soğan yiyenlerin damarlarının tıkanma riskinin azaldığını gösteriyor.

Zeytin • Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını keser. Sarılıkta faydalıdır. Yaprak ve kabukları yüksek tansiyonu düşürür. • Kandaki şeker miktarını düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur.

Hipertansiyon belirtileri - Başdönmeleri • Kişi kendisinin veya etrafındaki eşyanın boşlukta döndüğünden şikayet eder. Tıp dilinde vertigo denen baş dönmelerinin nedenleri çeşitli. • Bunlardan başlıcaları şunlardır: Kulak ağrısı. Araç tutmaları. Ani hava değişimi. Bazı göz hastalıkları. İlaç zehirlenmeleri. Düşük veya yüksek tansiyon. Damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları. Kansızlık ve kan hastalıkları. Mikrobik hastalıklar. Beyin hastalıkları. Sara ve bazı ruh hastalıkları. Tedaviye başlanmadan önce hastalığın gerçek nedeninin tespit edilmesi gerekir. • Baş dönmelerine yapılacak ilk iş hemen oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır. Baş dönmesi sık sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir.
Bayılmalar • Geçici olarak uyanıklık halinin kaybolmasına halk arasında bayılma tıp dilinde senkop denir. Bu durumda beyin hücrelerine giden oksijen azalmıştır. Bayılmanın nedeni; yorgunluk, uzun süre ayakta kalmak, ani heyecanlar, tansiyon yüksekliği, gebelik, kansızlık, damar sertliği ve kalp hastalıklarıdır. • Bayılmadan önce baygınlık hissi gelir. Sonra yüz kül rengini alır. Arkasından da terleme, çarpıntı, göz kararması ve baş dönmesi görülür. Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş hastayı hemen yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmektir. Sonra yüzüne su serpilir ve amonyak koklatılır.
Burun kanaması • Çeşitli nedenlerden kaynaklanan burun kanamalarına tıp dilinde epistaksis denir. Genç erkeklerde genellikle ergenlik dönemlerinde, genç kızlarda ise, çoğunlukla aybaşı kanamaları sırasında görülür. • Bir de; yüksek tansiyonun neden olduğu burun kanamaları vardır. Gençlerde görülen ve önemli olmayan burun kanamaları çok kolay durdurulur ve korkulacak bir şey yoktur. • Tansiyon yüksekliğinden kaynaklanan ve genellikle orta yaşlarda görülen burun kanamalarını durdurmak ise biraz zordur. Yapılacak ilk iş hastayı hemen oturtmak, başını öne doğru hafifçe eğip, burnunun kanayan deliğini on dakika kadar bastırmak, bu sırada ağızdan nefes almasını ve yutkunmasını söylemektir.
Kulak çınlaması • Kulak çınlaması, kulak uğultusu veya kulak vızıltısına, tıp dilinde tinnitus denir. Çok çeşitli nedenleri vardır. • Bunlar arasında, kulak kiri, içkulak iltihabı, ortakulak iltihabı, menier hastalığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk, zafiyet, bazı ilaçlar, yüksek veya düşük tansiyon sayılabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.
Şişmanlık • Şişmanlık, alınan kalori miktarının yakılan kaloriden daha fazla olması sonucu ortaya çıkan bir metabolizma bozukluğu. • Tıp dilinde obesite denir. İstatistiklere göre şişmanların daha çabuk yaşlandıkları, şeker hastalığı, damar sertliği, kalp hastalıkları, karaciğer ve safrakesesi hastalıkları, tansiyon yüksekliği, akciğer hastalıkları, romatizmal hastalıkların tehdidi altında bulundukları belirtiliyor. • Bu nedenle şişmanlıktan kurtulmak için diyet ve beden hareketleri yapmak gerekir.

Kaynak

7 Şubat 2011 Pazartesi

Zeytinyağı alırken dikkat!


Zeytinyağı alırken dikkat!

Zeytinyağı alırken dikkat!

Prof. Dr. Ahmet Aydın, 7'den 70'e zeytinyağı konusunda bilmemiz gerekenleri anlatıyor...



Akdeniz efsanelerinde ve din kitaplarında adı Ölmez Ağaç ya da Hayat Ağacı olarak geçen zeytin ağacı, antik çağlardan beri insanoğlunun hayatının içinde olmuş, kimi zaman meyvesiyle kimi zaman yağıyla insanlığa sağlık, lezzet ve güzellik vaat etmiş. Evet, lezzet derseniz ondan daha lezzetli başka bir sıvı yağ yok; sağlık derseniz zaten tartışması bile olmaz. Gerçi son yıllarda zeytinyağına ilgi çok arttı ama Türkiye’deki kişi başına tüketim yılda 2 kg bile değil.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı  ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, 7'den 70'e Taş Devri Diyeti  kitabında zeytinyağı hakkında bilmemiz gerekenleri ve beslenmemiz açaısından önemini çok güzel anlatmış.
2009 yılında yayınlanan Taş Devri Diyeti kitabı ile gündemden düşmeyen Prof. Aydın, okuyucuların yoğun talebi ve sorularıyla 7'den 70'e  Taş Devri Diyeti ni "Hastalıklara Karşı Korunma Kalkanı" olarak okuyucusuna sundu. Ekim 2010'da Hayykitap'tan yayımlanan kitap, sağlık ve beslenme kategorisinde çok satanlar listesindeki yerini koruyor. 


