yabani meyveler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yabani meyveler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mart 2012 Çarşamba

YABANIL MEYVELER FİDANLIK TEKNİĞİ


YABANIL MEYVELER FİDANLIK TEKNİĞİ
                                                                                 

Yabanıl meyveler; biyolojik çeşitlilik, yabanıl yaşam, doğrudan insan besini, stratejik gen ve besin kaynakları, endüstriyel odun hammaddesi, potansiyel enerji kaynakları, ilaç ve kozmetik hammaddesi, erozyon kontrolü ve kent ağaçlandırmaları, kırsal peyzaj, tarım, hayvancılık ve alternatif tıp alanlarında kullanılan önemli kaynaklardır. Günümüz ormancılığında asli ürün odun hammaddesi olmaktan çıkmış, diğer işlevlere yönelmiştir. Ormanların bu yeni işlevlerinde yabanıl meyveler önemli yer tutmaktadır. Japonya’nın yılda 3.5 milyar dolarlık bizim tali ürün saydığımız ürün ürettiğini düşünürsek konunun önemi daha iyi anlaşılabilir. Ülkemizdeki ekolojik çeşitlilik düşünülürse, bizde bu rakamların kolaylıkla aşılması mümkündür. Ülkemizin tüm ormanlarından elde ettiğimiz odun hammaddesinin değerinin, 500-600 milyon dolar olması bize iyi bir karşılaştırma olanağı vermektedir.
Yabanıl meyvelere yabanıl yaşamın ana besin kaynaklarını ve barınma ortamlarını oluşturur. Hayvanlarla meyveler arasında simbiyotik ilişki söz konusudur. Yabanıl meyvelerin tamamının ortak özelliği tohumlarının yayılışlarını yabanıl hayvanlar aracılığı ile yapmaları. Bir çok yabanıl meyve tohumu hayvanların sindirim sisteminden geçerek çimlenme ortamına ulaşmakta, bazıları da direk olarak hayvanlar tarafından taşınmaktadır. Yabanıl meyveleri yiyen hayvanlar onların tohumlarını sindirim sistemlerinden geçirerek taşımaları yanında, tohumların çimlenmesini engelleyen yada geciktiren etmenleri ortadan kaldırmaktadır. Bu engeller ; alıç, üvez vb. türlerinde olduğu gibi meyve etinin içerdiği bazı kimyasallar (blastakolin), tohum kabuğunun içerdiği bazı kimyasallar (yağ, akma vb.), yada tohum kabuğunun mekanik direnci şeklinde olabilir. Mekanik direnç embriyonun gelişimini mekanik olarak engellediği gibi bitki taslağına su ve gazların ulaşmasını da engelleyebilir. Bazı meyvelerde de bitki taslağının dinlenme gereksiniminden kaynaklanan çimlenme engeli vardır.
Doğal kaynaklar, dağı, taşı, suyu ve toprağıyla yaşamın kaynağını oluşturduğu gibi dinsel, kültürel ve vatan olarak da önem taşır. Doğal kaynaklarımızdan birsi olan orman,  yüksek değerli ekolojik alansal yararlanma şeklini temsil ettiği gibi, aynı zamanda yüksek bir ekonomik değere sahiptir. Yani orman, çok yönlü işlevsel değerler bütünüdür. Varlıkları giderek azalan yabanıl meyvelerin korunması, aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin korunması anlamını da taşır. Biyolojik çeşitlilik; yaşam alanı çeşitliliğini, ekosistem çeşitliliğini, tür çeşitliliğini ve genetik çeşitliliği kapsar. Günümüzde biyolojik çeşitliğin insan tarafından yok edilmesi  “Ana Çevre Sorunu’’ olarak değerlendirilebilir.
 Yabanıl meyve varlığının artırılması iki yöntem kullanılır, bunlar; fidan üretimi, buna bağlı olarak ağaçlandırma ve doğal yöntemlerin taklididir. Özellikle yarı kurak alan  ağaçlandırma çalışmalarında ve orman içi açıklıklarda saha içerisine yapılacak su kaynakları yardımıyla, çevredeki yabanıl meyve tohumlarının hayvanlar tarafından sahaya taşınmasının sağlanmasıdır. 
1.    ÜVEZLER  (Sorbus L.)
Tohumlar aynı yılın üretim çalışmalarında kullanılacaksa, hiç bekletilmeden hızla çıkartılır. Bu taktirde meyveler bıçakla dikkatlice kesilir ve tohumlar serbest kalır. Serbest kalan tohumlar suda iyice yıkanır ve hiç bekletilmeden ön işlemler uygulanır.
Üvez tohumlarının 1000 tane ağırlığı; üvezde 27-33 gr, kuş üvezinde 15-22gr, aküvezde 17-23 gr, akçaağaç yapraklı üvezde 17-24 gr, diğer türlerde ise 14-24 gr arasındadır.
Çıkartılan tohumlar türlere göre 5-15 gün arası suda bekletilip hemen ekilir yada doğal koşullarda katlamaya alınır. Doğal koşullarda katlamaya alınan tohumlar erken bahara kadar geçen süreçte ekilebilir. Toplamayı takiben ekimi yada katlaması yapılamayan tohumlar ise;  çizelge 4’te verilen sürelerde katlama uygulamasından sonra ekilir. Zaten tohumların bir çoğu daha katlama esnasında çimlenmeye başlar. Üvez tohumları çok düşük sıcaklık değerlerinde çimlenir ve toprak sıcaklığı 6ºC’yi bulduğunda ise toprak yüzeyine çıkmaya (sürme) başlar.
2. ÇİTLENBİKLER (Celtis  L.),
Meyveler yaz sonu ve erken sonbaharda  toplanır ve tohumlar çıkartılır. Ekimlerde 5’li çizgi ekimi  uygulanır ve metrekareye 50-100 gr arası tohum ekilir. Tohumların çimlenme oranı %77-96 arasındadır ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 3-5 gün suda bekletilir. En uygun ekim zamanı sonbahar ve erken kış aylarıdır. Meyveler toplamayı takiben ekilecekse, meyve olarak doğrudan da ekilebilir.  Geç kış ve bahar ekimlerinde en az 1 ay 4-6 ºC sıcaklıkta soğuk nemli katlama uygulanır. Tohumların 1000 tane ağırlığı türlere ve yetişme ortamına göre; 150-200 gram arasında, ekim derinliği 15-20 mm. dir. Yağışlı olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir.  Çitlenbikler kazık kök sistemi geliştirdiklerinden özellikle yarı kurak sahalarda kullanılacak olan fidanların 25-30 cm derinlikteki tüplü fidanlar olmasında yarar vardır. Kafkas çitlenbiği ve adi çitlenbik 1 yaşında 40-60 cm boya 7-11 mm çapa, Türk çitlenbiği ve tüylü çitlenbik ise 1 yaşında 20-30 cm boya 4-7 mm çapa ulaşır. Ağaçlandırma çalışmalarında 1 yaşlı çitlenbik fidanları kullanılır.  
3. DUTLAR (Morus  L.)
   Meyveler yazın toplanır ve tohumlar çıkartılır.  Ekimlerde 5’li çizgi ekimi  uygulanır ve metrekareye 1 gr tohum, 1-2 mm derinlikte ekilir ve metrekareden 50-80 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekilmeden önce 2-3 gün suda bekletilir. En uygun ekim sonbahar ve kış aylarıdır. Ekimi takiben yastıklar telisle örtülenir. Sonbaharda ilk yağmurlar başlayıncaya kadar ekim yastıkları düzenli olarak sulanır. Tohumun 1000 tane ağırlığı 2.0-2.3 gram arasındadır. Mordut ve karadut tohumdan üretiminde açılmalar olabildiğinden, fidan üretiminde, daha çok akdut çöğürleri üzerine gerçekleştirilen durgun göz aşısı ve çelikle üretim yöntemi kullanılır. Dut fidanları, 1 yaşında 70-120 cm boya- 10-15 mm çapa ulaşır. 
4. DEFNELER (Laurus L.)
 Meyveler sonbaharda toplanır ve tohumlar çıkartılır. Ekimlerde 5’li çizgi ekimi  uygulanır ve metrekareye 150-200 gr. arası tohum ekilir. Tohumların çimlenme oranı %73-88 arasındadır ve metrekareden 100  adet fidan elde edilir. Tohumlar, ekimden önce, 3-5 gün %5-10’luk sitrik asitte veya küllü suda bekletilir. 5-10 gün suda bekletmekte yeterlidir.  En uygun ekim zamanı sonbahar ve erken kış aylarıdır. Geç kış ekimlerinde ise ekim yastıkları telisle örtülenir. Tohumların 1000 tane ağırlığı 700-1100 gr. arasında, ortalaması 900 gramdır. Tohumlar, 10-15 mm. derinlikte ekilir. Yağışlı olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir. Defne fidanları; 1 yaşında 40-60 cm boya, 5-8 mm çapa ulaşır. Ağaçlandırma çalışmalarında 25-30 cm derinlikte tüplere ekilmiş 1 yaşlı tüplü fidanlar kullanılır. Defnede çıplak köklü fidan dikiminden kaçınmak gerekir. Sosyal ormancılık açısından önemli bir türdür.          

