18 Kasım 2013 Pazartesi

Kinoa nedir, Mucize bitki Kinoa (Quinoa) Yetiştiriciliği

Pirinç, bulgur vs tüm tahıllara alternatif olabilecek bir bitkiden söz edeceğiz, yetiştiriciliğini yapmak isteyenler için ülkemiz iklimi ve coğrafi şartları oldukça uygun  öyleyse buyrun  okuyalım...


Dünyada çılgınca tüketilen kinoa nedir?


Avrupa'ya, Amerika'ya sık sık gidenler kinoa'yı tatmış olabilir. Adını her geçen gün daha sık duyduğumuz bu bitkiye dünyada mucizevi olarak bakılıyor


2013 Birleşmiş Milletler tarafından ‘Kinoa Yılı’ ilan edildi. Kinoa Türkiye’de daha yeni yeni tanınıyor. Yaşlanmayı geciktirici etkisinden kanseri önleyici özelliğine, magnezyum eksiliğinden alerjik hastalıklara kadar her derde deva. Türkiye’de pek de tanınmayan kinoa nedir?Neden hayatımıza bu kadar geç girdi? Merak ettik. İşin uzmanı Dr. Ender Saraç’tan kinoa hakkında görüş aldık...
Nereden geliyor?
Kinoa Latin Amerika’da 7 bin yıl önce İnkalar tarafından yetiştirilmiş bir tahıl türü. Güney Amerika’nın Batı Kıyısı’ndaki And Dağları bölgesinde yetişiyor. İnka Uygarlığı İspanyol istilasıyla yok edilmeye çalışılınca kedipençesi, mantar türleri gibi pek çok faydalı bitkiler de yok edilmiş. Kinoa da bu yararlı bitkilerden sadece biri. Kinoa yok edilmeye çalışılsa da hiçbir zaman kullanımının önüne geçilememiş.
Kinoa bir dönem Güney Amerika halkı İnkalarının en önemli besin kaynağıymış. Hatta ilk hasadı imparator tarafından yapılacak kadar manevi değeri yüksekmiş. Mayaların uzun ömürlü olması ve bilgeliklerinin farklılığı, meditasyon ve enerji çalışmaları yeni yeni keşfedilmeye başlandı. Kinoanın sırrı da böylece ortaya çıktı. Modern tıp kinoayı uzun ve sağlıklı yaşayanları inceleyince daha da yakından tanıdı.
Birçok hastalığı önlüyor 
Tam tahıllarda genelde hayvanlarda bulunan amino asitler yok ya da yok denecek kadar azdır. Kinoa ise adeta hayvansal gıda kaynakları kadar değerli tek tahıl. Süt, yoğurt, tavuk, et gibi hayvansal ürünlerde bulunan amino asitler, ayrıca ete yakın hatta filizlendirilmişse etten bile daha kıymetli protein emilim gücü var. Buğdaydan iki misli, pirinçten de çok daha fazla tahıl içeriyor. Susam ailesinden gelen kinoa aynı zamanda bir magnezyum kaynağı. Modern çağda rafine yağlar tüketiyoruz. Bu nedenle sık sık magnezyum eksikliğiyle karşılaşıyoruz. Birçok kişi adet sancıları, ödem, şişlik, yüksek tansiyon problemi yaşıyor. Kinoa tüm bunlara birebir. Magnezyum deposu olduğu için birçok hastalığın da önüne kinoa ile geçilebiliyor.
Yaşlanmayı geciktiriyor
Kinoanın en önemli özelliği süper oksit dismutaz enzimi içermesi. Bu enzim yaşlanmayı geciktiriyor, cildi yıpranmaya karşı koruyor. Doku yenilenmesini sağlarken, serbest radikallerin verdiği zarardan modern yaşamın hücreleri hırpalamasına kadar koruyor. Böylece çağın veremi denilen kanser hastalığını da önlemiş oluyor. Kinoa içeriğindeki lignin hormonunun sebep olduğu kanser türlerine karşı da koruyor. Meme kanserini önleyici özelliğe sahip; kalbi de kuvvetlendiriyor. Kuersetin adlı madde de kinoayı vazgeçilmez kılıyor. Kuersetin anti oksidan olmasının yanısıra, bahar alerjilerine karşı da iyi bir destek. Gluten tahıllarda bulunan ve un yoğurulduğunda hamura yapışkan formu veren proteindir. Bu sayede hamur maya tutar. Çölyak hastaları glutene karşı alerjiktir. Unlu mamüller tükettiklerinde sorunlar yaşayabilirler. Kinoa gluten içermediği için alerjisi olanların protein ve karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılıyor.
Tadı nasıl, nasıl tüketilmeli?
Kinoa bulgur kıvamında bir tahıl olduğu için Türk damak tadına çok uygun. Baskın bir tadı ya da kokusu yok. Kendine özgün bir aroması var. Haşlandıktan sonra salatalara eklenerek soğuk da yenilebiliyor. Aynı zamanda sebze, et, balık, tavuk gibi yemeklere hoş bir tat veriyor. Kinoa pilavdan salataya kadar birçok yemeğe yakışıyor. Çorbaların içerisine konulabiliyor. Kavurup iri iri dövüldüğünde müslilere katılabiliyor. Un haline getirilirse, kurabiye, kek, hamur işlerinde, ekmek yapımında kullanılabiliyor. Garnitür olarak ise yemeklere lezzet veriyor. Taze soğan, nar ekşisi, maydanoz, domates ile kısır gibi yapılırsa çok lezzetli oluyor. Kuskus gibi pişirilip hafif sade yağ ile döndürülüp pembeleşene kadar çevirilirse de yemek gibi yenilebiliyor.
Besin değerleri ne? 
100 gram kinoada 372 kalori var. 5.80 gram yağ, 69 gram karbonhidrat, 6 gram lif içeriyor. Bu nedenle de yağ bakımından fakir. A, B, C, D ve K gibi neredeyse tüm vitaminleri içeren kinoada kolesterol yok. 100 gram kinoanın bazı türlerinin yüzde 20’si protein.
Kimler tüketiyor?
Kinoa zengin protein kaynağı olduğu için vegan beslenenler için ideal. Yüksek demir içerdiği için de demir eksikliği nedeniyle kansızlık problemi yaşayanlar kinoayı sıklıkla tüketebiliyor. Kinoa kabızlık çekenlere de tavsiye ediliyor. Peru ve Bolivya’dan ithal edilen kinoa Avrupa ve Amerika’da birkaç yıldır büyük ilgi görüyor.Yurt dışında marketlerden sağlıklı ürün satan mağazalara kadar her yerde bulunabiliyor. Yurt dışına gidenlerin keşfettiği kinoanın Türkiye’de henüz kullanımı yaygın değil ama faydalarına bakılırsa yakında her yerde bulunabilecek gibi görünüyor...