Zeytinyağı konusunda bilmemiz gereken noktalar:
Her yönden mükemmel bir yağ olan zeytinyağı ülkemizde neden az tüketiliyor? Evet, lezzet derseniz ondan daha lezzetli başka bir sıvı yağ yok; sağlık derseniz zaten tartışması bile olmaz. Türkiye önde gelen zeytinyağı üreticisi ülkeler arasında. Türkiye’de son yıllarda yeni dikilen ağaçlarla 150 milyon civarında zeytin ağacı bulunuyor. Bu da tüm dünyadaki zeytin ağaçlarının yüzde 10’unu kapsıyor. Gerçi son yıllarda zeytinyağına ilgi çok arttı ama Türkiye’deki kişi başına tüketim yılda 2 kg bile değil.
Tüketim de ağırlıklı olarak üretim bölgeleri olan Ege, Marmara Bölgelerinde yoğunlaşıyor; Doğu, Güneydoğu ve Orta Anadolu, zeytinyağını neredeyse hiç tüketilmiyor. Hâlbuki bu rakam Yunanistan’da 22 kg, İtalya’da 12kg, İspanya’da 10kg ve Suriye’de 6.2kg. Zeytinyağını az tüketilmesinin nedeni pahalı olması ve iyi tanınmaması (1).
Ülkemizde bitkisel yağ ihtiyacı daha çok çoğunlukla ayçiçeği, mısır ve biraz da fındık yağından karşılanıyor. Oysa bu bitkisel kaynaklı bu yağların hiç birisi zeytinyağının özelliklerine sahip değil. Bunlar daha önce de anlattım yüksek sıcaklık ve basınca maruz bırakılan yağlar. Kendine özgü kokuları ve tatları yok. Zaten piyasaya sürülürken olabildiğince kokusuz ve tatsız hale getirilmeye çalışılıyor. Çünkü henüz ham yağ iken tatları ve kokuları o kadar kötü ki, doğrudan tüketilmeleri mümkün değil. Bu nedenle uygulanan rafinasyon işlemimin hedefi yağın rengini açmak, kokusunu ve tadını gidermek.
Zeytinyağı kendine özgü tadı ve kokusu olan ve bu lezzet unsurlarıyla tanınan, özellikle bunun için tüketilen bir yağ. Dolayısıyla yemekte kullanıldığında, yemeğe ve salatalara daha özel lezzet katıyor. Bazı yemekler zeytinyağı özelliklerine göre yapılıyor. Bunlara zeytinyağlı yemekler deniyor. Ayçiçeği yağlı, mısır yağlı, fındık yağlı diye bir yemek çeşidi yok. Zeytinyağı insanları daha sağlıklı kılıyor. Başta kalp- damar hastalıkları ve kanser olmak üzere birçok hastalığa karşı koruyucu olduğu birçok araştırmada ortaya konmuş.
Hocam piyasada kaç çeşit zeytinyağı var? Temel olarak üç çeşit zeytinyağı var; Natürel, rafine ve bunların karışımı olan Rivyera (1).
1-Natürel Zeytinyağları: Bunlar zeytin ağacı meyvesinden, doğal özelliklerini değiştirmeyecek bir sıcaklıkta sadece mekanik veya fiziksel işlemler uygulanarak elde edilen, berrak, yeşilden sarıya değişebilen renkte, kendine özgü tat ve kokuda olan doğal halinde gıda olarak tüketilebilen yağlar.
Natürel zeytinyağlarının da asitlik derecesine göre üç çeşidi var;
a) Natürel Sızma Zeytinyağı: Kokusu ve tadında kusur olmayan, serbest asitlik derecesi (oleik asit cinsinden) en çok % 1 olan natürel zeytinyağı. Meyvenin bütün vitamin ve minerallerini içeriyor. Natürel sızma zeytinyağı her tür yemeklere uygun olmakla beraber salatalar için ideal. En pahalı zetinyağı bu.
b) Natürel Birinci Zeytinyağı: Kokusu veya tadında çok hafif kusurları bulunabilen, serbest asitlik derecesi en çok % 2 olan natürel zeytinyağı.
c) Natürel İkinci Zeytinyağı: Kokusu veya tadında tolere edilebilen kusurları bulunan, serbest asitlik derecesi (oleik asit cinsinden) en çok % 3.3 olan natürel zeytinyağı.
2- Rafine Zeytinyağı: Zeytin ham yağının yapısında değişikliğe yol açan metotlarla (yüksek basınç, yüksek sıcaklık) rafine edilmesi sonucu elde edilen, sarının değişik tonlarında rengi olan kendine özgü tat ve kokuda bir yağ. Serbest asitlik derecesi en çok % 0.3 ‘tür. Bu yağ daha çok kızartma yağı olarak kullanılıyor.
3- Riviera Zeytinyağı: Rafine zeytinyağı ile doğal halinde gıda olarak tüketilebilecek natürel ikinci zeytinyağlarının karışımından oluşan, yeşilden sarıya değişen renkte, kendine özgü tat ve kokuda bir yağdır. Serbest asitlik derecesi en çok % 1.5‘dir. Zeytinyağının canlı ve kuvvetli kokusuna pek alışık olmayanlar bu tip zeytinyağını tercih ediyor.
Sızma ve Riviera zeytinyağı arasında ne fark var? Sızma zeytinyağı daha önce de anlattığım gibi zeytinlerin taş baskısı ile elde ediliyor. Bu nedenle vitamin ve diğer besleyici unsurları zarar görmüyor. Halbuki Riviera zeytinyağında, mevcut zeytinden maksimal yağı çıkartmak için yüksek sıcaklık ve basınç uygulanıyor. Tabii bu durumda fiyat ucuzluyor ama zeytinyağının bütün olumlu özellikleri de nerdeyse yok oluyor. Üstelik zararları da oluyor. Türkiye’de 100 bin ton zeytinyağı tüketiminin yüzde 40’ı natürel sızmadan oluşuyor. Bilinçli tüketici giderek sızmaya yöneldiği için tüketimi artıyor.
