Sayfalar

22 Eylül 2012 Cumartesi

Yasal Haşhaş Üretimi ve yetiştiriciliği

Yasal Haşhaş Üretimi 


Haşhaş, daha ziyade köy, kasaba vs. gibi yerleşim yerlerine yakın olan, arpalık olarak adlandırılan tarlalarda yetiştirilen bir bitkidir. Bu özelliğinden dolayı haşhaş tarımı aile iş gücünün rasyonel olarak değerlendirildiği bir görünüm arz eder. Çiftlik gübresi ve uygun kimyevi gübrenin  kullanıldığı, bakım işlerinin zamanında yapıldığı oranda kapsül ve tohum verimi artmaktadır. Son yıllarda haşhaş ekim alanları taban ve sulu arazilere kaymaktadır. Modern tarım tekniklerinin uygulanmasıyla üretici şartlarında 150 kg. kapsül kabuğu ve bundan daha fazla tohumun dekardan alındığı görülmüştür. Bu sebeple haşhaş ve ekim ve kontrolünden sorumlu elemanlarımızın haşhaş tarımını çok iyi bilmeleri ve her fırsatta üreticileri bilinçlendirmeleri gerekmektedir.

Haşhaşın İklim İstekleri

Haşhaş tohumları toprakta yeterli rutubeti bulduğunda +4 0C’de çimlenebilmektedir. Toprak sıcaklığı daha düşük olduğunda tohumlar çimlenmeden kalır. Sonbaharda +4 0C’de daha yüksek sıcaklıklarda iyi bir gelişme gösterir. Kök sistemi iyi gelişmiş ve 6-8 adet rozet yaprağı vermiş bitkiler normal kış mevsimini zarar almadan geçirir. Çıkışı gecikmiş, donlara kulakçık yaprakları döneminde yakalanan bitkiler dondan zarar görür. Kışın çok soğuk geçmesi, toprağın uzun süre don kalması bitkinin ilk yapraklarında ölümlere neden olabildiği gibi, daha ileri safhalarda da ölüme sebep olabilmektedir. Kar örtüsünün haşhaş bitkisinin çok düşük sıcaklıklarda bile zarar görmesini önleyen bir faktör olduğunu unutmamak gerekir.
Haşhaş bitkisi güneşi ve sıcaklığı sever. Işıklanma süresinin uzun olduğu yerlerde ya da vejetasyon dönemi boyunca havanın açık geçtiği yıllarda kapsüldeki morfin oranı yükselmektedir. Avustralya’nın haşhaş yetiştirilen Tasmanya yöresinde morfin oranının yüksekliği ışıklanma süresinin uzunluğuyla izah edilebilir. Haşhaş bitkisinin yetişme süresinde toplam sıcaklık isteği 23 -27 C’ dir. Çiçeklenme süresince meydana gelen yüksek sıcaklıklara bir de düşük rutubet eklenirse döllenmede engeller ortaya çıkar. Döllenmenin düşmesi tohum veriminin düşmesi sonucunu oluşturur.
Yukarıda izah edilenler dikkate alındığında kışları çok sert ve yazları serin geçen yörelerin ve özellikle de yaylaların haşhaş tarımına pek uygun olmadığı anlaşılır.
Haşhaş bitkisinin yıllık yağış ihtiyacı 600-700 mm dir. Bu yağışın 300-400 mm lik kısmının yetişme periyodunda, çiçeklenmeye kadar olması idealdır. Çiçeklenmeden sonra yağan yağmurlar döllenmede aksaklıklara sebep olup, tohum verimini düşürür, diğer taraftan da hastalıkların ve özellikle de mildiyö (Peronospora arborescens)’nün yayılmasına neden olur. Vejetasyon süresince havanın kapalı geçmesi ve yüksek rutubetin oluşması da hastalıkların yayılmasına sebep olmaktadır. Tam çiçek açma döneminde (sabah erken saatlerde) yağan yağmur taç yapraklarının açmasını engellemekte, çiçek yaprağını kapsül tepesine yapıştırarak yabancı döllenmeyi önlemekte az da olsa tohum kaybına sebep olmaktadır.
Haşhaş kazık köklü bir bitki olmasına rağmen yan kökleri zayıf gelişmektedir. Dolu ve kuvvetli yağışlar yaprakları parçalarken yağışın veya sulamanın arkasından gelen kuvvetli rüzgar bitkileri devirebilmektedir. Bu hususlar göz önünde tutularak boğaz doldurma işleminin iyi yapılması, kök boğazının sağlamlaştırılması gerekmektedir. Rüzgar zararını önlemek uygun ekim teknikleriyle mümkündür.

