18 Mart 2011 Cuma

Çelik ve tohumla çoğaltarak fidan üretimi

Tohum İle Çoğaltma

Kuşburnu tohumları yüksek oranda Absisik asit (ABA) içerdiklerinden kolay çimlenme göstermezler. Bazı kuşburnu türlerinde tohumla çoğaltmada çok az açılım ortaya çıkmakta, dolayısı ile bu türlerin çoğaltılmasında tohumla çoğaltma yöntemine baş vurulmaktadır. Tohumlar ıslak nehir kumu içinde + 5 °C’ de 90-120 gün bekletilerek katlama işlemine tabi tutulduğunda çimlenme oranında artış gösterir. 

Konsantre H2SO4 (Sülfirik Asit) ile 5 dakika aşındırma işlemine tabi tutulduğunda çimlenme oranında % 24-60 oranında artış gözlenmiştir., Yüksek oranda çimlenme elde edebilmek için meyveler sarımsı veya hafif kırmızıya döndüğü dönemde toplanmalıdır. Meyvelerden çıkartılarak doğrudan araziye ekim yapıldığında en uygun ekim zamanı Eylül sonu, en uygun ekim derinliği ise 2,5 cm’ dir. 
Bir meyve içinde 20-40 adet tohum bulunmaktadır.
Özellikle bazı türlerde ana bitkiden çok farklı özelliklere 
sahip tipler ortaya çıktığından tohum ile üretim istenmez. 

Tohum ile çoğaltılmış bitkiye fidan değil ancak çöğür denilebilir. Bu şekilde elde edilmiş kuşburnu bitkisi ile bahçe tesisi ileriye dönük pek çok problemi de beraberinde meydana getireceğinden bu tür uygulamalardan kaçınılmalıdır. Hollanda menşeili Rosa rugosa türünde tohumla çimlenme gücü çok yüksektir. Bu şekilde elde edilmiş çöğürler özellikle park ve bahçe tanziminde kullanılmaya çok uygundur. Rosa rugosa yöremizde mevcut Rosa Canina türüne göre farklı özellikler göstermektedir. 
Rosa rugosa Nisan sonunda başlayarak vegetasyon dönemi devam ettiği sürece Kasım ayı dahil çiçeklenmeye devam etmekte, her yeni sürgünün ucunda çiçeklenme ve tip özelliğine göre 1-15 adet meyve oluşturmakta, meyve içinde 30-50 adet çekirdek bulunmaktadır.



Çelikle Çoğaltma
Çelikle üretim için Sonbahar sonunda veya kış başlangıcında bir yaşlı 6-9 mm çaplı dallar kesilmelidir. 15-20 cm uzunlukta kesilen çelikler demet halinde nemli kum veya pist yosunu içinde tutulur. Bu çelikler önce nem geçirmeyen kağıda, sonra nemli gazete kağıdına, daha sonra da nem geçirmeyen kağıda sarılarak buz dolabında muhafaza edilir. Daha sonra ilk baharda köklendirmeye alınır. Aynı yıl süren dalların kısmen sertleştiği devrede alınan yumuşak odunsu çekirdeklerde uygun ortamlarda köklendirilebilir. 

Kuşburnu türlerinde çelikten köklendirmede görülen zorlukların ortadan kaldırılması daha doğrusu köklenme oranının arttırılması için çeşitli hormonların köklenme üzerine etkisi kanıtlanmış ve pratiğe intikal etmiştir. Çeliklerin köklendirilmesinde oksin grubunda yer alan IBA, IAA ve NAA gibi hormonlar kullanılmıştır. çeliklerin köklendirilmesinde en iyi sonucu veren IBA (İndole-3-Butyric Acid) olmuştur. 

Çeliklere hormon uygulaması sonucunda köklenme oranı bakımından türler arasında olduğu gibi aynı tür içerisine giren farklı tipler arasında da önemli farklar ortaya çıkmaktadır. Kuşburnular da dikensiz tiplerin köklenme oranları dikenlilere göre daha yüksek olmaktadır. Diğer yandan çelik üzerinde göz sayısının artması da köklenme oranını artırmaktadır. Tokat çevresinde ki doğal floradan alınan kuşburnu çeliklerinin köklenmesi üzerinde yapılan bir araştırmada, en yüksek köklenme oranı (% 48) 2000 ppm’lik IBA uygulamasından elde edilmiştir.



Altta konuyla ilgili başka bir makale var





Çelikle çoğaltma 
Yeni bir bitki elde etmek amacıyla, bitkilerin gövde, dal, kök ve yapraklarından kesilerek hazırlanan parçalara "çelik" adı verilir. Böyle beden parçalarıyla yapılan eşeysiz (vegetatif) çoğaltmaya da "çelikle çoğaltma" denilir. Çelikle çoğaltmada ana bitkiden kesilen bir parça köklendirildiği için, meydana gelen yeni bitki, mutasyonlar dışında ana bitkinin özelliklerini aynen taşımaktadır. Bu yöntem, bazı meyve türleri ve klon anaçları ile üzüm çeşitlerinin ve Amerikan asma anaçlarının çoğaltılmasında yaygın olarak kullanılmaktadır.