Son zamanlarda bir de kolon yağı diye bir zeytinyağı adı duyduk. Nedir bu kolon yağı?
Son yıllarda en sağlıklı zeytinyağı olarak bilinen sızma zeytinyağına olan talep aşırı arttı. Bu nedenle zincir market sektöründe kıran kırana bir rekabet var. Fakat maalesef Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın, üretim ve satış yasağına rağmen, piyasada satılan her iki sızma zeytinyağından birini, “çakma” olarak adlandırılan yüksek asit oranı kolon yöntemiyle düşürülmüş yağlar oluşturuyor.
Kolon sızması olarak adlandırılan zeytinyağları vakum altında ve yüksek sıcaklıkta işlem görüyor. Yemeklik olarak değerlendirilemeyen asidi yüksek(3’den fazla), kötü koku ve görüntüye sahip natürel zeytinyağlarının asitleri düşürülerek (0.8’in altı) sızma zeytinyağı haline getiriliyor. Kolon yağları işlem görmesi nedeni ile natürel zeytinyağında bulunan meyve aroması ve kokusunu yitiriyor. Kötü tat ve kokusu alınsa dahi, kısa sürede oksidasyona uğrayabiliyor.
Bu yağların fiyatı ile natürel sızma zeytin yağından ortalama yüzde 30 daha düşük olması nedeniyle özellikle marketlerde promosyon amaçlı kullanılıyor. Zincir marketlerin, kendi markaları altında ürettirdikleri zeytinyağlarının çoğu kolon yağı. Bir zeytinyağının doğal yöntemlerle mi yoksa kolon yöntemiyle mi sızmaya dönüştürüldüğü de ancak, laboratuar ortamında yapılan testler sonucunda belirlenebiliyor. Bunun için de bazı özel cihazların olması gerekiyor. Bu yağlar piyasadan toplanıp, analizleri yapılamadığı için market raflarında sızma zeytinyağı diye satılabiliyor.
Bakanlığın bu konuda tebliğ yayınlamış olması, tek başına bir şey ifade etmiyor. Burada en önemli konu denetimlerin yapılması. Şikayet üzerine yapılacak denetimden öte düzensiz aralıklarla da denetimler yapılmalı. Tespit edilen ürün ve markalara ciddi yaptırımlar uygulanmalı.
Zeytinyağı alırken nelere dikkat etmeliyiz? Zeytinyağı alırken en dikkat edilecek unsur zeytinyağının karışık (tağşiş) olup olmaması. Zeytinyağı en çok ayçiçeği, kanola ve mısır yağları ile karıştırılıyor. Böylesi tağşişlere marketlerde de rastlanabiliyor. Ama daha çok yol kenarlarında yağ satanlara, denetimden uzak yerlerde rastlanıyor. Zeytinyağı tüketimine alışık olanlar, bir yudum yağı ağızlarına aldıklarında kaliteyi hemen fark ettikleri için kül yutmuyorlar. Bu tür satıcılar daha çok turizm mevsimlerinde ucuz ve halis zeytinyağı almak isteyenleri acemileri sömürüyorlar.  Öyle ki tatil yörelerinde, üretim döneminden aylar sonra büyük miktarlarda halis (!) zeytinyağı satılıyor. Gerçek bir zeytinyağı tüketicisi olmayan biri için böylesi bir karışımı tadarak anlamak pek kolay değil.
Zeytinyağı alırken şu noktalara da dikkat etmek lazım. Adi plastik kaplarda tutulan zeytinyağı, plastik hammaddesini kolaylıkla çözebilir ve temelde petrol ürünü olan bu maddeler ciddi kanser riski taşıyor. Zeytinyağını raflardan almak lazım. Sokaktan, pazardan değil. Çünkü zeytinyağı,  hassas, güneş ışığı ve ısıya fazla tahammülü yok. Tercihan cam şişede, ışık geçirmemeli, ağzı sıkıca kapatılmış ve her kullanımdan sonra kapatılabilecek şekilde kapak takılmış olmalı.
Bazı evlerde yemekler sadece zeytinyağı ile pişiriliyor. Buna ne diyorsunuz?
Zeytinyağı gibi tekli doymamış yağlar makul miktarlarda alındığında oldukça yararlı. Evet zeytinyağı çok iyidir ama, tek yağ olarak kullanılmamalı. Çok aşırı miktarda oleik asit (zeytinyağı ve kanola yağında bulunan tekli doymamış yağ) hücre düzeyinde dengesizliklere sebep olabiliyor. Prostaglandin üretimine de engel olabiliyor. Zaten ninelerimiz yemeklerde tek tip yağ kullanmamışler, sıcak yemekleri hayvani doymuş yağlarla, soğuk yemekleri ve salataları ise zeytinyağı ile hazırlamışlar. Yani işin doğrusunu yapmışlar!
KAYNAKLAR
1.http://www.tarimmerkezi.com/yazar_kose.php?hid=48
2.http://www.zae.gov.tr/zeytinyagi/1.asp
3.Erkan Çelebi Sızma zeytinyağında ‘kolon’ alarmı var.http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15712764.asp?yazarid=18&gid=61 