Toprak İstekleri



Haşhaş bitkisi toprak istekleri bakımından seçici değildir ve hemen hemen tüm toprak çeşitlerinde yetişir. Toprak çeşitleri içinde kumlu-tınlı toprakları tercih etmektedir. Zira kumlu-tınlı topraklarda üniform (tekdüze) çıkış sağlanmakta, rutubeti muhafaza ettiği için bitki iyi gelişebilmektedir. Aşırı killi topraklarda (ağır topraklar) bitki kök gelişmesi zordur, diğer taraftan da kaymak tabakası oluşturur, bu da çıkışı önler. Kumlu topraklar suyu tutmaz, çabucak aşağılara geçirir, bu nedenle bitkinin sağlıklı gelişmesi için gerekli rutubetin tutulması zordur. Diğer taraftan kumlu topraklarda, kuvvetli rüzgarlara ve yağışa karşı bitkilerin ayakta durması zorlaşır. Olumsuz toprak şartları bitkilerin hastalanmasına, bodur kalmasına, yaprakların daralıp yeşil renginin kaybolmasına, dallanmanın olmamasına ve netice olarak verimin düşmesine neden olur.


Haşhaş orta ağır, alüviyal, taban topraklarda en iyi şekilde yetiştirilebilir.

Münavebe



Haşhaş toprağı yormaz, yarı nadas yerine geçer. Tarlayı erken terk ettiği için yerine hububat ekilebilir. Haşhaş çapa bitkisi olduğu için kendinden sonrasına yabancı otlardan arınmış, temiz bir tarla bırakır. Tarlaya arka arkaya haşhaş ekmek mümkünse de bunun mahzurları da vardır. Mahzurlardan bazılarını, hastalık ve zararlıların ertesi yıla artarak intikali, tarlaya tohum dökülmesinden dolayı ertesi yılda çeşit karışması şeklinde sıralamak mümkündür.
Bol ve sağlıklı ürün için haşhaşı, diğer ürünlerle münavebeye sokmak yararlıdır. Nadas ya da çaba bitkilerinden sonra haşhaş ekilmesi tavsiye edilir. Yeterli gübreleme yapmak kaydıyla arpa ve buğdaydan sonra da haşhaş tatminkar ürün vermektedir. Türkiye’de sulanmaz bölgelerde genelde nadasa haşhaş ekilmekte, haşhaştan sonra da tahıllardan birisi gelmektedir.