Bu yolla çoğaltılması mümkün olan bahçe bitkilerinde çelikle çoğaltmanın üstünlüklerini şöylece sıralamak mümkündür:

a. Küçük beden parçaları ile dar bir alan içinde çok sayıda,
birörnek yeni bitkilerin elde edilmesi mümkündür.

b. Ucuz, çabuk ve basit bir yöntem olup kültür çeşitleri kendi
kökleri üzerinde yetiştirildiğinden aşılama işlemine gerek kalmaz.

c. Anaç-kalem uyuşmazlığı sorunu kendiliğinden çözüme kavuşmaktadır.

d. Meyve yetiştiriciliğinde çöğür anaçlar kullanıldığında, ağaç büyüklüğü yönünden önemli farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Oysa çelikle çoğaltma ile bu sorun da ortadan kalkmakta, ana bitki ile aynı genetik yapıda ağaçlar elde edilmektedir.

Meyve türlerinden incir, nar, ayva, çay, fındık, zeytin ve dut ile hemen hemen bütün asma tür ve_ çeşitleri, üzümsü meyvelerin pek çoğu doğrudan çelikle çoğaltılabilmektedir. Diğer meyve türlerinin . doğrudan çelikle çoğaltılması çok zordur.

Ancak bu kadar olumlu özelliklerine rağmen, doğrudan çelikle çoğaltma her zaman uygulanamamaktadır. Çünkü çoğu kez değişik toprak koşullarına, toprak yoluyla zarar yapan hastalık ve zararlılara dayanıklı anaçların kullanılması zorunludur. Ancak bu anaçlar bağcılıkta olduğu gibi vegetatif yöntemlerle çoğaltılabıliyorsa, çelikle çoğaltma, çoğaltmada büyük yararlar sağlamaktadır.

Çelik tipleri
Çelikler alındıkları organlar ve dönem ile hazırlanış şekillerine göre üç sımfta incelenirler:

a. Alındıkları organlara göre çelikler, dal çelikleri, yaprak çelikleri,
yaprak-göz çelikleri ve kök çelikleri olarak adlandırılırlar. Meyve
türleri ve asmalar farklı tipteki çeliklerle başarılı olarak
çoğaltılabilirler. Ancak kullanılacak çelik tipinin seçiminde amaca en
uygun olan tercih edilir.

b. Alındıkları döneme göre ise çeliklere, odun, yarı odun ve yeşil
çelikler adı verilmektedir. Odun çelikleri, kışın yaprağım döken meyve
türlerinde ve bağlarda, yaprak dökümünden ilkbaharda gelişmenin
başlamasına kadar olan dinlenme döneminde alınırlar. Yeşil çelikler
ise, yukarıda belirtilen türlerde, o yılın taze sürgünlerinden, genellikle
yaz başlangıcında yapraklı olarak hazırlanırlar. Yarı odun çelikler ise
yaz sürgünlerinin kısmen odunlaştığı yaz ortası veya sonunda alınırlar.

c. Hazırlanış şekillerine göre dal çelikleri, adi (basit), ökçeli,
dipçikli ve sırık çelikler olmak üzere dört tiptir. Adi çelikler, türlere
bağlı olarak 10-90 cm uzunluğunda bir dal parçasıdır. Dipçikli
çeliklerin alt uçlarında, daha yaşlı daim kısa bir parçası, ökçeli çelikte
ise yaşlı daim küçük bir kısmı bulunmaktadır (Şekil 6.13). Bu tür
çeliklerin köklenmeleri daha kolay ise de hazırlanmaları adi çeliklere
göre daha zordur. Boylan 1-2 m olan ve genellikle 2-4 yaşlı dallardan
hazırlanan çeliklere ise sırık çelikler adı verilmektedir.

Çelik hazırlamada sağlıklı, orta derecede kuvvetli ve çeşidi iyi bilinen ana bitkilerin kullanılması gereklidir. Ayrıca hastalık, don ve dolu nedeniyle zararlanmış, değişik nedenlerle yapraklarını erken dökmüş, gelişmeden geri kalmış ve aşırı derecede kuvvetli büyüyen omca ve ağaçlardan çelik alınmamalıdır. Çelik hazırlanacak dalların boğum aralan anormal derecede uzun veya kısa olmamalı, obur dallar ile sürgünlerin aşın odunlaşmış dip kısımları ve iyi odunlaşmamış uç kısımlarından zorunlu olmadıkça çelik hazrrlanmamalıdır. Çelik alınacak ağaç ve omcalann virüsler ve bakteriyel hastalık etmenleri ile bulaşık olmaması gerekir
KAYNAK: Genel Bahçe Bitkileri 
Prof.Dr.Atila GÜNAY



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top