6 Şubat 2011 Pazar

Zeytin Mucizesi ve belgeseli..



ZEYTİN AĞACI
UZUN ÖMRÜN VE SAĞLIKLI YAŞAMIN SİMGESİ
Literatürlerde ailesinin ‘Oleaceae’ familyasından geldiği yazılı. “Fakir toprakların zengin ağacı” denilen zeytin bulunduğu yerin iklim koşullarına kolay uyum sağlar. Toprağın yapısına ve dokusuna göre köklerini salar. Zeytin ağacı yavaş büyür, serpilip büyümesi 15-20 yılı bulur. 35 ve 150 yıl arasında ise olgunluk ve verimlilik döneminde olur. Dört mevsim yapraklarını dökmez. Sonra yüzlerce yıl sürecek olan yaşlanma dönemi başlar. Zeytin ağacı bir yıllık yaşamını Akdeniz ikliminin özelliklerine göre geçirir. Kasım ve şubat ayları arasında kıştır, uyur, dinlenir. Mart ve nisan ayları arasında bahardır, uyanır. Dallarının uçları filizlenir. Nisan-haziran çiçek mevsimidir.
Çiçek tozları rüzgârla ağaçtan ağaca gezinir. Güzel kokar zeytin çiçeği. Temmuz-ağustos dedin mi meyveleri yani zeytin taneleri büyür, çekirdeği sertleşir. Eylül-ekim arası taneler olgunlaşır, olması gereken boylarına gelir. Zeytinin çeşidine göre farklıdır büyüklükleri, biçimleri... Zeytin taneleri yeşilden mora döndüğünde ya da koyu pembesi siyahlaştığında, yağlanma da başlar. Hasat eylül ile şubat ayları arasındadır.
Zeytinin hasadı elle toplanarak ve sırıkla ya da makineyle ağacın silkelenmesiyle yapılır. Kökleri tarih öncesine dayanan zeytin ağacının kaç bin yaşında ve anayurdunun tam neresi olduğu konusunda arkeobotanikçiler, tarihçiler ve arkeologlar arasında bugün hâlâ ortak bir görüş yok. Ama yine de önemli olan yabani zeytinin dünya yüzünde ilk varlığı değil, ilk ne zaman ehlileştirildiğiyse, bu mucizeyi Samilerin başardığı düşünülüyor. Kimler, nerede, ne zaman sorularına cevap ararken yapılması gereken en doğru şey bilimsel açıklamalara güven duymak... İşte uluslararası saygınlığıyla tanınan Dünya Zeytin Ansiklopedisi yazarı José M. Blazquez’in görüşü; “zeytin yetiştiriciliği yaklaşık altı bin yıl önce Anadolu’da başlamıştır.” Zeytin ağacının, 2 bin yıl gibi oldukça uzun bir yaşam süresi var. Üstelik zeytin ağacının uzun ömürlü olması için ekstra bir bakım gerekmiyor. O yüzden bu ağacın nasıl nasıl bu kadar uzun yaşayabildiği yüzyıllardır merak ve araştırma konusu.
FİDAN SEÇİMİ; Fidanlar güvenilir yerlerden temin edilmelidir. Sertifikalı veya en azından kontrollü fidan yetiştiren yetiştiricilerden fidan temin edilmeli, hastalık ve zararlılardan temiz olmalıdır. Özelikle son yıllarda kök ur nematodları büyük sorunlar oluşturmaya başlamıştır. Fidanlarda 1-2 yaş arası olanlar tercih edilmeli bahçeye daha iyi uyum sağlayacağı göz önüne alınmalıdır. Eğer daha yaşlı fidan dikmek zorunda kalırsak köklerde dedeleşme olup olmadığına bakmalı, eğer böyle bir sorun vara dikimden önce mutlaka kök budaması da yapılmalıdır.
FİDAN DİKİMİ; Toprağın Hazırlanması:Toprak dikimden önceki sonbaharda derince işlenmelidir. Toprağın drenajı ve tesviye işlemleri yapılmalıdır. Meyilli alanlarda kurulacak zeytinliklerde teraslama işlemi gereklidir. Fidan Dikimi Zamanı:Zeytin fidanları Ekim-Mart ayları arsasında dikilebilir. Toprağın donuk olmamasına dikkat edilir. Dikim Aralık ve Mesafeleri:Zeytinlik tesis edilirken dikim aralıkları çeşide, bölgenin iklim ve toprak koşullarına, ağacın alacağı taç büyüklüğüne göre değişebilmektedir. ;