5. KARAMUKLAR (Berberis  L.)
 Meyveler türlere ve ekolojik bölgelere göre; yaz, sonbahar veya erken kış aylarında toplanır ve tohumlar çıkartılır. Ekimlerde 5’li yada 7’li çizgi ekimi kullanılır ve metrekareye 5-10 gr arası tohum, 2-4 mm derinlikte ekilir. Tohumların çimlenme oranı %80-93 arasındadır ve metrekareden 100-200 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 2-3 gün suda bekletilmesinde yarar vardır. En uygun ekim zamanı geç sonbahar olmakla birlikte kış ekimlerinden de iyi sonuçlar alınır. Ekim yastıklarının üzerine telis örtmekte yarar vardır. Ekimlerin kış sonuna yada bahar başına sarkması durumunda 2-4 ºC sıcaklıkta ekim tarihine bağlı olarak en az 1 ay soğuk nemli katlama uygulamasında yarar vardır. karamuklarda tohumları 6-8 ºC sıcaklıkta çimlenir. Çimlenen fidecikler soğuğa oldukça dayanıklıdırlar. Karamuk tohumlarının 1000 tane ağırlığı türlere göre; 12-16 gr arasında değişir. 1 yaşında 20-35 cm boya, 3-5 mm çapa ulaşan karamuk fidanları, ağaçlandırma sahalarına çıplak köklü yada tüplü olarak dikilebilir.