Kinoa (Quinoa) Yetiştiriciliği



kinoa bitkisinin Son zamanlarda popülerliği artmış çeşitli haber kanallarında incelenmeye başlamıştır. Türkiye’de henüz kinoa ne olduğu bilinmezken son üç yıldır Amerika’da bir kinoa çılgınlığı yaşanıyor. Bu kinao bitkisi NASA astronotlarının beslenmesinde kullanılıyor. 2013 yılını Birleşmiş Milletler kinoa yılı ilan ediyor.
New York’un yeni beslenme trendi olarak gösterilen ve ünü Türkiye’ye kadar gelen ‘kinoa’ (quinoa), Türkiye’de bulunmayan mucizevi bir tahıl türü. Bulgur ve pirincin en büyük alternatifi olan bu tahıl, asıl olarak Güney Amerika’da yetişiyor. Mazisi ise çok eski; İnkalar’a kadar uzanıyor. İnkalar kinoaya ‘tahıl ana’ diyormuş. Uzmanlar kinoanın açlık sorununa çare olabileceğini bile düşünüyor. Birleşmiş Milletler tarafından 2013 ‘Kinoa Yılı’ ilan edildi. Şimdilerde internet üzerinden kinoa satın alanların sayısı arttı. Ayrıca kimi büyük marketlerde de kinoa satılıyor ve kilosunun fiyatı 8.5 liradan başlıyor.
Pirinç ve bulgurun alternatifi: “Kinoa”
Artan pirinç fiyatları ve küresel ısınma nedeniyle rekolte düşüşü alternatif arayışları gündeme getirdi. Yalnız Türkiye’de değil, tüm dünyada “buğday ve “pirincin yerini tutabilecek yedek bitkiler” üzerinde oldukça hızlı araştırmalar yapılıyor.
Bilindiği gibi tüm dünyayı besleyen iki temel tahıl türü var: “Buğday” ve “pirinç…” Buğday ve pirinçteki “aminoasitler” beslenmede protein ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılıyor. Bu açıdan Uzakdoğu ülkeleri pirinçle beslenirken, bizim de dâhil olduğumuz ülkelerin büyük çoğunluğu buğdaydan elde edilen besinleri tüketiyor.
Ancak pirinç, doğası gereği çok miktarda suya ihtiyacı olan bir bitki… İleride oluşacak şiddetli kuraklıkların pirinç üretimine darbe vuracağı konuşuluyor. Bu açıdan pirince alternatif bitkiler üzerinde durulması gayet normal.