ZEYTİN AĞACININ EKOLOJİK İSTEKLERİ
TOPRAK: Zeytin, çok seçici olmamakla birlikte kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH’sı 6-8 seviyesinde olan topraklardan hoşlanmaktadır. Taban suyu 1m.’den yakın olmamalıdır. Bu seviyeye yakın topraklarla mutlaka drenaj uygulanmalıdır.
İKLİM: Zeytin, 40 ºC ile -7 ºC arasındaki sıcaklıklarla dayanabilse de iyi bir büyüme ve meyve oluşumu için sıcaklığın 15-25 ºC’lerde olması istenir. Zeytin’in soğuklama ihtiyacı 600 ila 1000 saat arasında değişmektedir. Ayrıca zeytinin iyi bir gelişme gösterip, normal göz gelişimi için yeterli bir sıcaklık toplamına ihtiyacı vardır. Zeytinin yıllık yağış isteği 650-800 mm’ dir. Yaz aylarından, mevsim yağışlarına kadar yapılan sulamalar zeytin irileşmesini ve yağ oluşumunun artmasını sağlamaktadır. Ayrıca bu oluşmalar ertesi yıl meyve verecek sürgünlerin gelişimini ve meyve gözlerinin oluşumunu hızlandırmaktadır. Nemli havalarda, ağaç yapraklarından gerçekleşen terleme azalır.Bu sayede sıcağın, bitkiye etkisi de azalmış olur. Ancak aşırı nem bazı hastalıklara uygun ortamı hazırlamaktadır. Çiçek zamanı yüksek nem ise döllenmeyi kısıtlamaktadır Mayıs ayı ve haziran başında esen rüzgarlar döllenmeye yardımcı olurken, kış sonlarında esen rüzgarlar toprak neminin azalmasına yol açar. Zeytin ağacı ışığı çok sevdiğinden özellikle geçit bölgelerde güney yönleri tercih edilmelidir. Sisli dağ etekleri ve vadiler zeytin için uygun değildir. 800 metreden yüksek yerlerde zeytin yetiştirilmemektedir.
YILLIK BAKIM İŞLERİ
TOPRAK İŞLEME: Toprak işleme zamanında ve uygun şekilde yapılırsa toprağın havalanması, yağış sularının muhafazası ve biyolojik faaliyetlerin artması sağlanmış olur. Zeytinliklerde yılda 2-3 kez toprak işlemesi yeterli olmaktadır. İlk toprak işlemesi hasattan sonra toprak tavında iken pullukla 15 cm derinliğinde; ikincisi ilkbaharda 10-12 cm yi geçmeyecek şekilde pulluk veya tırmıkla, üçüncü işleme ise dökülen zeytinlerin kaybını önlemek amacı ile toprağın düzeltilmesi ve otların temizliği için yapılmaktadır.
GÜBRELEME: Unutulmalıdır ki; gübrenin azı da, fazlası da mahsulün verim ve kalitesine, ayrıca bitkiye ve ekonomiye zarar verir. Toprak ve yaprak analizleri sonucu yapılan gübrelemenin en doğru gübreleme olacağı bilinmelidir. Verime yatmış olan zeytinliklerde çiçeklenme ve meyve bağlama döneminde azota ihtiyaç artar. Bunun için sulanan koşullarda azotlu gübrenin ilk dozu çiçeklenmeden 3-4 hafta önce, ikinci dozu meyve tutumunda (Mayıs) ve son dozu ve çekirdek sertleşme döneminde (Temmuz, Ağustos) verilmelidir. Eğer sulama imkanı yok ise tek seferde Şubat sonu Mart başında azotlu gübre uygulanmalıdır. Azotlu gübreler gövdeden 50-70 cm uzağa, taç izdüşümüne serpilerek çapa vb. aletlerle gömülür. Fosforlu ve potaslı gübreler izdüşümünde 15-30cm. derinlikte açılan hendeklere sonbaharda gömülür. SULAMA: Zeytine yılık su ihtiyacı 650-700 mm dir. Daha az yağış alan yerlerde sulamaya ihtiyaç vardır. Ağacın en çok suya ihtiyaç duyduğu yaz ayları ve Eylül ayında yapılacak 4-5 sulamanın ürün miktarını arttırdığı bilinmektedir. BUDAMA : Budama zamanını çok iyi belirlemek gerekmektedir. Yağış az olan bölgelerde mümkün olduğunca geç budama yapmada fayda vardır. Dal kanseri bulunan bölgelerde yazın budama yapılmalıdır.
ŞEKİL BUDAMASI: Zeytinlerde genellikle en uygun şekil ‘serbest goble’ sistemidir. Fidan dikiminden itibaren ilk iki yıl zeytinde budama işlemi yapılamaz. Ancak dikimden sonra boyu 1 m.’yi aşan fidanların tepesi 90 cm’ den vurulur. İki yıl sonunda 40-90cm. yükseklikten, tek gövde üzerinde değişik noktalardan çıkan 3 ana dal bırakılır.Öteki dalların ya uçları alınır ya da gelişmelerini yavaşlatmak için aşağıya doğru eğilerek bağlanır.Ayrıca dip sürgünleri ve obur dallar çıkartılır. Fidana şekil verilmek için acele edilmemeli, şekil 3-4 budamada elde edilmelidir. ÜRÜN
BUDAMASI; Verime yatmış ağaçlarda ağacın şeklini korumak, periyodisiteyi azaltmak, gereksiz ve zararlanmış dalları uzaklaştırmak amacı ile hafif bir ürün budaması yapılmalıdır. Kural olarak ürün yılının başlarında (Mart – Nisan) yapılmaktadır.
GENÇLEŞTİRME BUDAMASI; Yaşlılık nedeni ile mantarlaşmış ve gövdeden çok uzaklaşmış ana dallarla birlikte hastalık, zararlı ve şiddetli donlardan etkilenmiş dalların kesilerek yenilerin oluşturulması amacı ile uygulanmaktadır. Budamadan sonra gövde ve ana dalların güneşten zarar görmemesi için kireçleme yapılmalı ve kesim yerlerine %5 lik bordo bulmacı sürülmelidir
HASAT: Hasat zeytin üretiminin en ağır işlemi olup, zeytin kalitesine etki eden çok önemli faktörlerden birisidir. Verim zamanını çok iyi tespit etmek gerekir. Siyah salamuralığa işlenecek zeytinlerde hasat, renk, kabuktan ete kadar olan kısmın siyah olduğu dönemde yapılır. Yağlık zeytinlerin hasadı ise ağaçta yeşil meyve kalmadığında yapılır. Zeytin toplama zamanı bölge ve iklim durumuna göre farklılık göstermektedir. Hasada ağaç diplerine dökülen zeytinlerin toplanması ile başlanır ve yüksek asitli yağ verdiklerinden ayrı toplanıp, işletmeye gönderilir. İkinci olarak yeşil sofralık zeytin toplanır. : Ancak dikkat edilmesi gereken yön sadece kabuk renginin koyulaşması değil,rengin ete de çekirdeğe 2mm kalıncaya kadar işlemesidir.Hasat zamanı tarih olarak bölgelere,çeşide ve iklim şartlarına göre değişmekle birlikte Kasım-Şubat aylarında olur.
Hasat elle yapılmalı, sırık asla vurulmamalıdır Yerden toplama (yağlık zeytinlerde uygulanabilir, tavsiye edilmez) Ancak toplamanın çok geciktirilmesi durmunda özellikle yağışlardan sonra kendiliğinden dökülme artar, zeytin daneleri buruşur ve kuş zararı görülür. Hasattan sonra küfelerde, çuvallarda ve yığın halinde uzun süre bekletilen zeytinlerde kızışma görülmekte, yağ asidi yükselerek kalitesi düşer. Bu nedenle bekletilecek zeytinler temiz bir yere 5-10 cm. kalınlığında yayılmalı ve ara sıra karıştırılarak havalandırılmalıdır.. Ülkemizde yağlık zeytin ağaçları çoğunlukla yüksek boylu olduğundan sırıklanarak toplanmaktadır. Oysa sırıkla toplamanın önemli sakıncaları vardır. Sırıklama sırasında sürgünler kırıldığından hasadı izleyen yıl verim çok düşük olmaktadır . Aynı zamanda yaralı yerlerden “Zeytin Gal Hastalığı” bulaşmakta ve bu hastalık hızla yayılmaktadır. Sırıkla vurma sırasında zeytin daneleri de zedelenmekte ve zarar görmektedir. Sırıkla toplama zorunlu ise meyve dallarının kırılmamasına dikkat edilmeli ve sırıklama içten dışa doğru yapılmalıdır. En uygun hasat ise elle toplamadır. Merdivenlere çıkılarak yapılan bu şekildeki hasat için daha fazla işçilik ve zaman harcanmakla birlikte ürün kalitesinin yülselmesi ve bir sonraki alınacak ürün miktarının artması nedeniyle bu giderler karşılanmış olacaktır.
Son yıllarda geliştirilen alçak boylu, aşağıdan tâçlandırılmış zeytinliklerde, hasat elle yapılabildiğinden hem ürün kalitesi yükselmekte, hem de yok yıllarda ürün alınabilmektedir. Sırıkla zeytin toplamanın, ağaçtaki genç dalları ve filizleri de kırması sonucu, bir sonraki yılda yol açtığı verim düşüklüğünün yanı sıra sopayla dalından silkelenen ve yere düşen zeytin danelerinin de zedelendiği bilinmektedir. Bu nedenle, maliyeti artırsa bile, sağma, elle toplama ve makineli silkme tekniklerine, ayrıca plastik ağ ve branda alışkanlığının yaygınlaştırılmasına öncelik verilmesi gerekmektedir

ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİ 
                
Zeytin ağacı dünyanın en eski meyve ağacı olarak bilinmektedir.. Anavatanı Anadolu’dur. Ülkemizde yaklaşık 90 milyon zeytin ağacı bulunmaktadır. Zeytin varlığımızın %75 i çorak ve engebeli kır arazilerdedir. Ticari anlamda yetiştiricilik Ege, Marmara ve Akdeniz bölgesinde yapılmaktadır. Ağaç başına verim 9 kg civarındadır.
Ürettiğimiz zeytinlerin %90 ı siyah zeytin olmakla birlikte, yeşil zeytin üretimi son yıllarda  artmaktadır.    
PAZARA SUNULMASI:
Zeytin yetiştiriciliğinden elde edilen başlıca iki ürün zeytinyağı ve sofralık zeytinlerdir. Zeytin ve zeytinyağı üretiminin yan ürünlerinden olan prina, odun, yaprak, zeytin çekirdeği vb. önemi gözardı edilmemelidir. Ülkemiz zeytin üretimine %85 – 88 yağ sanayisinde kullanılırken zeytin, gerek sofralık siyah ve yeşil salamura dane olarak gerekse zeytinyağı olarak iç tüketimde ve dış satımda pazarlama imkanı yükselk çok değerli bir ürünümüzdür.
Bu nedenle yetiştiricilik ve teknolojik sorunlara çözüm getirerek zeytinciliği geliştirme çabasında olmalıyız.
ÖNEMLİ ZEYTİN HASTALIK ve ZARARLILARI; 
Zeytin dal kanseri, zeytin solgunluğu,halkalı leke hastalığı, armillaria kök çürüklüğü e antroknoz önemli zeytin hastlıklarıdır.
Bazı önemli zeytin zararlıları ise zeytin sineği, zeytin güvesi, zeytin kara koşnili, zeytin kabuklu biti ve zeytin pamuklu bitidir.

ZEYTİN HAKKINDA
Zeytin, sofralarımıza gelmeden önce bazı işlemlerden geçirilir ve bu işlemler ile bünyesindeki acılık maddesi atılmış olur.Sele zeytini ile salamura siyah,salamura yeşil ve çizme,kırma zeytinlere natürel zeytin adı verilir. Natürel zeytinler, kostik ile tatlandırılmış olanlara göre besin değerinin yüksekliği nedeniyle tüketiciler tarafından daha fazla tercih edilebilir.
Zeytin farklı renk tonlarında sofralarımıza sunulur. Tüketime sunulan zeytinlerin farklı renklerde olması (örneğin salamura siyah zeytinde rengin, kahve rengi, koyu kahve rengi, siyah ve siyaha yakın tonların ve çizme zeytinde yeşil, sarı ve pembe renk tonlarının birlikte bulunması) zeytinin kalitesiz olduğunu göstermez. Aksine bu durum, zeytinin natürel olarak yapılmış olduğunun önemli bir işaretidir.
Tamamen siyah renge sahip zeytinler de tüketime sunulabilir. Bu durum çeşit özelliği yanında, zeytinin aşırı olgunluk döneminde toplanarak hazırlanmasından kaynaklanmaktadır. Böyle zeytinlerde, siyah renk; kabuktan çekirdeğe kadar da uzanabilir.
Açıkta satılan tamamen siyah veya koyu mavimsi siyah renkte ve az tuzlu zeytin alırken bu tip zeytinlerin kostik ile tatlandırıldığı ve gıda boyaları (ferro glukonat veya ferro laktat) ile renklendirilmiş olduğu düşünülmelidir. Bu tip zeytinler cam veya tenekede, ısıl (pastörizasyon ve sterilizasyon) işlemden geçirilerek konserve edilmiş olarak sofralarımıza sunulması gerekmektedir.
Tüketiciler açıkta satılan az tuzlu siyah zeytinleri alırken, bunların kısa sürede bozulabileceği ve sağlığa zarar verebileceğini göz önünde bulundurmalıdır.
Öncelikle ürünün ambalajlı ve markalı olması, etiket üzerinde üretim ve son kullanma tarihleri ile besin değerlerinin yazılı olması aranmalıdır.
Salamuralı ambalajlanmış siyah zeytinlerin, ambalajları açıldığı zaman: zeytinin siyah renginin koyu ve açık kahverengi renk tonlarına dönüştüğü görülebilir. Bu doğal bir durumdur. Ancak zeytin, hava ile temas ettikten kısa süre sonra tekrar eski koyu rengine dönmektedir.
Bombaj (ambalajı şişmiş) yapmış ambalajlı ürünler alınmamalıdır. Çünkü bu durum, zeytini bozan mikroorganizmaların geliştiğini göstermesi yanında, zeytinin gerekli tatlanma süresini tamamlamamış olduğunu ve hijyen için gerekli olan ısıl işlemden yoksun ya da ısıl işlemin yetersiz olduğunu gösterir.
Isıl işlemden geçirilerek konserve edilmiş teneke veya cam kavanozların etiketlerinde pastörize veya sterilize edildiği belirtilmelidir.Paslanmış ve yırtık ambalajlarda satışa sunulan zeytinlerin, hijyenik olmayan uygunsuz ortamlarda ambalajlanmış ve depolanmış olabileceği düşünülerek bu tip kısa sürede bozulabilecek zeytinler alınmamalıdır.
İçi görünür cam veya plastik ambalajlı ürünleri alırken zeytin büyüklüklerinin homojen ve salamura sularının berrak olmasına dikkat edilmelidir.Açıkta satılan zeytinlerin etiketinde zeytin çeşidi ve firma isminin bulunması tüketici açısından bir kalite güvencesi olarak gereklidir. Bu nedenle açıkta satılan ürünün yanında ambalajlı bir örneğinin de bulunması tüketicilerce aranması gereken bir husus olmalıdır.
Yeşil Zeytin Salamurası   