Gübreleme

Haşhaştan iyi verim alabilmek için gübreleme gereklidir. Dekardan 150 kg. tohum alındığında topraktan 10,4 kg azot, 5,3 kg fosfor ve 9,3 kg potasyum kaldırdığı bilinmektedir. Topraktan kaldırılan bu besin maddelerinin toprağın muhtevası da dikkate alınarak tabii ve suni gübrelerle verilmesi gerekmektedir.
Haşhaş çiftlik gübresinden çok hoşlanan bir bitkidir. Çiftlik gübresi bitkilere besin sağlamakla birlikte asıl olarak toprağın su tutma kapasitesini ve karakterini düzeltici etkisi vardır. Bu açıklama ışığında haşhaş ekilecek tarlaya dekar başına 2-2,5 ton hesabıyla yanmış çiftlik gübresi vermek yeterli faydayı sağlayacaktır. Burada dikkat edilecek husus gübrenin yanmış olmasıdır. Zira yanmamış çiftlik gübresi Danaburnu ve Bozkurt gibi toprak zararlılarının rahat çoğalmalarına, diğer bitkilerde olduğu gibi haşhaşa da özellikle genç devrede zarar vermelerine yol açar. Çiftlik gübresinin verilme zamanı toprak hazırlamak için yapılan ilk sürüm dönemidir. İlk sürümde çiftlik gübresi tarla yüzeyinde mütecanis yayılıp, derin işlemeyle toprağa karıştırılır.
Diğer önemli bir husus haşhaşın ihtiyacı olan bitki besin maddelerinin kimyevi gübrelerle toprağa verilmesidir. Kullanılacak gübre miktarı toprağın yapısı ve besin maddesi muhtevasına bağlı olmakla birlikte, iyi bir gelişme ve verim için ortalama rakamlar vermek gerekirse, dekara 3 kg. saf fosfor ve 8-10 kg saf azot yeterli olmaktadır.

Haşhaşın kışa daha sağlam ve dayanıklı girmesi, ilkbaharda hızlı bir gelişme göstermesi, netice olarak da bol ve sağlıklı ürün alınması, zamanında ve yeterli gübrelemeyle mümkün olacaktır.


Tarla Hazırlığı



Haşhaş tohumları çok küçüktür. Bin tanesinin ağırlığı ancak 0,5 gram gelmektedir. Tohumların küçüklüğü dikkate alındığında ekim yapılacak tarlanın ihtimamla hazırlanması gerektiği ortaya çıkar. Her şeyden önce tohumların çimlenebilmesi için rutubetli toprakla sarılması gerekir. Diğer taraftan haşhaş kazık köklü bir bitki olduğu için derin sürülmüş tarlayı sever. Bu şartları sağlayabilmek için aşağıda sıralanan işlemler yapılır.
Tarladan ürün kaldırılmış ise çiftlik gübresi verilerek derin bir sürüm yapılır, anız ve gübre toprağa karıştırılır. Bu işlem ürün kaldırılır kaldırılmaz yapılmalıdır.
Tarla nadas ise, sonbaharda çiftlik gübresi verilip derince sürülmelidir.
Eylül sonu, Ekim başında fosforlu gübrenin tamamı ve azotlu gübrenin yarısı saçılarak tarla tekrar işlenir.
Toprak işlemede kazayağı kullanılır. Yeterli rutubet yoksa ve imkan da varsa sulama yapılarak toprak tava getirilmelidir.
Toprak işleme işlerinde toprağın un ufak edilmemesi, furda yapısının korunması diğer bitkilerde olduğu gibi haşhaş ekiminde de önem arz etmektedir. Toprağın hafif kesekli kalması, yağış sonunda kaymaklanmayı önlediği gibi kışlık haşhaşlarda bitkiyi soğuğa karşı da korur.
Yazlık ekimlerde ise ilkbaharda ilk fırsatta gübreleri vererek tarlayı derince sürmek ve bu şekilde ekime hazırlamak yeterli olmaktadır.

Tohumluk


Haşhaş tohumları 3 yıl boyunca çimlenme kabiliyetini muhafaza etmekte, takip eden yıllarda bu özelliğini tedricen kaybetmektedir. Bu nedenle kullanılan tohumluğun taze olması istenir. Diğer taraftan tohumluğun tek renk yani karışmamış, doğal renk ve kokusunda olması gereklidir. Tohumluğun seçimi ve amaçlı yetiştirme ileriki konularda daha geniş olarak açıklanmakla birlikte bazı hususları burada açıklamakta fayda vardır.
Haşhaş hastalıklarından en önemli ve en yaygın olanı haşhaş mildiyosudur.
Bu hastalık tohumla ertesi yıla intikal etmekte ve yayılmaktadır. Bunu önlemek için hastalıklı tarladan tohum almamaya dikkat edilmelidir.
Haşhaş bitkisi üzerinde en iyi gelişmiş, iri, dolgun tohumlar ana kapsülde bulunur. Bu nedenle hasatta, öncelikle iyi gelişmiş ana kapsüllerden bir sonraki ekime yetecek kadar tohumu alıp ayırmak lazımdır. Bunu yaparken de renk karışımı olmamasına dikkat edilmelidir. Zira tek renk tohum üretmek pazarlamada daima üreticinin faydasınadır.