BUĞDAY VE PİRİNÇTE ÜRETİM DÜŞECEK
Pirinçle ilgili son günlerde yaşanan olayları dramatize edip alevlendirmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Ancak yakın gelecekte tüm dünyada tahıl sıkıntısı çekileceği de bir realite olarak önümüzde. Bunda küresel ısınmanın etkileri kadar “artan nüfusun yükselen talebinin” de etkisi var.
Örneğin, bizde daha beş altı yıl öncesine kadar 22 milyon tonlara çıkan buğday üretimi hızla gerileme eğiliminde. Yakın bir süre sonra yıllık rekoltenin 15 milyon tonlar seviyesine inebileceği tahmin ediliyor. Bunda “biyoyakıt” talebinin de bir miktar sorumluluğu bulunuyor.
Keza yarıya yakın kısmını ithalatla karşıladığımız pirinç 350 bin tonlara doğru negatif seyir halinde. Bu tablonun oluşmasında en büyük etken tüm ekim alanlarında görülen kuraklık. Türkiye’de İç Anadolu başta olmak üzere tüm vadi ve ovalarda taban suyu iyice derine çekilmiş vaziyette.
İşte bu durumda “step iklimine kolay uyum “Kinoa” Güney Amerika’da And Dağları üzerinde yetişen bir bitki. Yakında pirincin alternatifi olabilecek çok değerli bir tahıl çeşidi. ABD’de hızla yükselen satışları ise oldukça dikkat çekiyor.
sağlayan” ve “kuraklığa dayanıklı” bazı alternatif tahılların üzerinde durmamız geleceğimiz açısından çok önemli.
Buğday ve pirinçte “gen teknolojisi” nin getirdiği uyumlaştırma çalışmaları ise oldukça sınırlı. Bu nedenle alternatif bitkilerde “girişim fırsatları” giderek artacak gibi görünüyor.
“KİNOA” DİYE BİR TAHIL CİNSİ...
İşte tam bu noktada halen Amerika’da büyük rağbet gören ve sağlık mağazalarında tonlarca satılan bir bitki devreye giriyor: “Quinoa” (kinoa)… Bu ilginç tahıl türü aslında Orta ve Güney Amerika’da asırlardan beri biliniyor. “Antik İnka ve Aztek uygarlıkları” döneminde buğday ve pirinç gibi kullanılmış.
“Kinoa” susamgillerden bir bitki olmasına rağmen yağ aranı düşük, buna karşın protein içeriği oldukça yüksek. Üstelik protein yapısı buğdayda olduğu gibi “gluten” şeklinde değil ve hazmı çok daha kolay. Bu bitki son üç yıldır Amerika’da mısırı dahi gölgede bırakan bir popülariteye sahip olmuş durumda.
Şişmanlatmaması, buna karşın besleyici değerinin yüksek olması onu Amerikan tüketicisinin gözdesi haline getirmiş. Talebi gören tarım girişimcileri şimdi hızlı biçimde “kinoa” yetiştiriciliğine soyunuyor. Hâlihazırda “kinoa” Peru ve Bolivya gibi ülkelerden ABD’ye bol miktarda ithal ediliyor.




ANADOLU İKLİMİNE ÇOK UYGUN
“Kinoa” nın gübre ve su problemi yok. En iyi verimi rakımı 1000
ila 4000 metre arasındaki yaylalık kıraç arazilerde veriyor. Dağ yamaçlarında ve ovalarda verim değişmiyor. Bu bitki her türlü toprağa uyum sağlamasıyla ünlü…
“Kinoa” makineli tarıma son derece uygun… “Kırmızı süpürge otu” görünümündeki “kinoa” nın bulgur tanesi büyüklüğünde olan ve opak boncuk tanelerini andıran tohumları ya doğrudan ya da öğütülerek kullanılıyor. Tadı buğday ile pirinç arasında. “Kinoa” nın 1 kilosunda yaklaşık 200 gram protein bulunuyor. Bu özellik bitkinin yüzde 20′ sinin protein içeriğine sahip olması demek… Pirinçten üç, buğdaydan ise iki misli daha fazla protein ihtiva ediyor. “Kinoa” başta “Konya Ovası” olmak üzere “Toroslar” ın kuzeye bakan sarp yamaçlarında ve “Doğu Anadolu” nun tüm yüksek platolarında yetişebilecek bir bitki.
Halen ziraat fakültelerimizde bu konuda çalışma yapılıyor mu bilmiyorum ama ABD Tarım Bakanlığı bu tahılın yüksek miktarlarda ithaline izin verirken olası bir krize karşı yaygın yetiştiriciliğini teşvik ediyor. Bugün 10 Amerikalı tüketiciden 5′i “Kinoa” nın ne olduğunu biliyor. Bir bölümü tercihen bu bitkiden hazırlanmış unları ve makarnaları tüketiyor.
“Kinoa” nın beslenmedeki üstünlüğü bir tarafa sağlığa da oldukça yararlı. Demir, magnezyum ve çinko açısından epey zengin…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top