Zeytinler irileştiği zaman dallarından kopartılır, çürük ve kurtlu taneleri ayrılır. İri, beresiz olanların çöpleri çıkarılır. Yeşil zeytinler çok acıdır, acısını gidermek için litresinde 30-40 gr. sutkostik veya potaskostik bulunan suda 9-12 saat kadar bırakılır. Sud veya potaskostikli suyu tahta fıçılara konmalı, katiyyen madeni kaplara koyulmamalıdır. Bu suyun içine madeni bir cisim de sokulmamalıdır. 
Suda kalma zamanı zeytin çeşidine göre test edilmelidir. Arada sırada tadı denenmelidir. Tadı iyileşmiş ve zeytinin etinden çekirdeğine doğru üçte iki oranında kararmış ise fıçının suyu boşaltılır, temiz su eklenen zeytinler 24 saat beklemeye bırakılır. Acısı giderilmiş zeytinler tuzlu suda salamura yapılır. Salamura'nın tuz oranı litrede 30 gr.'dır. Bu suda 3-4 gün bekletildikten sonra salamura suyu değiştirilir.
Litresinde 50-60 gr. tuz bulunan bir suya konulur. Bu şekilde bir hafta kalan zeytinler artık litresinde 100-120 gr. tuz bulunan kendi suyunda salamuraya yatırılır.                                                                                    
Siyah Zeytin Salamurası 
Zeytinler vişne kırmızısı rengini aldıkları zaman ağaçlarından toplanır. Acılığının giderilmesi üzerine 4-5 gün suda bırakılır. Bu sırada günde 1 defa suyu değiştirilmelidir. Acılığı giderilen zeytinler, litresinde 40-60 gr. tuz bulunan salamura ierisine yatırılır. Siyah zeytin salamurasına koku vermek üzere defne yaprağı, sarmısak gibi kokulu şeyler katılabilir. 
Yeşil zeytinler toplanır, çürük ve kurtlular ayıklanır. Çöpleri koparılır, yıkanır. bir çekiçle vurularak çatlatılır veya bıçakla 3-4 yerinden çekirdeğe dayanacak şekilde çizilir, suya atılır. on-onbeş gün sade suda, iki günde bir suyu değiştirilmek suretiyle bekletilir.
Çekiçle kırma zeytinler daha çabuk olur. Zaman zaman zeytin tadılır, acılığı gitmemişse biraz daha suda bırakılır. Tadlanmışsa sudan alınır. Bir kilosuna bir kahve kaşığı dövülmüş limon tuzu, bir tatlı kaşığı ince tuz ile zeytinler karıştırılır, harmanlanır.
Kavanozlara doldurulur. Üzerine basılıncaya kadar su konur. Kavanozun üzerine zeytinyağı konarak hava ile teması kesilir. Bir taraftan yenmeye başlanabilir. Not: Çekiçle kırma ve çizme zeytin ayrı ayrı yapılmalıdır çünkü kırma zeytin daha çabuk olur.
Sele Zeytini  

Ağacından rengi laciverde dönmüş zeytinler koparılır veya çarşıdan alınır. Sağlam, çürüksüz, kurtsuz zeytinler bir tarafa ayrılır, yıkanır, suları süzülür. Kilosuna 300 gr. tuz hesabıyla beş kilo zeytine bir buçuk kilo iri tuz alınarak karıştırılır. Bir çuvala veya seleye konur. Üzeri ağır bir taş yada birkaç taş ile bastırılır. Böylece acı suyunun akması sağlanır. Zaman zaman bakılır, zeytinler buruşup tatlanmışsa ve acısı kalmamışsa yenmeye başlar. Bu zeytinleri uzun müddet muhafaza etmek için elle oğularak tuzu giderilir. Kavanozlara doldurulur, ağızları kapatılır. Yine zaman zaman küflenip küflenmediklerine bakılır. Küflüler varsa seçilir, yıkanır, evvela onlar yenir. Küflenmemişse öyle bırakılır. Yenmek istendiğinde yenecek miktar ayırılır, sıcak suda yıkanır. Üzerine zeytinyağı dökülür, limon sıkılır, afiyetle yenir.



ZEYTİN ÇEŞİTLERİ;   
 BÜYÜK TOPAK ULAK:
Topak aşı olarak da adlandırılır. Adana’nın Tarsus, Seyhan, Hatay’ın İskenderun, İçel’in Anamur, Erdemli, Isparta’nın Sütçüler ilçelerinde yetiştirilmektedir.           
Meyveleri iri.çekirdekleri meyve büyüklüğüne göre küçük olup % 20.2 oranında yağ içerir.Meyve eti yumuşak olduğundan hasat ve taşıma sırasında dikkat edilmelidir. 
Etli ve lezzetli olan bu çeşit genellikle yeşil sofralık olarak “ Çizme Zeytin” tipinde işlenerek değerlendirilir.

SARI ULAK:
 
Meyveleri orta irilikte,çekirdekleri çok iri olup % 18.8 yağ içerir.
Sıcaklığın kritik seviyeye düşmesi durumunda sürgün ,ince dal ve dalcıklarda çatlamalar ve meyvelerde soğuktan dolayı hurmalaşma görülür.
Kendi ekolojisinde aile ihtiyacını karşılamak için yeşil ve siyah sofralık olarak değerlendirilir.
 
SAURANİ:

Meyve ve çekirdekleri küçük olup % 29.2 oranında yağ içerir. Sıcaklığın kritik seviyeye düşmesi durumunda sürgün uçları kurur, ince dal ve dalcıklarda kabuk çatlamaları şeklinde zararlanmalara rastlanır.Yağ içeriği yüksek olduğundan genellikle yağlık olarak değerlendirilir.Ayrıca aile ihtiyaçlarını karşılamak için yeşil ve siyah sofralık olarak ta kullanılır.
AYVALIK: 

           
Farklı yörelerde Edremit yağlık,Midilli,Şakran adların da kullanılır.Meyveleri  ve çekirdekleri  orta büyüklükte olup, % 24.7 oranında yağ içerir ve yağlık olarak değerlendirilir.Yağı altın sarısı renginde, meyve kokusu içeren, aromatik, kimyasal ve duyusal özellikleri bakımından birinci sırada yer alır.Son yıllarda meyve eti renginin pembeye döndüğü dönemde “Pembe Çizme Zeytin” tipinde değerlendirilir,Siyah olum döneminde hasat edilerek siyah sofralık olarak “Sele”tipinde değerlendirilir.
GEMLİK:

           
Bu çeşit için Trilye,Kıvırcık,Kaplık,Kara gibi isimlerde kullanılır.Ülkemizde kamu kurumları ve özel sektör tarafından üretilen zeytin fidanlarının % 80’ne yakını Gemlik zeytin çeşidi fidanlarıdır. Bundan dolayı zeytinciliğin yapıldığı bütün bölgelerde bu çeşide rastlanır. Meyve ve çekirdekleri orta irilikte olup % 29.9 oranında yağ içerir.
Siyah sofralık olarak değerlendirilir. Meyveleri yağ bakımından zengin olduğundan sofralık  kalite dışındaki taneler yağlık kolarak değerlendirilir.
NİZİP;Yağlık

KİLİS; Yağlık

HALHALİ;

BESİN DEĞERLERİ

Zeytin, besin değeri çok yüksek bir yiyecektir. Aslında bir meyvadır ve cinsine göre şekli, rengi  değişir. Koyu kahverengi, siyah, kül rengi, koyu yeşil ya da koyu mor olabilir. Aynı zamanda yumurta şeklinde ya da yuvarlak da olabilir.

100 gr. salamura yeşil zeytin 30 kalori; 0 kolesterol; 3,1 gr. yağ; 3 gr. lif; 4.8 mgr. fosfor; 26 mgr. kalsiyum; 6.2 mgr. demir: 639 mgr. sodyum: 26 mgr. potasyum; 17,4 mgr. magnezyum; eser miktarlarda A, B1 ve B2 ile 0,01 mgr. B6 vitamini, ayrıca folik asit ve E vitamini içerir.
Salamura (kalamata) siyah zeytinin besin değerleri yukarıdakilerden biraz daha da yüksektir.
Vücut için gerekli ancak sentez edilemeyen temel yağ asitleri ile sadece yağda eriyebilen E vitaminin kaynağını oluşturması nedeniyle de insan beslenmesinde çok önemli bir konuma sahiptir.
Başta kalp-damar hastalıklarında olmak üzere sindirim sistemi, kemik yapısı beyin ve sinir dokuları üzerinde çok önemli fonksiyonları bulunmaktadır. 
Kalp-damar hastalıklarında temel risk faktörü olan kolestorlün, damar tıkanıklığına yol açan "LDL" bileşenini azaltıcı rol oynarken, yaralı ve koruyucu olan "HDL" bileşenini değiştirmez. Bu özelliği ile kalp sağlığı açısından en uygun besindir. 
Mide asitliğini azaltarak gastrit veya düodenal ülserlere karşı koruyucu bir rol oynar.
Safra salgısını canlandırıcı, safra kompozisyonunu düzenleyici ve safra kesesinin boşalmasını sağlayıcı özellikleri nedeni ile safra taşı riskini azaltır ve taşların erimesine yardımcı olur. 

Bağırsaklar tarafından en iyi emilen ve bağırsaklardan geçişi düzenleyici özellikleri vardır. Dengeli kimyasal pozisyona sahip olduğundan kemik mineralizasyonun iyileşmesini sağlar ve normal kemik gelişimine yardımcı olur. 
Yaklaşık %80 oranında bulunan oleik asit insan sütündeki en önemli yağ asididir ve doğumdan hemen sonra bebeğin sinir dokularının gelişiminin sağlanmasında temel bir işleve sahiptir. Dokuların yaşlanmasını önler ve yaşlanmasının beyin fonksiyonları üzerindeki yıpratıcı etkisini azaltır. Kan hücrelerinin kümeleşmesinde rol oynayan faktörlere karşı etki göstererek kan damarlarında pıhtılaşma riskini azaltır.









Konuyla ilgili belgesel videolar aşağıdaki linkte






http://www.trt.net.tr/ondemand/detay.aspx?galeriresimkodu=e0955b00-9947-4b1e-a0e6-bd893fa11012
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top