Ekim


Ülkemizde haşhaş ekimi genel olarak elle serpme şeklinde yapılmaktadır. Elle ekimde tohum yalnız, bazen de yarı yarıya ince kumla karıştırılıp serpilir. Serpme ekimde dekara verilen tohum 1-2-5 kg arasında değişmektedir. Makineli ekimde ise dekara verilen tohum miktarı 300 grama kadar düşmektedir. Makineli ekimde çıkışlar üniform tekdüze olmakta, özellikle çapalama ve ilaçlamada büyük oranda işçi tasarrufu sağlanmaktadır. Makineli ekime geçilmesi halinde tohumdan yapılacak tasarruf göz ardı edilemez.
İster serpme isterse sıraya olsun tohumların üzeri 2 cm toprak tabakasıyla örtülmelidir. Serpme ekimde, toprak yüzeyine tohum atıldıktan sonra tapan (tahta sürgü), çalı sürgü, diskaro veya tırmık geçirilir. Makineli ekimde böyle bir işleme gerek yoktur.
Özellikle sıraya ekimde dikkate alınması gereken bir konu vardır ki, o da ekim yönüdür. Daha önceki bölümlerde yeri geldikçe açıklandığı gibi, haşhaş bitkisi kuvvetli rüzgarlardan zarar görür. Bu özelliği dikkate alınarak özellikle kuvvetli rüzgar alan yerlerde rüzgar yönünde ekim yapmak faydalıdır.
Haşhaş ülkemizde genel olarak gözlük ekilmekle birlikte, kıştan zarar görülmesi halinde ya da kışın çok sert geçtiği yörelerde yazlık olarak da ekilebilmektedir. Gözlük ekim zamanı, yörelere göre bazı farklılıklar göstermekle birlikte Ekim yanını ilk haftasıdır. Yazlık ekim zamanı ise Mart sonu Nisan başıdır. Haşhaş konusunda yazılmış bazı kitaplarda kışlık ekimde (Ocak-Şubat) bahsedilmekle birlikte, günümüz ekiliş alanlarında bunun pratik bir değeri bulunmamaktadır.

Bakım İşleri


haşhaş tarımında verim açısından bakım işleri önem arz eder. Tatminkar ürün almak, zamanında ve yeterli bir bakımla mümkün olmaktadır. Bu bölümde bakım işleri, sulama, çapalama başlıkları altında incelenecektir. Bakım kapsamında yer alan hastalık ve zararlılarla mücadele konusu ise ileriki bölümde geniş olarak izah edilmektedir.

Sulama


Tohumlar çimlenebilmek için tohum yatağında yeterli rutubeti bulmalıdır. Bitkilerin dayanım seviyesinde kışa girebilmesi için zamanında çıkışın sağlanması gereklidir. Bunun için ekimde tarlanın tavda olması ya da ekim sonrası yeterli suyun toprağa verilmesi gerekmektedir. Ekim öncesi toprağı tava getirmek için bazı yörelerimizde tarla salma sulanmakta, ekim bunun üzerine yapılmaktadır. Kendi çalışmalarımızda ise ekimden sonra yağmurlama yapılarak sıhhatli çıkış sağlanmıştır. Her iki metot da imkanı olan üreticilere tavsiye edilebilir.
Çalışmalarda, haşhaşın su tüketimi kışlıklarda 752 mm, yazlıklarda 425 mm olarak bulunmuştur. Kışlık haşhaşta, tomurcuklanma döneminde bir defa sulama (111 mm), yazlık haşhaşta ise; tomurcuklanmada bir, çiçeklenme zamanında bir olmak üzere (her defasında)75-80 mm) iki defa sulama yeterli olmaktadır. Bu şekilde yapılan sulamayla gerek tohum ve gerekse kabuk veriminde önemli artış sağlanmıştır. Netice olarak imkan dahilinde ise, özellikle ilkbahar devresinin kurak geçtiği yıllarda haşhaşın sulanması gerekmektedir.