21 Nisan 2011 Perşembe

Keşfedilmeyi Bekleyen Mucizevi Bitki: Tavşan Kirazı

Keşfedilmeyi Bekleyen Mucizevi Bitki: Tavşan Kirazı


Latince adı: Ruscus aculeatus L., Ruscus hypoglossum L.
İngilizce adı: Butcher’s broom.
Familyası: Liliaceae.

Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzey ve Batı Anadolu, Trakya ve Akdeniz bölgesi.
Bitkisel özellikleri, kimyasal yapısı ve kullanımı: Anadolu‘da tavşan memesi, Yalova mercanı, zirmek ve fare dikeni olarak da bilinmektedir. 20-50 cm boylanmakta, kışın yapraklarını dökmeyen, eylül-nisan ayları arasında yeşilimsi veya açık pembemsi çiçekler açan, çok yıllık, yaprak biçimindeki dalları olan, sert ve batıcı ve çalı görünüşünde, ormanlık ve dağlık bölgelerde yayılış gösteren bir bitkidir. Yapraklar oval şekilde, sivri uçlu, koyu yeşil renkil olup serttir. Kökleri uçucu yağ ve saponinlerce zengindir. Meyveler küre biçiminde, kırmızı renklidir.

Tavşan kirazının meyve, yaprak ve kökleri, tipik olarak, devamlı devreden bacak rahatsızlıkları, hemoroit tedavisi, kan pıhtılaşması ve tromboz riskini azaltmada sıkça kullanılmaktadır. Haricen kullanıldığında, romatizma ve mafsal iltihaplarına bağlı olan ağrı ve şişkinlikleri azaltmak için faydalıdır. Olgun dallar kasap kütüklerinin üzerini temizlemek için kullanılır. Genç sürgünler bazen gıda olarak da yenebilir. Eskiden üriner problemlerin tedavisinde idrar söktürmek için kullanılmıştır. Akdeniz ülkelerinin sağlıkçıları, rizomlarını birçok ızdırap verici hastalıkların tedavisinde kullanmışlardır. Yüzyıllardır idrar tıkanıklığı ve peklikten kaynaklanan ağrıları ferahlatmak için kullanılmaktadır. Ritin gibi flovonoidlerce zengin olan tavşan kirazı, dolaşım sistemindeki kılcal damar ve damar sertliğinin düzene girmesini destekler.

Tavşan kirazı kanın beyin, el ve bacaklara iletilmesini sağlar. Bilek ve mafsal iltihabı, romatizma ve varisten kaynaklanan ağrıları teskin eder. Böbrek ve mesanenin sağlığını korur ve destekler. Saponin glikozidi olarak isimlendirilen ruscogeninlerce zengindir. Bu glikozitin damar daraltıcı özelliği bulunmaktadır. Özellikle, damarları büzmekte ve kılcal damarların delinmesini ve kırılmasını azaltır şekilde bir aktivite göstermektedir. Bu glikozit, insan vücudunda steroid hormonu için bileşikleri başlatıcı özellikte görev alır. Tavşan kirazı içerdiği glycolic asit nedeniyle kilo verdirici ve idrar söktürücü özellik taşımaktadır.

Tavşan kirazının kökleri, müshil, tıkanıklıkları açan, temizleyen, taş ve kum döktürücü, terleten, ateş düşürücü, idrar getiren ve damar daraltan olarak yarar sağlamaktadır. Dahili olarak kullanıldığında, sarılık, gut (damla), böbrek ve mesane taşları, toplar damar yetersizliği ve hemoroit gibi hastalıklara oldukça faydalı gelmektedir. Hemoroitlerin tedavisi için aynı zamanda haricen de uygulanabilir. Tavşan kirazının kökleri sonbaharda sökülür ve daha sonra kullanılmak üzere kurutulur. Şifa amaçlı olarak, 40 g kuru kök 1 lt suda yarım litre kalıncaya kadar kaynatılır ve bu sıvıdan günde 3 kere 2 çay kaşığı içilir. Bitkinin tamamı da aynı zamanda kullanılabilir. Bitki saponin glikoziti, ruscogenin ve neoruscogenin içermektedir. Bu maddeler, özellikle varislerde damarların büzülmelerine neden olmaktadır. İlkbaharda toprak içinden çıkan genç sürgünler toplanır ve kaynatılarak değerlendirilir. Meyveleri kurutularak kavrulmakta ve kahve olarak kullanılmaktadır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top