Çapalama


Kıştan çıkışta haşhaş bitkileri 7-10 yapraklı olunca seyreltme ve ilk çapa yapılır. Ekim makine ile yapılmışsa 50 cm sıra arası için sıra üzerinde her 20 cm’de bir bitki bırakılır
Serpme ekilen tarlalarda ise 30 cm ara ile bitki bırakmak yeterlidir. Serpme ekimde özellikle birinci çapa zor olmakta, fazla işçi istemektedir. Sıraya ekimde ise sıra aralarında sadece ot alınıp, sıra üzerlerinde haşhaş seyreltmesi yapılmaktadır. Bu da dekarda çapacı sayısı bakımından en az üçte bir tasarruf sağlamaktadır.
Seyreltme ve 1. çapadan 15-20 gün sonra ikinci çapa ve boğaz doldurma işlemi yapılır. Haşhaş bitkisi kazık köklü olmakla birlikte yan kökleri iyi gelişmediğinden ve toprak üstü kısmı da büyük olduğu için, özellikle yağmurla birlikte gelen sert rüzgarlara dayanamayıp devrilir. Bu sebeple boğaz doldurma önemli bir önlem olarak ortaya çıkar.
İkinci çapadan sonra haşhaş çok hızlı bir gelişme gösterir ve bitkiler toprağı gölgeler, yabancı otların gelişmesine imkan vermez. Netice olarak haşhaşta 3. çapa yapmaya gerek kalmaz.

Hasat

Haşhaş kapsülleri kurulduğu zaman zarlar üzerinde dizilen tohumlar kapsül dibine dökülür. Olgunlaşan kapsüller elle sallandığı zaman ses verir. Bir bitki üzerindeki, ya da bir tarladaki tüm kapsüller aynı zamanda olgunlaşmaz. En son oluşan kapsüller en son olgunlaştığından hasada karar vermek için en alt kapsüllere bakmak gerekir Kapsüllerin açık ve kapalı oluşu bir çeşit özelliği olmakla birlikte, olgunlaştığı halde hasat edilmeyen ve güneşe maruz kalan, diğer bir ifadeyle aşırı derecede kuruyan kapsüllerde de açılma görülebilir. Bu hasatta tohum dökülmesine ve kayba neden olduğundan hasat zamanının geciktirilmemesi gerekir.
Hasatta kapsüller sapa birleşme noktasından kırılarak toplanır, tohumluk için ana kapsüllerden yeteri kadarı, başka renk karışmaması için bıçakla kesilip tohumları alınır. Ürünün geriye kalanı kapsül ezme makinesinden geçirilir veya tahta tokaçlarla kırılır. Hasat sırasında kapsüller çizilip çizilmediği belli olacak büyüklükte ezilmeli, tozlanmaya meydan verilmemelidir.

Türkiye, BM Denetimindeki En Büyük Yasal Haşhaş Üreticisi

Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) denetiminde yapılan yasal haşhaş üretim alanının yüzde 48'ine sahip olduğu bildirildi.
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) denetiminde yapılan yasal haşhaş üretim alanının yüzde 48'ine sahip olduğu bildirildi. Haşhaş ekimi; Türkiye yasal olmayan afyon trafiğinden sorumlu tutulmaya ve suçlanmaya başlanmasıyla 1971 yılında yasaklanmıştı. 1974 yılında yeniden başlanan haşhaşın üretimine 1986'da çıkarılan 3298 Sayılı Uyuşturucu Maddelerle İlgili Kanun ve Yönetmelik çerçevesinde yapılıyor. Haşhaş ekiminin kontrolü, haşhaş kapsülü, ham afyon ve tıbbi afyon üretimi, satın alınması, bunlardan 
 
uyuşturucu madde imalatı, yurt içinde satışı ve ihracı konularında tek yetkili mercii ise Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO). 
 
HAŞHAŞIN TAMAMINI TMO ALIYOR 
 
Cihan muhabirinin Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve organize Suçlarla Mücadele Dairesi ve TMO raporundan derlediği bilgilere göre, Türkiye, 1938-1971 yılları arasında dünya yasal afyon pazarının yüzde 50-55'ine sahip iken, yasadışı afyon ticaretinden sorumlu tutulmasıyla 1971 yılında haşhaş üretimi yasaklandı. Bu yasak, afyon üretimi tek geçim kaynağı olan 1,5 milyon insanı olumsuz etkiledi. Raporlara göre, topraklarında afyondan başka herhangi bir mahsulün yetişemeyecek olması bu insanları yoksulluğa sürükledi. 1974 yılında yasak kaldırılarak haşhaş ekimi, kontrole tabi tutularak, ekim alanları Bakanlar Kurulu tarafından yeniden belirlendi. Daha önce haşhaş kapsülünün çizilmesi yöntemiyle yapılan hasadın yasaklanmasının ardından haşhaş kapsülleri çizilmeden TMO tarafından satın alınmış ve Bolvadin'de 1981 yılında kurulan Alkaloid Fabrikası'nda işlenmeye başlanmış. Fabrika halen üretiminin yüzde 90 - 95'ini ihraç ediyor.
 
YASAL HAŞHAŞ ÜRETİMİNİN YÜZDE 48'İ TÜRKİYE'DE 
 
Dünyada, haşhaş üretiminde BM Teşkilatı denetiminde yasal ana üretici olarak Hindistan, Avusturalya, Fransa, İspanya, Macaristan ve Çin gibi ülkelerin önündeki Türkiye yer alıyor. Türkiye ve Hindistan BM Teşkilatı'nca geleneksel haşhaş üreticisi ülkeler olarak kabul ediliyor. Dünya da yaklaşık 105 bin hektarlık yasal haşhaş üretim alanının yüzde 48'i Türkiye'de yer alıyor. Haşhaş, ihtiva ettiği morfin ve diğer alkaloidlerden kaynaklanan tıbbi özelliği ile dünya çapında üne sahip. Haşhaş kapsülünün morfin, kodein, tebain, noskapin ve papaverin gibi tıbbi öneme sahip olan ana alkaloidlerin yanı sıra yaklaşık 30 değişik alkaloid ihtiva ettiği biliniyor. Bunlardan türevleri olan katma değerleri yüksek, yarı sentetik ilaç aktif hammaddeleri üretiliyor. Bu alkaloidlerden morfin, kodein ve tebainin uyuşturucu özelliği olmasına rağmen noskapin ve papaverin uyuşturucu özelliğine sahip olmadığı vurgulandı. Tıpta, analjezik (ağrı kesici), anestezik (uyuşturucu) ve antitüssif (öksürük kesici) olarak bu maddelerden yararlanılıyor. Haşhaş tohumları da çeşitli sektörlerde kullanılıyor. Üretilen haşhaş tohumlarından bir kısmı üretici ihtiyaçları için ayrılırken, geri kalan kısmı ise serbest piyasada işlem görüyor. Haşhaş tohumunun en önemli özelliği yüzde 45–54 yağ ve yüzde 20–30 protein içeriğine sahip olması. Tohum geleneksel olarak gıda amaçlı ekmeklerde ve ezilerek hamur işlerinde, tohumun sıkılması ile elde edilen yağ ise mutfakta ve gıda sanayisinde kullanılıyor. Haşhaşın kozmetik ve boya sanayinde de kullanıldığı da biliniyor.

Kaynaklar:
Teşekkürler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder